‘Nasıl yani’ olduklarım

Milliyet’ten Ali Eyüboğlu, Kral TV’nin 50 kişilik jürisinde yer alanları yazmış. Herkes tamam da, ben bir tek Fehmi Koru’yu anlayamadım o jüride.

Madem öyle, siyaset yazan başka yazarları da koymalılardı jüriye. Neden sadece Fehmi Koru?

Murat Dalkılıç bir adet peçeteli ahlaksız teklifi itiraf etmiş.

Şöyle ki: Barda program yaparken bir kadın hayranı peçeteye, “Beş gece için 3 bin, 10 gece için 5 bin dolar veririm” diye yazıp göndermiş garsonla.

Dalkılıç peçeteyi geri göndermiş. Teklife “nasıl yani” olmadım tabii.

Gayet doğal geldi. Asıl teklifi yapanın 10 gece için bu kadar az para vermesine “nasıl yani” oldum. Sen kalk, adamı 10 gece eve kapat, durmadan şarkı söylet (!), 5 bin çok çok az... Kriz indirimi bu olsa gerek.

‘Haklısınız’ dediklerim

Ayşe Arman önceki günlerde yazmıştı. ıstanbullu artık kendi gettosunda, kendi cumhuriyetinde yaşıyor, semtinin dışına çıkınca “sudan çıkmış kılıç balığı” olabiliyor diye.

Eskiden de vardı, ama şimdi daha yoğun bu duygu galiba. Hayatı sırf Bebek ya da sırf Cihangir, Nişantaşı’nda geçen çok.

Mesela Gümüşsuyu’nda oturan bir arkadaşım, çok yakın olmasına rağmen yıllardır Sultanahmet civarına gitmemiş. Geçenlerde taksiye atlayıp Balıkçı Sabahattin’de almış soluğu. “Acayip keyif aldım” dedi. Kendini aynı şehirde turist gibi hissetmiş.

Bence Arman’ın aynı yazıda bahsettiği arkadaşı da, Fatih’teki pideciye gidip sonra da “ay eteğime baktılar” diye koşarayak kaçmamalı, kalmayı denemeliydi. Yoksa hep böyle sıkışıp kalırız işte.

Tam ben de “Bakınız uzun bir aradan sonra, çok popüler olduğu için Scotch’a uğramayan Beyaz salı gecesi mekandaydı. Aman aman pek de eğleniyordu, bıyıklı DJ Yusuf’la beraber şarkı çalıyordu” filan diye yazacaktım.

Aynı gece mekanda olan bir okurdan mail geldi. Kısaltarak aktarıyorum ve diyorum ki, ne diyeyim haklısınız Alev Hanım.

“İlk ne zaman gittim, hatırlamıyorum. Sanırım 2006 yılıydı. Hatta bir yılbaşı gecesi de Scotch’taydık. O gece Beyaz da arkadaşlarıyla Scotch’taydı. ‘Önemli şahsiyetim, bana loca açın’ gibi bir talebi yoktu. Ne onun ne de o gece orada bulunan diğer ünlülerin... Hepsi ayakta dans ediyordu. Sonra siz köşenizde Scotch’u yazmaya başladınız. şimdi gece geç saatlerde mekan kalabalıklaştığında ‘locamızın önünden çekilin, bizi kimse görmüyor’ gibi uyarılar yapılıyor.

Bu gece titrini ve ismini bilmediğim, sadece sperm bankasından döllenerek çocuk yaptığını bildiğim (vallahi billahi ismini bilmiyorum) hanım, bir grupla Scotch’taydı.

Mecburen o hanımın locasının önünde durmaya başladık. Ama deyim yerindeyse oradan itelendik. Locadakilerin önü açılsın diye...
Oysa Beyaz da, Demet Akalın’ın eski eşi de, Demet Akbağ da oradaydı ve hepsi dans ediyordu.

‘Locamın önü kapandı beni kimse göremeyecek’ endişesi taşıyan yegane ünlü ise sperm bankasından suni döllenen o kadındı...
Keşke Scotch’u hiç yazmasaydınız...”

İçki içmeyen okurla gece turu

e-kolay’daki “okurla gece turları” tam gaz devam ediyor.

Bu hafta ilk kez içki içmeyen bir okurla, sevgili Evren şehri’yle fink attık mekanlarda. Evren gece boyu meyve suyu içti. Dokuz yıldır içmiyormuş içki. Nedenini de artık ekolay’da okuyun bugün.

Bir gün ben de deneyeceğim gece boyu meyve suyu içmeyi, ama herhalde beceremem. Yarı yolda tekrar dönebilirim içkiye. Bizim mekanlardaki insanlara içkisiz katlanamam çünkü.
Yazarın Tüm Yazıları