Neresi bunun adalet?

Balgat katliamının faillerinden İsa Armağan ile İpekçi davası sanıklarından biri iken kapağı Avrupa'ya atıp yargılanmaktan kurtulan Musa Serdar Çelebi'yi de yakında ‘‘Türkiye sizinle gurur duyuyor’’ diye omuzlara alabilirler.

Çelebi dün 1980 öncesinin ülkücüleri arasında önemli bir yeri olan Muhsin Yazıcıoğlu'nun başında bulunduğu Büyük Birlik Partisi'ne girmiş. Yazıcıoğlu bu vesileyle, İsa Armağan'ı da partiye alıp almayacaklarına ilişkin bir soruya, ‘‘Mahkûmiyeti buna engel oluşturur’’ yanıtını vermiş.

Anlaşılan bu konuda Sayın Yazıcıoğlu'na doğru bilgi verilmemiş. Aksi halde ‘‘Arkadaşımız yargıya başvurup yasaklanmış haklarının geri verilmesini isteyebilir. Mahkeme bu isteği yerinde bulursa -halen TBMM üyesi olan aynı durumdaki SAYIN (!) milletvekilleri gibi- arkadaşımız da hem milletvekili olabilir, hem de partimizde görev yapabilir’’ diyebilirdi. Böylece Yüce Meclis'teki bu tür üyelere bir kıymetli arkadaş daha eklenirdi.

Zaten Mehmet Ali Ağca ile Haluk Kırcı da hele bir serbest kalsınlar... Sıra onları omuzlara alıp siyasi hayata sokmaya gelecek.

Ama bizim konumuz o değil.

Biz daha çok İsa Armağan'ı serbest bırakan adalet sistemimiz ile sistemi o hale getiren siyasetçilerimiz üzerinde durmaya niyetli idik.

Yer kalmadığı için Armağan'ın marifetlerini özetleyecek değiliz. Ama beş kişiyi öldüren, 14 (veya 12) kişiyi yaralayan bir kişiyi -ister afla, ister cezasını erteleyerek- serbest bırakan bu işleyişin insanları isyan ettirecek kadar vahim bir haksızlığa yol açtığını vurgulamak istiyoruz.

Türkiye ne mene bir hukuk devletidir ki -verilen resmi bilgiye göre- adam öldürmek suçundan hüküm giyen 11 bin 571; gasp, hırsızlık, dolandırıcılık suçlarından hüküm giyen 11 bin 321 kişi serbest bırakılır ama makamı, rütbesi, çalımı büyük, birtakım kişileri kızdıran yazı yazan bir insan ömrünün en güzel yıllarını demir parmaklıklar ardında geçirmeye mahkûm edilir.

Uzatmaya ne gerek var?

Aynı suçun öteki faili Mustafa Pehlivanoğlu'nu idam edip İsa Armağan'ı serbest bırakan bir sistemin neyini savunabilirsiniz?

Dünyada ‘‘adalet dağıtıyorum’’ diyen acaba başka bir devlet daha var mıdır ki, orada yüzde yüz kusurlu olarak arabasıyla bir insana çarpıp öldüren sürücü 13 milyon 750 bin lira ağır para cezası (ikinci sınıf bir lokantadan tek başına çıkamayacağınız bir miktar) ödeyerek kurtulabilsin?

Merak edenler, emekli Büyükelçilerimizden Rahmi Gümrükçüoğlu'na çarpıp öldüren sürücüye ne ceza verildiğini araştırsınlar.