New York dinamizmi ve terör

SABIRSIZ bir değişim geçiriyor New York. Ama yerli halkı değil dışarıdan gelenler farkediyor bu süratli çehre değişikliğini ilkin.

Yaşamının büyük kısmını bu kentte geçiren ressam Burhan Doğançay ‘İstanbul’daki müzemin bazı işlerini tamamlamak için dokuz ay Türkiye’de kaldım. Dönüşümde bir garip geldi bana New York’ diyor. Nedir garip olan? ‘Her yerde inşaat var. Bu gidişle park, yeşil arazi kalmayacak. Kalabalık rahatsız edici düzeye ulaşmış. Anadolu’nun İstanbul’a göçünü anımsatıyor New York’un görünümü.’

Doğançay ciddi bir konuya parmak basıyor. İnşaat gelişen bir işkolu kentte. Bazı işadamları borsa yerine yüksek binaya yatırım yapmayı tercih ediyor. Temel kazması vurulduğunda satış-kira işlemleri başlıyor. Caddeler, ara sokaklar vinç, kamyon, geçici şantiyelerin işgali altında. Konu sadece inşaat değil, sektörlerde de birleşme var. Manhattan’ın yeni ikiz gökdeleni Time Warner’ın bir kanadı Mandarin Oteli. Bitişiğinde fiyatları bol sıfırlı dairelerin, dublekslerin çoğu satılmış. Aşağı katlarda lüks şarküteri, hipermarket, restoran, butik-takı mağazaları. Otelcilik, gıda, giyim, emlakçılık içiçe.

Yaygın şöhretli Plaza ve Waldorf Astoria otelleri de kimlik değiştiriyor. Bir asırlık Plaza otelden apartmana dönüşüme hazırlanıyor. Hollywood yapımlarına, Catherine Zeta-Jones ile Michael Douglas’ın düğün davetine sahne olan otelin 805 odasından 705’i daireye çevrilip satılacak. Yalnızca 80 oda otel olarak kullanılacak. Alt katları moda, mücevher, pahalı gıda dükkanlarına ayrılacak. Frank Sinatra, Marilyn Monroe, Başkan Eisenhower’in eşi Mamie’nin sürekli daire kiraladığı Waldorf Astoria da aynı değişim rotasını izliyor.

*

BUNLAR güzel hoş ama aklım dönüp dolaşıp 11 Eylül saldırılarına takılıyor. Manhattan’ın ucunda ikiz kuleleri yerle bir eden saldırıların üstünden dört yıl geçti. İnsanlarda toplu unutkanlık salgını mı başladı acaba? Usame bin Ladin aylar önce nükleer silahlara sahip olmayı kutsal görev ilan etti. Hedef gösterdiği ülke ise Amerika. Amerika derken Sierra Nevada sıradağlarını, Oklahoma vadilerini, Texas çöllerini kastetmediği muhakkak. İstihbarat örgütlerine göre New York ile Los Angeles yeni terör eylemleri için başta gelen iki kent.

Şehre yönelen anayollar, köprüler, tüneller gece-gündüz polis ve asker kontrolünde. Yüksek binaların önü bomba dolu kamyonlarla intihar saldırılarını önlemek için beton barikatlarla kesilmiş. Tren, metro istasyonları, şehirlerarası otobüs terminalleri sıkı güvenlik çemberinde. Yeterli mi tüm bu tedbirler? Stephen Flynn’a sorarsanız yeterli değil. Emekli Sahil Muhafızı komutanı Flynn, piyasaya sürülen kitabında Amerika’nın yeni bir terörist saldırıya karşı ’rezalet’ denilecek ölçüde hazırlıksız olduğunu söylüyor.

*

FLYNN, yolcuların havaalanlarında ayakkabılarından bavullarına kadar elektronik cihazlardan geçirildiğine işaret etmekle beraber uçaklara yüklenen tonlarca konteynerin araştırılmadığını söylüyor. Güvenlik uzmanı Flynn, Bush yönetimini ‘Liderlerimiz hálá terörizme karşı gerçek savaşın yabancı ülkelerde girişilmesi hayalini yaşıyor. Anavatan güvenliğine öncelik tanımaya yanaşmıyorlar’ diyor. ‘Yaralanması Mümkün Amerika’ başlıklı kitabında sıraladığı hususlar ise uyku kaçıracak türden. Bakın ne diyor Stephen Flynn: ‘Dünyada askeri, ekonomik ve kültürel gücünü göstermek gerektiğinde Amerika’nın rakibi yok. Ama vatan savunmasında aciziz. 2002 yılında Amerika’ya 400 milyonu aşkın insan, 122 milyon araba, 11 milyon kamyon, 2.4 milyon yük vagonu, 8 milyon konteyner, 56 bin 596 gemi-şilep-tekne, 3700 terminal ve 301 limandan girdi. Bunların büyük çoğunluğunun girişte kontrolü yapılmadı. Kara hudutlarımız 7 bin mil, deniz ve nehir kıyılarımızın uzunluğu ise 95 bin mil. Ülkemize yürüyerek, yüzerek veya tekneyle girmek isteyenler için sayısız fırsat var. Amerika’ya kaçak girenlerin sayısı resmi kayıtlara göre yedi milyon.’

*

TÜM bu rakamları göz önüne getirirseniz Amerika’da iç güvenliğin ne denli pamuk ipliğine bağlı olduğunu anlamak güç değil. Lojistik, teknik nedenlerle teröristlerin ABD’de nükleer silah kullanması kolay görünmüyor ama 100’ü aşkın nükleer santrala havadan uçakla, yerden bombalı kamyonla saldırı?..

İkiz Kuleler eyleminden sonra bio-terörizmin korkunçluğunu gösteren ’anthrax’ saldırılarının tekrarı?..

123 kimyasal fabrikadan birinde milyonlarca kişiyi öldürecek bir infilakın gerçekleşmesi?..

Başkan Bush, aklına esen devlete ’demokrasi’ ihraç etmeyi bırakıp kendi halkına terör kaygısından arınmış yaşam için uğraş vermeye başlamalı.
Yazarın Tüm Yazıları