Ne kadar mutluyduk...

İÇİNDE bulunduğumuz yıllar, ileride nasıl anılacak acaba?..

‘Cilalı Tuş Devri’ olabilir mesela.

Tuşa basmadığımız an yok.

Sırf ülkemizi baz alırsak, Osmanlı’nın ‘Duraklama Devri’ne karşılık bizimkisi ‘Araklama Devri’ olabilir.

Fakat bu devir esas, özellikle ülkemiz insanının rahatının kaçtığı devirdir bana göre.

Evet, rahat yüzü yok. Ki bütün gayretler insanı rahat ettirmeye yönelik.

Ama ters tepti.

Mesela şu deprem mevzuunu ele alalım.

Ben zırt pırt deprem olan bir yerde büyüdüm. İzmir’de.

Fakat ne olurdu... Bakardık sallanıyoruz, kalkar bir kapının altında durur, sallantının geçmesini beklerdik. O kadar.

Ha bir de annem, devetabanının titreyen yapraklarına bakıp depremin büyüklüğünü tahmin ederdi. Hepsi bu.

Bir dahaki sefere kadar depremin adını anmazdık. Yoktu ki bize bunu hatırlatacak ‘deprem bilmişleri’...

Önce kapı boşluğunda durmanın bir yararı olmadığını bildirdiler, sonra da bir dahaki depremin zamanını ve büyüklüğünü tahmin edip korkulu bekleyişlere saldılar bizi.

Bu bilgilenmelerin ne faydası oldu sorarım size... Kaç kişi evini güçlendirdi, kaç kişi yıktı, kaç kişi göçtü...

Sadece rahatımız kaçtı. Depremden olmasa korkudan öleceğiz.

* * *

Gelelim AB’ye...

Hay kimin aklına geldiyse oraya girme işi...

Giremeyeceğimiz gibi 50 sene içimiz hun olacak.

Sonra şu diyet meselesi...

Kolesterol, lipit, şeker, vs. ölçtürme merakı...

Bunlarla ve de diyetle tanıştığımız günden beri herkesin kolesterolü yüksek, herkesin damarı tıkalı, herkes şeker hastası.

Daha yeni ‘dünyanın en kabız ülkesi’ çıkmışız. Oysa topluca kepeğe dönüşeceğiz neredeyse.

Bu hususta da sadece rahatımız kaçtı. Eskiden tok gidiliyordu öteki tarafa hiç olmazsa...

Teknoloji mesela...

Cep telefonu kime mutluluk getirdi... Kendisiyle ne haltlar karıştırıldığını görüyoruz. Her gün yeni bir pisliğe alet oluyor. İnsanoğlunun canavar tarafını ortaya çıkarmaya yaradı bir tek.

Daha böyle onlarcasını sayabilirim.

Vallahi devir ‘mutsuzluk devri’ arkadaşlar!

MIŞ-MUŞ

11 bin kişiyle yapılan araştırmada, en çok evli kadınların cinsel sorun yaşadığı görülmüş.

E, tabii o sırada kocalar dışarıdaki bekár kadınların cinsel sorununa çare olmak üzere koşuşturduğundan...

Erdal İnönü, ‘Bilimde AB’den geriyiz’ demiş.

Aman AB’nin aklına getirmeyelim şimdi! Bir onun farkında değiller.

Kuzey Kutbu’nda 55 yıllık buz kalmış.

Durun bakalım, biri çıkar da yerden soğutma sistemi falan döşer belki.

Nasreddin Hoca’nın maya çaldığı Akşehir Gölü bataklık olmuş.

E, duysa da pek tınmaz herhalde, o da yoğurt yapıp yiyecekti gölü.
Yazarın Tüm Yazıları