Ne hakları?..

Bekir COŞKUN
Haberin Devamı

İnsan hakları kavramı 17'inci yüzyıl'da filizlenmeye başladı... Avrupa'nın aç ve çıplak köylüleri, kilise ile toprak sahiplerinin eğemenliğine karşı kıpırdadılar...

Jean Jacques Rousseau yazdığı ‘‘Toplumsal Sözleşme’’de, (1762) insan haklarının kenar çizgisini çiziyordu...

Böylece insanoğlu; artık tanıdığı, ama elde edemediği insan haklarını yüzyıllar boyu kovalamaya başladı...

Çok kan aktı...

Neyse ki Dünya'nın bir yarısına komünizm yerleşince, öbür yarısındaki liberal devletler, insan hakları savunucusu kesilmek zorunda kaldılar...

İnsan Hakları Bildirisi, 10 Aralık 1948'de imzalandı...

O gün, İnsan Hakları Günü kabul edildi...

*

Yani dün, ‘‘İnsan Hakları Günü’’ idi...

Farkına vardınız mı, varmadınız mı?..

Türkiye ‘‘İnsan Hakları Listesi’’nin en sonunda, Afrika ülkelerinin arasında yer alıyor...

Hindistan'ın yanında bir yerde...

Çünkü insan hakları için asgari iki şey gerek:

İnsan ve hak...

Oysa eğitilmemiş, kör-sağır bırakılmış ‘‘insan’’ unsuru... Ve asla yerini bulmayan bir ‘‘hak’’ mekanizması ile nereye?..

*

İnsan Hakları; hem ‘‘hak’’ dağıtıcısı devlet tarafından ihlal ediliyorsa... Hem o toplumu oluşturan ‘‘insan’’ tarafından özümsenmemişse, ne yapabilirsiniz?..

Birincisine örnek çoook:

İşkenceden, yargısız infazlara... Çetelerden, siyaset mafyalarına... Rüşvetten, soyguna kadar...

İkincisi:

Eğer bir toplumda insanlar, kendileri gibi düşünmeyenleri otellere doldurup çatır çatır yakıyorlarsa... Ramazanda ağzı kıpırdayanı bıçaklıyorlarsa... Belediye başkanları kubbeleri miğfer, minareleri süngü gibi görmeye başlamışlarsa... Toplumun neredeyse dörtte biri çağdaş insanı reddeden o gericiliğin peşine düşmüşse...

Yapacak bir şey yok...

*

O zaman; soymak hak olur...

Çalmak hak olur...

Yıkmak hak olur...

Vurmak hak olur...

Yakmak hak olur da...

‘‘İnsan hakları’’ olamaz...

Yazarın Tüm Yazıları