Nevrotik kısırdöngü!

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Bu başlık, Profesör Dr. Engin Geçtan'ın ‘‘İnsan Olmak’’ adlı kitabındaki en ilginç bölümün başlığıdır. Kitap, insanın psişik sorunlarıyla ilgilidir.

Ne var ki, ben şimdi insanlar topluluğunun kafalarında yarattıkları ‘‘Devlet’’ adlı soyut varlığın psişik sorunlarıyla ilgilenmek istiyorum.

İstiyorum, çünkü bunu yapmanın zamanı geldi geçiyor ve maalesef kimse iğneyi önce kendisine batırmak istemiyor.

Nevrotik kısırdöngü, nevroz denilen hastalığın içinde dönüp durmak ve bir türlü kendi kendisiyle yüzleşecek cesareti bulamamak anlamına geliyor. Bu hastalığın kökleri çocuklukta yatıyor.

Devlet de nevrotik kısırdöngü içinde bocalıyor ve bu hastalığının kökünü de gene devletin çocukluk zamanlarında aramak gerekiyor.

Çünkü devlet çocukluğunu yaşarken, aşırı korumacı bir ebeveynin ellerinde kalmış. Kendi kendisini sürekli şişirmiş ve en büyük varlık olduğuna inandırmış.

Bununla da kalmamış, biraz narsist, yani kendisine âşık duruma gelmiş. Sloganlarını da böyle seçmiş.

Ancak büyüyüp dünya arenasına çıkınca gerçek anlaşılmış ve devlet ‘‘değersizlik duygusu''na kapılmış.

Değersizlik duyguları da, düşmanlık duygusunu körüklemiş.

İşte nevrotik kısır döngü budur.

* * *

Nevrozun bir belirtisi, nörotik kişinin insanlardan kaçması, kendisini gizlemesidir. Kendisini açığa vurduğu takdirde kabul görmeyeceğine inanır.

Kendisini açığa vurmadığı zaman kabul görürse, (göz boyamacılık yaparsa) yanlış bir imaj verdiğini bildiğinden, kabul görenin aslında kendisi olmadığını düşünüp değersizlik ve düşmanlık duygularına kapılır.

Kendisine saygısı olmadığından başkalarına da saygı duyamaz.

Sonuçta, kendini kapatır ve çevreye düşman kesilir.

Ben bizim devlet psikolojisinin temelinde bu hastalığı görüyorum.

Ve biliyorum ki, devlet kendi kendisiyle yüzleşse, bu hastalıktan hep birlikte kurtulacağız. Devlet kendisindeki hastalıklı ve noksan yanları filozofik olarak bulabilse ve ‘‘Ben çocukluğumdan beri şuralarda yanlış yaptım, şimdi kendimi yenilemeliyim’’ dese mesele bitecek.

Ama bunu bir türlü diyemiyor.

* * *

Şimdi RP'nin kapatılma davası üzerine kıyametler kopuyor. Peki Allahınızı severseniz bu RP'yi ne yarattı? Bu anlayış kendiliğinden mi siyaset sahnesine çıktı.

Bu anlayış devletin nevrotik kısırdöngüsü sonucu siyasete atılmadı mı? Nevrotik kısırdöngüdeki devlet, dini kendisini korumak için kullanmadı mı?

Sonra kendine izafe ettiği resmi ideoloji dinine kurban etmeye kalkışmadı mı? Kapatma isteminin nedeni bu değil mi?

Doğrusu, kapatmak yerine bunları yaratan koşulları ortadan kaldırmak, yani demokratik devlet biçiminde yeniden yapılanmak değil mi?

Kendi kendinle yüzleşme, halkının yüzde seksenini fakir bırak ve bir ideolojiyi zorla iktidarda tutmaya çalış; sonuç başka ne olabilirdi?

Özü bilmeyenler, teferruat içinde maalesef boğulur giderler.

Yazarın Tüm Yazıları