Nip/Tuck isyanı

Mesela İngiltere’de yaşayan Selçuk Utku, üçüncü sezon bölümleri orada takip ettiğini belirtmiş. Amerika’dan Anıl Köprülü ise "Biz dördüncü sezona hazırlanıyoruz" diye yazmış (çatlayalım mı hasetten şimdi?).

Öniz Pekin cnbc-e’ye sitem etmiş: "Şu anda çevremdeki herkes ne yapacağını şaşırmış durumda. Türkiye’de dizinin dvd’si daha çıkmamış. Yurt dışından mı istetsek yoksa internetten indirip mi izlesek? Ya da cnbc-e’de yayınlanana kadar beklesek mi? 3. sezonun eylülde başlayacağını duyunca son şıkkı eledim. Çünkü Desperate’ın da birinci sezonunu ikiye bölerek yayınladılar. İkinci sezon için ise iki ay beklettiler. Ve şimdi tadı kaçtı."

Sermet Bojar ise başka bir yöntem önermiş, buyrun: "Eğer uydu alıcınız varsa Paris Premiere diye bir kanal var, orada çarşamba akşamı üçüncü sezon başladı. Saat 23.40’da yayınlanıyor. cnbc-e ise üçüncü sezonu eylülde yayınlayacakmış, böyle saçma bir şeyi nasıl yaparlar, anlamak mümkün değil."

En "spoiler" mail İpek Özbilen’den. Üçüncü sezon bölümlerini izleyen şanslılardan biri olan İpek, "Dizi gitgide psikopatlaşıyor" diye başlayıp genel ayrıntılarıyla herkesin başına neler geliyor, bir bir özetlemiş.

Şimdi yazmayayım bunları, tadı kaçar gerçekten. Ama en çok Christian’a üzüldüm ben, öyle (hain) bir tüyo vereyim.

Son söz ise NTV ve cnbc-e’nin başındaki sevgili Cem Aydın’a: Nip/Tuck’ın üçüncü sezonu için eylüle dek beklemesek olmaz mı? Bakınız, (bir kısım) halk isyanda...

Teoman’ın ’Tom Waits’ sesi

Teoman’ın albüm kayıtlarını genelde sabahları yaptığını, öyle diğer starlar gibi "sesim iyice açılsın, sonra stüdyoya gireyim" derdinde olmadığını biliyorum.

Böyle daha hoşuna gidiyor çünkü: Sigara ve alkol sonrası hafif çatallaşmış, netlik ayarı tam yapılmamış bir ses.

Yeni albümünün ilk klip şarkısı "Dursun Dünya"yı dinlerken bunu düşündüm. Galiba yine öyle bir gününde stüdyoya girmiş Teoman. Sabaha kadar uyumamış ya da alkol-sigara dozu yüksek bir gece geçirmiş de olabilir.

Ama işte uymuş şarkının ruhuna. "Dursun Dünya" derken Teoman, öyle bir boğuklaşıp hırçınlaşıyor ki sesi Tom Waits ayarında, aman aman...

Bir başka "paşa" nostaljisi

Bayramda bir nostalji meltemi mi esti medya aleminde, yoksa bana mı öyle geliyor? Neydi o Show TV’deki resmi geçit mesela: Ayten Alpman’lar, Berkant’lar, Kamuran Akkor’lar... Üstüne Yener Süsoy’un yaptığı (taş bebek) Gönül Yazar röportajı (Bu arada Gönül Yazar’ın minik köpeğiyle Seren Serengil’in minik Tayni’si acilen tanıştırılmalı, şirin bir çift olurlar).

Gönül Hanım röportajda doğal olarak eski defterleri açıyor. Anlattığı kişilerden biri de Zeki Müren. "Paşa"yla arabada giderlerken yoldan nasıl delikanlı topladıklarını anlatıyor mesela.

"Sanat Güneşi"nin cinsel yaşamı tabii, hep merak konusu. O zaman nostaljik bir Müren kırıntısı da benden.

Yıllar önce (eski) Aktüel’deyken bir röportaj yapmıştım ünlü işletmeci Ceylan Çaplı’yla.

Malum, Çaplı bir zamanların en meşhur marjinal mekanı Club 14’ü yaratan adam. Müren de Club 14’ün baş müdavimi. Olmazsa olmazı. İşte Çaplı, enteresan ayrıntılar vermişti o mülakatta, Paşa’nın 14’deki gizli tarihine ilişkin. İşte onlardan birkaçı.

* Mekana girdiğinde sadece kendisinin oturduğu özel sandalyesine konuşlanıyor Müren ve sabaha kadar anlattığı erotik fıkralar ve söylediği şarkılarla herkesi coşturuyor. Polis mekanı sabah geç saatlerde kapatmaya geldiğinde ise yanıt belli: "İçerde paşa var."

* Masasının önünde hep kolonyalı mendille bir vazo bulunduruyor Müren. Amaç, kem gözlerden korunmak. Herkesle bakışmaktan kaçınmak.

* Bülent Ersoy nefreti de meşhur ya "paşa"nın, bir keresinde 14’e gelmek isteyen Ersoy’u içeri aldırmıyor!

* Öte yandan büyük aşk da yaşıyor "paşa". 14’de tanıştığı birine sayfalar dolusu şiir yazdığı biliniyor. Hatta o "gizemli sevgili"nin 14’ün kasiyerlerinden biri olduğu kulaktan kulağa yayılıyor.

Eğlence dünyası ve son trendler ONUR BAŞTÜRK’ün yorumuyla cebinizde. BLOG OBASTURK yazıp Turkcell 2727’ye gönderin, size de gelsin.