Neresi başkent?

CUMHURBAŞKANI Ahmet Necdet Sezer’in, gelecek ay Suriye’ye yapacağı resmi ziyaret nedeniyle, Ankara’da mümkün olan her ortamda ‘memnuniyetsizlik’ ifade eden ABD’nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman meğer ‘Sezer’in Suriye ziyaretiyle ilgili herhangi bir imada bulunmazmış’mış.

Peki bu ziyaret nedeniyle her fırsatta memnuniyetsizlik ifade eden kimmiş?

Lafı Suriye’nin Lübnan’daki askerine getirip Türkiye’ye aba altından sopa gösteren Zambia Büyükelçisi miymiş?

Edelman,hemen hiç imada bulunmamışmış.

Resmi görüşümüzün bu olduğunu Dışişleri Sözcüsü Büyükelçi Namık Tan’ın, dün kendisine yöneltilen bir soruya verdiği yanıttan öğreniyoruz.

Demek ki Büyükelçi Edelman’ın sözlerinin, Comonwealth ülkelerindeki İngiliz Yüksek Komiserlerinin (High Commissioner) edasını taşıdığını düşünürken hata etmişiz.

Sayın Tan, gazetecilerle konuşurken;

‘Öte yandan, dış ilişkilerimizin ve dış politikamızın nasıl yürütüleceği konusundaki takdirin tamamıyla Türkiye’ye ait olduğunu da bu vesileyle kaydetmek isterim’ demek gereğini duymuş.

Türkiye’nin kendi dış politikasını kendisinin tayin etmesi tabii olduğuna göre Sayın Tan acaba bu sözlerle kime ne demek istedi?

Bize, yani ‘Türkiye, Ankara’dan idare edilir ve edilmelidir’ diyenlere değil herhalde.

Kimse tevil yoluna sapmasın... Büyükelçi Edelman belli ki Cumhurbaşkanı Sezer’in Suriye’ye yapacağı geziyi engelleyebilecek gücü kendisinde vehmetti. Ama dünkü gazetelerde gördüğünüz gibi Sezer’den çok kısa ve net bir yanıt aldı:

‘Elbette gideceğim!’

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da açıkça desteklediği bu karar, bize kalırsa çok yerindedir.

Gerçi Washington’daki Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Adam Ereli’nin de konuyla ilgili bir soruyu yanıtlarken ‘Ziyaret meselesine gelince, bu Türkler ile Suriyeliler arasında bir meseledir’ dediği bildiriliyor. ama işin ilginç tarafı yine dünkü gazeteler, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in, kendisiyle görüşen AKP ve CHP milletvekillerinden oluşan bir hey’ete, ‘Bizim hassasiyetlerimizin Türkiye’nin çıkarına olduğunun anlaşılmasını bekliyoruz’ dediğini bildiriyorlar.

Anımsarsınız... Rumsfeld’in yardımcısı Paul Wolfowitz, 6 Mayıs 2003 tarihinde kendisiyle görüşen Türk gazetecilere aynen, ‘Türkiye’nin İran ve Suriye ile yaptığı ya da girdiği ilişkiler tamamen bizim izlediğimiz politika ile uyumlu olmalı’ demişti. bir gün sonra da Dışişleri Bakan Yardımcısı Mark Grossman, arkadaşı Wolfowitz’i aynen desteklediğini ifade etmişti.

Anlaşılan görüş ayrılığı, Türkiye’nin Washington’dan mı Ankara’dan mı idare edilmesi gerektiği sorusundan çıkıyor.

Biz Türkiye’nin Ankara’dan idare edildiğine ve edilmesi gerektiğine inanıyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları