Neyin karşılığında?

SAHA içinde bir futbolcunun hakeme küfür etmesinin karşılığı nedir? Kırmızı kart değil mi?

Peki saha dışında herhangi bir yöneticinin Federasyon Başkanı’na, MHK Başkanı’na ya da rakip kulüpten birine küfür etmesinin cezası nedir? Hak mahrumiyeti tabii ki.

Peki bir takım taraftarının toplu olarak hakeme ve annesine küfür etmesi, bunu "Evine gitmek nasip olmasın" şeklinde beddua ile desteklemesinin karşılığı. 10 bin lira. Yani 100 liraya maça giren 100 taraftarın ödediği para.

Peki hakeme küfür ettiği için kırmızı kart gören ancak daha sonra hakemin yanına gidip özür dileyen futbolcuya kulübü tarafından verilen ceza ne kadardır? Yaklaşık 220 bin lira. Yani televizyondan milyonlarca kişinin duyabileceği tempoda ve en az 10 dakika kadar küfür etmenin karşılığı olarak verilen cezanın 22 katı.

Beşiktaş’ı severim. Beşiktaş taraftarını da. Ama Beşiktaş Yönetimi’nin dikkatli olması gerek. Bizzat kendileri, söylemleriyle, eylemleriyle taraftara hedef gösteriyorlar. Çünkü başarısızlar. Son 7 resmi maçta 5 kırmızı kart gören futbolcularına ceza keserlerken hakemleri hedef gösteriyorlar.

Maalesef Federasyon da buna göz yumuyor. Neyin karşılığında mı? 10 bin liranın değil herhalde.

Bir gol için...

DÜNYANIN hemen her liginde ırkçılıkla ilgili olaylar yaşanırken, "İyi ki bizde yok" diyorduk. Galatasaray-Sivasspor maçına kadar. Balili’nin golünden sonra "İsrail aleyhine" yapılan tezahürat futbol sahalarına yakışmayacak cinstendi. Ama federasyonun bu olayı da ciddiye alacağını sanmıyorum. Tıpkı hakeme top fırlatan Edu’yu, yardımcıya su atan Carlos’u, rakibine yumruk atan Tello’yu, Colman’ı görmezden geldikleri gibi Balili’ye yapılan ırkçı söylem de görmezden gelinecek.

Başbakan bile Davos’taki tepkisinin "İsrail halkına" değil, "İsrail Yönetimi’ne" karşı olduğunu söylüyor. Biz ise "İsrail’in Gazze’ye saldırısını kınıyorum" diye Balili’yi hedef alıyoruz.. Neden? Nizami kurallar içinde gol attığı için. Allah akıl fikir versin.

Duran top mu beyinler mi?

BECKHAM'ın Milan-Genoa maçında 20 derecelik açıdan attığı "harika" frikik golünü seyrettiniz mi? Eğer seyretmediyseniz internetten bulup mutlaka seyredin. Sonra arkanıza yaslanıp düşünün. Bırakın öyle bir frikiği; şampiyonluğa oynayan takımlarımızın en son ne zaman frikikten doğrudan gol bulduğunu bulmaya çalışın. Bence bu sezon için bulamayacaksınız. Sivasspor ve Trabzonspor 14, Galatasaray 9, Ankaraspor 18, Fenerbahçe 26, Beşiktaş 11 frikik kullanmış.

Şampiyonluğa oynuyorlar, ilk altı sıradalar, ama 17 haftada tek frikik golü atamamışlar. Üstelik tehlikeli bölgede en çok faul kazanan takım onlar. Ne dersiniz; Süper Lig’de frikikleri kullanılırken duran top mu yoksa "pahalı" beyinler mi?

Bizim Messi’miz

SEMPATİK, zeki, akıllı bir genç. Aynı zamanda yakışıklı. Aynı zamanda formasını giydiği kulübün koyu bir taraftarı. Aynı zamanda Milli Takım’ın değerli oyuncularından biri. Arda Turan her şeyiyle bir "model" adayı.

Ama küçük bir kusuru var. Maç içinde kendini kaybediyor. Bazen hakemle, bazen rakip oyuncuyla, bazen rakip taraftarlarla diyaloğa giriyor. Sporun içinde olanlar iyi bilir. İnsan maç sırasında kendini kaybedip, bambaşka bir kimliğe bürünebilir. Kaybetmeme isteğinden, hırstan, aşırı motivasyondan, aşırı baskıdan kaynaklanabilir bu.

Arda bu kişilik değişikliğini kontrol edebilirse Türkiye’nin sembollerinden biri olur. Kulübü de onu kaybetmek istemiyorsa, takıma katkısını artırma niyetindeyse Arda’nın saha içinde daha sakin kalmasını sağlamalı. Messi’nin neden bütün dünyada çok sevildiğini anlamalı. "Bizim Messi’miz" olmaya çalışmalı.

Yap boz!..

CSKA Moskova şu anda Euroleague’in en büyük favorisi. Aynı zamanda son şampiyon. Fenerbahçe’yi güle oynaya yendikleri, 48 sayıda bıraktıkları maçı seyredemedim ama internetten istatistiklerine göz attım. Oyuncuların aldıkları süreleri incelediğimde Tanjeviç’in inadının bir maçı daha nasıl kaybettirdiğini fark ettim.

Son derece kaliteli kadroya sahip Rus takımından tam 5 oyuncu 25 dakikanın üzerinde fazla süre almış. Fenerbahçe’de ise sadece Semih bu şansı bulmuş. Daha önceki maçlarda ilk periyotta 10 sayı atan Ömer Onan’ı, Oğuz Savaş’ı kenara alıp, yenik duruma düşünceye kadar oyuna sokmayan Tanjeviç, Fenerbahçe’yi yap-boz oyununa çevirmiş durumda.

Üç oyun kurucusu toplam 6 sayı atan takıma taktik üretemeyen Tanjeviç rakibin gücünü öne sürebilir. Ama AJ Milano’nun kupanın bir başka şampiyonluk adayı Olympiakos’u yendiği maçı izledim. Umarım Fenerbahçe Yönetimi de izler. Gününde olan oyuncuları sürekli oyundan çıkarma huyundan vazgeçmesi için öneride bulunur tecrübeli teknik adama.

Yoksa bu takım Euroleague’e galibiyet alamadan veda eder, ligde de Efes Pilsen-Türk Telekom finalinin seyircisi olur.
Yazarın Tüm Yazıları