Newyork Newyork

Doğan ULUÇ
Haberin Devamı

Horoz tek, tavuk çok

BEYAZ fırtına esir aldı New York'u. Milenyumum ilk ayı ilik donduran soğuk, açık çehreyi kamçılayan kar fırtınasıyla geçiyor. Kentleri birbirine bağlayan karayollarında kitlenmiş trafik göz alabildiğine uzanıyor. Araçlardakiler radyodan sürekli hava raporlarını dinliyorlar.

Ama Manhattan başka. Trafik aksaması yok. Belediye ekipleri caddeleri, mağaza, iş hanları kaldırımlarında biriken karları sabah-akşam kürekliyorlar. Kalın palto, yün kaşkol, şapkalı erkekler, yakası kalkık kürkler içinde kadınlar caddelerde apansız bastıran kışa meydan okuyorlar. Yaşam eski temposuyla sürüyor.

Beyazı gömlekte, buzu içkide, rüzgarı ağustos sıcağında aradığımız için kar, buz, bora, fırtınalı azgın kış mönüsüne meraklı değiliz. Cam arkasından Manhattan trafiğini izlerken uzmanlığı Amerikan politikası olan bir meslekdaşımız ‘‘Beyaz Saray'da dilden düşmeyen fıkrayı duydun mu?’’ diyerek sessizliği bozuyor:

‘‘Başkan Coolidge bir tavuk çiftliğini gezerken karısı çiftçiye horozun günde kaç kez seks yaptığını soruyor. Çiftçi ‘Üç, beş defa' deyince Bayan Coolidge ‘bunu Başkan'a söyle' diyor. Eşinin mesajını alan Başkan çiftçiye ‘Hep aynı tavukla mı?' dediğinde 'hayır, değişik tavuklarla' yanıtı üzerine çiftçiye ‘Bayan Coolidge'e söyle bunu' talimatını veriyor.’’

Muzip meslekdaşım ‘‘Amerikalılar başkanların seks skandallarına alışık. Clinton'ın hala popüler olmasının nedeni de bu.’’ diye espriyi bağlıyor.

Fıkra neşeli, kar-kış soğuğuna artık kafa yormuyoruz ama yeni yüzyıla yönelik kaygılarımız devam ediyor. Gazeteler, sanayi dergilerinde dijital teknoloji patlamasını içeren haberler akıl durdurucu. Bilgisayar, elektronik sanyiinde yeni buluşlar gıdadan yayıncılığa, iletişimden ulaşıma her alana uzanıyor. Prada, Gucci, Helmut Lang gibi moda öncüleri kesim ve dikimi lazer ışınlarıyla yapmaya başladılar.

Yeni moda akımlarını artık tasarımcılar değil bilgisayarlar tespit edecek. Yayınevleri kitapları ekranlara taşıma çalışması sürdürüyor. Alanis Morisette, L7, Tom Petty gibi sarkıcıların son albümleri yerkürenin dört tarafına Web şebekesiyle ulaşacak.

Organ bankaları kurulacak, insanlar kalp, böbrek ve ciğerlerini yenileyecek, buruşmuş deriler düzeltilecek. Ev ihtiyacından, mobilya ve araçlara alışveriş İnternet üzerinde yapılacak. Ofis personeli işlerini bilgisayarla evden yürütecek. Fabrikalarda robotlar işçilerin yerini alacak.

Spor alanı yeni yüzyıla ayak uydurma yolunda. San Francisco'da bir salonda gençler gibi yaşlılar da kolu, bacağı dev testereli robotları uzaktan komutayla çarpıştırıyorlar. Cybercrusher, Battlebots denilen bu çirkin oyunun daha şimdiden boks ve güreş kadar ilgi çektiği bildiriliyor.

Hollywood da geleceğin insanına ışık tutan yapımlar peşinde. Yeni tamamlanan ‘‘Hollow Man’’ adlı filmde deli bilgin rolündeki Kevin Bacon geleceğin ‘görünmez insan'ını canlandırıyor. Kevin kendi buluşu ilacı içerek kaslarını sıvı haline getiriyor, sonunda ana organları iskelete yapışmış halde öç alacağı eski sevgilisi ile arkadaşlarının peşine düşüyor. Kan donduracak korkunçlukta resimlere bakınca Frankenstein, Pamuk Prenses kadar sevimli görünüyor.

İnsanoğlunun yenilik arayışı sınır tanımıyor. Yüzyılın sonunu düşündüğümde zihnimde dehşet dolu bir manzara canlanıyor. Merak edilecek, özlem duyulacak bir manzara olmadığı kesin. Ofisi kapamadan önce sarınıp sarmalanıyoruz. Dışarıda hava rezalet ama, üç hafta sonra bahara kavuşacağız. Geleceğin dünyası sizin olsun, bizim dünyadan şikayetçi değilim.

Yazarın Tüm Yazıları