Neden esip gürlüyor

- Esip gürlüyor çünkü: Bu artık onun stili oldu.

Haberin Devamı

-  Esip gürlüyor çünkü: Akşam televizyonları başında kendisini “Helal olsun... Nasıl da çaktı lafı” diye hayranlıkla seyredeceklerin, halkımızın kahir ekseriyetini oluşturduğunu biliyor.
-  Esip gürlüyor çünkü: Esip gürleyince büyük bir haksızlığa maruz kaldığını kanıtlamış olacağını düşünüyor.
-  Esip gürlüyor çünkü: Esip gürlemesini yadırgayanları, oy sayısı bakımından “hesaba katılır” bulmuyor.
-  Esip gürlüyor çünkü: Yaptığı genel mıntıka temizliğinin ardından kendisine şöyle okkalı cevaplar gelmeyeceğinin acayip farkında.
-  Esip gürlüyor çünkü: Diğer bütün sesleri, ancak bu şekilde bastırabileceğine kesin iman etmiş durumda.
-  Esip gürlüyor çünkü: Esip gürlemezse “Daha önce çeşitli mercilere esip gürlüyordun, söz konusu ABD olunca nasıl da alttan alıyorsun” denilebileceğini gayet iyi biliyor.

Haberin Devamı

Onur Öymen’e politika dersinden sıfır verdim

Hürriyet’in muhabir ruhunu hiçbir zaman kaybetmemiş yazarı Yalçın Bayer, bir uçak seyahatinde CHP’li Onur Öymen’le karşılaşmış.
Sohbet etmişler.
Konu: WikiLeaks belgelerine Başbakan Erdoğan’ın gösterdiği tepki...
Onur Öymen, Başbakan Erdoğan’ın belgelere yönelik tepkisini hiç beğenmemiş.
Bunun üzerine Yalçın Bayer sormuş: “Peki Başbakan’ın tepkisi nasıl olmalıydı?”
Onur Öymen’e göre Başbakan şunları söylemeliymiş:
“Bu raporları dikkatle değerlendireceğiz. Bizim gerçeklere aykırı bulduğumuz ve paylaşmadığımız iddialar hakkındaki görüşleri ayrıca kamuoyuna açıklayacağız. Bakanlar ve bazı kişilerle ilgili yolsuzluk iddialarını da inceleyerek gerekli cevapları zamanında vereceğiz. Bu konuda büyükelçiliğin bazı kaynaklar tarafından yanıltıldığı izlenimindeyiz”.
* * *
Bu cümleler, Onur Öymen’in politika denilen olgudan ve halkın nabzını tutmak meselesinden zerre kadar çakmadığının bariz bir kanıtı gibi.
Sadece şu kadarını söyleyeyim:
Eğer Başbakan Erdoğan, Onur Bey’in söylediği cümleleri söyleseydi, yapılacak ilk seçimde yenilgiyi tadardı.

ABD Elçisi’ne kıyak: Al sana benden kripto

WIKILEAKS belgelerinden öğreniyoruz ki...
Türkiye’de görev yapan Amerikan diplomatları AK Parti’yi üçe ayırmışlar.
Buna göre AK Parti...
Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç gibi dindarlardan, Cemil Çiçek, Kürşad Tüzmen gibi milliyetçilerden ve Reha Denemeç, Şaban Dişli gibi pragmatistlerden oluşuyormuş.
Bu tasnif, ne zaman yapıldı bilmiyorum.
Ama bildiğim bir şey var.
AK Parti’yi, özellikle ilk dönemlerinde dokuza ayırma modası vardı.
Şöyle ki:
“Erdoğancılar”, “Milli Görüşçüler”, “Radikaller”, “Liberaller”, “Vitrine konanlar”, “Pragmatistler”, “Gülcüler”, “ANAP’tan gelenler”, “Milliyetçiler”.
* * *
Sonra acayip şeyler oldu:
Latif Abi gitti, Gül Çankaya’ya çıktı, milliyetçi ekip dağıldı, radikaller uzaklaştırıldı, Bülent Arınç arıza çıkarmaktan vazgeçti, pragmatistler biat etti...
Yani...
Zaman geçti, dönem değişti...
Öyle oldu, böyle oldu...
Ve AK Parti’de herhangi bir ayrımın ne manası, ne de karşılığı kaldı.
İşte buraya yazıyorum, dileyen Amerikan diplomatı not alıp Washington’a kripto olarak yollayabilir:
AK Parti, tepeden tırnağa bir Tayyip Erdoğan partisi haline gelmiştir.
Grup, hizip, ekip, sivrilmiş isim falan hak getire durumundadır yani...

