Nasıl mülteci oldum!

Güncelleme Tarihi:

Nasıl mülteci oldum
Oluşturulma Tarihi: Ocak 18, 1998 00:00

Haberin Devamı

Hürriyet Diyarbakır Muhabiri Faruk Balıkçı İstanbul'a gelip Fatih'teki Siirt Pazarı'nda Gül Otopark'a gidiyor. Kendisini Kuzey Iraklı olarak tanıtıyor ve insan tacirlerinin kurbanları arasına giriyor. Şahap'la bağlantıyı sağlayan, Siirtli Kemal'le otoparkın çay ocağında konuşuluyor. Kemal otoparkın yan tarafındaki yazıhanede oturan Şahap'la aramızda kuryelik yapıyor; isteklerimizi iletiyor, onun söylediklerini bize aktarıyor. Pazarlık sonucu iki bin dolara anlaşıyoruz.

Ertesi gün aynı çay ocağında yine Kemal'le buluştuğumuzda ‘Güven’ sağlanmış durumda. Bin doları otobüse binince, kalan bin doları Atina'da ödemek üzere anlaştıktan sonra ısrarlarımız sonucu Şahap'la tanıştırılıyoruz. Şahap'ın parmaklarındaki yüzükler dikkat çekici. Biri minareli, biri üç hilalli. ‘‘Polise yakın görünmek için’’ takıyormuş. Küçük yazıhane kuytu bir yerde. Bir masada bilgisayar var. Bilgisayarın başında kalın bıyıklı orta yaşlı biri oturuyor. Onun yanında konuşmuyoruz. Bu bıyıklıyı arkadaş diye tanıtıyor Şahap. Kürtçe konuşmalardan sonra bıyıklı gidiyor. Şahap tedirgin. Ama Kemal kefil olunca kuşkular ortadan kalkıyor, Yunanistan'a nasıl gideceğimizi anlatıyor.

İstanbul'dan otobüsle yola çıkılacağını, Yunanistan sınırına gelince 4-5 saat yürüneceğini, Meriç'i geçince geceleri yürüneceğini, gündüzleri uyunacağını, kendisinin battaniye ve yiyecek alacağını anlatıyor. Bir de uyarısı var: ‘‘Eğer Yunanistan'da yakalanırsak asla Türkçe konuşmayacaksın. Çünkü Kuzey Iraklılar'a kolaylık gösteriyorlar.’’ Bir an önce gitmek istediğimizi söylüyoruz. Arkadaşı Latif'in grubunun pazartesi günü (5 Ocak) yola çıkacağını, eğer yer varsa onlarla göndereceğini söylüyor.

Muhasebe kayıtları

Yazıhanedeki bilgisayar dikkatimizi çekiyor. Rakamla yazılmış bazı kodlar var ekranda. Örneğin 24.1 karşısında da 235.000, başka bir rakamın karşısında 30.000, 50.000 gibi rakamlar. Herhalde ‘İnsan ticaretinin muhabese kayıtları.’

Pazartesi Latif'in grubuyla hareket edebilmek umuduyla yine çay ocağındayız. Kemal'le konuşuyoruz. 15-20 Kuzey Iraklı oturuyor. Biri pazarcıların giydiği kırmızı renkli önlüklü, iki kişi geliyor. Önlüklü sağ ve sol pantolon ceplerinden tomarla para çıkarıyor ve başlıyorlar beş milyonlukları ayırmaya. 30 santimetreye yakın yükseklikle beş milyonluk yığılıyor masanın üzerine. Önlüklü bu beş milyonları alıyor. Yere düşen bir milyon gibi bozukluklara aldırmıyor bile.

Şahap, Latif'in grubunda yer olmadığını, çarşamba günü kendi grubunun yola çıkacağını ve saat 16.00-17.00 arasında gelmemizi söylüyor. Akşam televizyonlar İstanbul polisinin kaçak mülteci operasyonundan görüntüler yayınlıyor. Tanıdık var mı diye dikkat kesiliyoruz. Çarşamba Şahap yok, perşembe yine yok. 9 Ocak Cuma sabahı Şahap'la aynı yerde buluşuyoruz. ‘Polis operasyonları sebebiyle’ iki gün evden çıkmamış. Saat 16.00-17.00 arası erzakımızla gelmemizi, bin doları otobüse binince alacağını söylüyor. Pazartesi yola çıkana kadar bir evde kalacağımızı ve dışarı çıkamayacağımızı öğreniyoruz.

Polis misin, mafya mısın

İftardan sonra Şahap'la birlikte beş kişi otoparktan ayrılıyoruz. Saraçhane'den bir taksiye binip Topkapı'ya ulaşıyoruz, oradan Büyükçekmece belediye otobüsüne biniyoruz. Beykent durağında iniyoruz. Bir süre yürüdükten sonra Şahap'la yalnız kalıyoruz. Cep telefonumu istiyor. ‘‘Atina'da çalışmıyor neden taşıyorsun?’’ diyor. Çünkü kendi cep telefonu çalışmıyormuş. Oysa telefon uluslararası görüşmelere açık. Telefonla Atina'yı ve Almanya'yı arıyor. Uluslararası görüşme yapılabildiğinden emin olunca telefonun Atina'ya kadar kendisinde kalacağını söylüyor. Beykent'te Fatih Üniversitesi yanından geçiyoruz. Yürürken ‘‘Sen kimsin? Açık açık söyle. Polis misin, mafyamısın, PKK'mısın nesin? Ben kendimden korkmuyorum. Götüreceğim 25 kişiden korkuyorum. Onlara bir şey olmasın. Açık söyle’’ diyor. Gazeteci olduğumuzu açıklıyoruz. Yardımcı olacağını, sorularımıza cevap vereceğini söylüyor. Bizi izleyen Hürriyet ekibiyle buluşuyoruz.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!