Nereden çıktı bu Michelin yıldızları

Çok eski bir aile dostu olan Partice Brun ve ailesini ziyaret için gittiğim Güney Fransa seyahati benim açımdan çok zevkli ve öğretici bir anıya dönüştü.

Fransa’nın oldukça tarihi bir yapıya sahip olan Avignon şehrinde başlayan dost ziyaret, yakındaki şehirlere de uğramakla alabildiğine zenginleşti. (Marsilya, Ancy, vs)

Patriceler’le bir iki gün hasret giderdikten sonra, her zaman olduğu gibi, saygıdeğer anne- babasını ziyaret için yola koyulduk. Bu çok eski Fransız ailesi beni bu kez Marsilya yakınlarındaki Casrs kasabasında ağırlamaya karar vermişti.

Brun ailesi ile birlikte Casrs’ta muhteşem bir öğle yemeği yedik. (Casrs’ın güzelliklerini anlatma işini gezi yazarlarına bırakıyorum.)

Hayatlarını bir gurme gibi yaşayan Patriceler’in 90 küsür yaşındaki anne ve babası, yemek konusunda bana inanılmaz bir ihtimam gösteriyorlardı. Seçtikleri restorandan tutun da pişirilen yemeklere, tercih edilen ya da edilmesi gereken şaraplara kadar her şeyi titizlikle açıklıyorlardı. Bu arada, bu yemek esnasında Fransızlara ait çok ünlü bir söz de öğrendim. "Eğer Paris’i gidip de Casrs’ı görmediyseniz, Fransa’yı görmüş sayılmazsınız".

Tüm çocukluğunu burada geçirmiş olan Partice ve babası bu sözü büyük bir gururla dile getirdiler.

İşte böyle tatlı bir muhabbet eşliğinde geçirdiğimiz güneşli bir günde, doğayı ve etrafı hissederek yemeğimin tadını çıkarmaya çalışırken, kasabanın en heybetli tepesinde ve bu heybete yakışır büyüklükte, çok eskilere ait olduğu hemen anlaşılan bir kale ve şato görünümünde bir başka yapı dikkatimi çekti. İlk bakışta kasabanın tarihi kalesi izlenimi yaratan bu yapının Micelin Lastikleri’nin sahibinin evi olduğunu öğrendiğimdeyse, aklıma bu firmanın sahibinin başlattığı restoran değerlendirme rehberleri geldi. Sonra, size daha önce Michelin yıldızlarıyla şahlandırılmış restoranlardan bahsetmediğimi hatırladım. Yarından itibaren diyorum ki şu yıldızlara biraz daha yakından bakalım, ne dersiniz?

Etli kitelfum

Malzeme listesi

3 su bardağı köftelik bulgur

1 adet yumurta

3 yemek kaşığı un

200 gr et kavurması (Hazır satın alabilirsiniz.)

3 diş sarmısak

2 adet orta boy kuru soğan

1 yemek kaşığı biber salçası

2 yemek kaşığı tereyağı

1 tatlı kaşığı pul biber

2 çay kaşığı tuz, karabiber

Bulguru 2 su bardağı ılık suyla ıslatın. Yaklaşık 10 dakika sonra, kabaran bulgurun üzerine yumurta, un ve 1 çay kaşığı tuzu ilave edin. Malzemeleri 3-4 dakika, yumuşak bir hamur elde edinceye kadar yoğurun. Hamurdan fındık büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarladıktan sonra bir tepside biriktirin.

Elinizi ara sıra suya batırıp hamurun yapışmasını önleyin. 1 yemek kaşığı tereyağını ota boy bir tencerede eritin. Üzerine, biber salçası ve incecik doğranmış sarmısağı ekleyip 1 dakika kadar kavurun. Tencereye 8 su bardağı da sıcak su aktarıp tuz ve karabiberi serpin. Su kaynamaya başlayınca, hazırladığınız köfteleri de aktarıp yaklaşık 20 dakika pişirin.

Diğer taraftan, tereyağını orta boy bir tavada eritin. Üzerine yemeklik doğranmış soğanları ilave edip karıştırarak 2-3 dakika kavurun. Kuşbaşı et formunda doğradığınız kavurmayı soğanın üzerine katın. 7-8 dakika kadar karıştırarak kavurduktan sonra üzerine pul biberi serpiştirip tekrar pişirin. Son olarak, bu soğanlı kavurmalı karışımı köftelerin olduğu tencereye aktarın. Karıştırdıktan sonra, sıcak sıcak servis yapın.
Yazarın Tüm Yazıları