Haberin Devamı

Âlemin tozu dumanı

-  Cem Özer, tiyatro sahnesinde Pir Sultan Abdal’ı canlandırıyormuş... Benimse aklımda şu soru var: Herhangi bir Türk seyircisi, Ali Sadi’yi, Nurgül Yeşilçay’ı, Bebek Kave’yi, motosikleti falan unutup Cem Özer’in canlandırdığı Pir Sultan Abdal karakterine nasıl konsantre olacak?
-  Nahide’de Belkıs Özener fırtınası esti. Gönül Yazar da ikramiyeydi. Bir de bomba haber var: Ümit Besen önümüzdeki salı Nahide’de sahne alıyor.
-  “Av Mevsimi” vizyonda... Sinema eleştirmenleri ilk yorumlarını yapmışlar. Bu yorumlarda benim dikkatimi gönül okşayıcı lafların arasına sıkışıp kalmış olan “Biraz sıkıcı mı ne?” türü tepkiler çekti.
-  Tiyatrocular, en acılı günlerinde sahneye çıkmalı mıymış, çıkmamalı mıymış? “Son günlerin en heyecanlı tartışması” diyorlar bu bayatlamış, ıcığı cıcığı çıkmış tartışmaya... Madem öyle o zaman “Mankenden oyuncu olur mu, olmaz mı?” tartışması neden yeniden alevlendirilmiyor?

Haberin Devamı

Üç soruluk vicdan testi

BİR: Eğer Amerikan diplomatlarının dedikodularını dayanak yaparak sağa sola iftira atmak caiz değilse... Bir haham bozuntusunun üfürüklerinin manşetlere taşınarak sağa sola iftira atılması caiz midir?
İKİ: Eğer Amerikan diplomatlarının dedikodularından yola çıkarak Başbakan’ın dünürü Sadık Albayrak’ın onurunu çiğnemek ayıp ise, her türlü dedikodunun üstüne atlanarak hapse atılan Mehmet Haberal’ın çiğnenen onuru ne olacak?
ÜÇ: Eğer Amerikan diplomatlarının dedikoduları için “Bunların haber değeri bile yoktur” diyeceksek, Ergenekon sanıkları hakkında ortaya atılan her türlü dedikodu neden manşetlere taşındı?

İşte paşam yeni Türkiye

Haberin Devamı

-  İktidarın kıl olduğu hâkimler, uydurma ihbarlarla otel odalarında polis baskınına uğruyorlar.
-  Her türlü iddiaya “İspatlamazsan şerefsizsin” diye yanıt veriliyor.
-  Başbakan’la ilgili iddialara tek satır olsun yer vermeyen gazeteler, Başbakan’ın o iddialar hakkındaki yanıtını 8 sütundan sürmanşet olarak veriyorlar.
-  İktidarı protesto eden üniversite öğrencilerine hapis cezası veriliyor.
-  Belediye başkanları, duvara kendi aleyhinde yazı yazan gençlere, “görsel kirliliğe sebebiyet vermek” gerekçesiyle dokuz bin küsur lira ceza yazdırtıyorlar.
-  Yumurtalı protestoya katılanlara terörist muamelesi çekiliyor.
-  Katillere kanaat önderi muamelesi yapılması olağanlaşıyor.

Yazarın Tüm Yazıları