Nasıl ünlü gazeteci olunur?..

Güncelleme Tarihi:

Nasıl ünlü gazeteci olunur..
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2003 00:00

GAZETECİLİĞE başladığımız yıllarda cezaevi görmüş gazeteciler ‘‘ünlü’’ olurlardı.Onların bütün yazıları ‘‘Demir kapılar kapandı, zincirler vuruldu...’’ diye başlardı.Bizi ise kimse içeri atmıyordu.Ve bizler ‘‘Demir kapılar kapandı, zincirler vuruldu...’’ diye başlayan yazılar yazmak için ‘‘Niye kimse bizi içeri atmıyor?..’’ diye her zaman oturup somurttuk.*Sonra dönem değişti.Türk medyasının en içten ve masum dönemidir ki, olayların içindeki gazeteciler ‘‘ünlü’’ olmaya başladılar. Bunlardan en iyisi, bindiğiniz uçağın kaçırılmasıydı.Hoş gemi de olurdu...Ki sevgili arkadaşım-dostum Uğur Dündar, Çeçen teröristlerin kaçırdığı gemide olmasa bile helikopterle gidip, kendini havadan geminin güvertesine atarak bu masum ve içten dönemin en çarpıcı örneğini vermişti.Ama en uygunu kaçırılmış bir uçaktı.Biz yine de somurttuk...Çünkü uçağa binmekten korktuğum için trendeydim ve içine oturup boşuna beklediğimiz çelik raylı treni kimse kaçıramazdı.*Derken devir yine değişti...Bu sefer ‘‘ünlü’’ olmak için ne içeri atılmak gerekiyordu ne kaçırılan bir şeyin içinde olmak...Bir şeyin sizin içinizde olması yeterliydi:Yalakalık...Başbakanın uçağında olmak, ona devleti nasıl yöneteceği konusunda akıl vermek, ama ne yazacağını başbakandan öğrenmek ve sonra da ‘‘Başbakan beni telefonla aradı...’’ diye başlayan yazılar yazmak ‘‘ün’’ getiriyordu.*Şimdi yeni bir dönem...Cumhuriyete ve onun değerlerine, kurumlarına, kavramlarına saldırmak, küfretmek, aşağılamak...Bu, gazetecileri ‘‘ünlü’’ kılıyor.Artık ne gelirse dilinize...Cumhuriyet ve kurumlarına saldırırsanız ‘‘demokrat ve ünlü gazeteci’’ oluveriyorsunuz.Sizi baştacı ediyorlar...Öneminiz artıyor...Bizi içeri atmalarını, olmadı treni birisinin kaçırmasını, yalakalığı kaçırdıktan sonra...Şimdi de ‘‘ün’’ü kaçırdık mı gülüm?..
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!