Narenciye ihracatı için çanlar çalıyor

BÖLGEMİZDE her yıl oldukça geniş alanlara narenciye bahçeleri tesis edilmektedir.

Buna bağlı olarak da çeşit, kalite ve üretim hacmi önemli ölçüde artmaktadır. Fakat mevcut sorunlar çözülmeden meydana gelen üretim artışı sorunları daha da ağırlaştırmaktadır. Bundan da en büyük zararı üretici görmektedir. Enflasyon nedeniyle maliyetler yüksek, yurtdışında rakip ülkelerin kendi üretici ve ihracatçılarına sağlamış oldukları destekler sonucu fiyatlar düşüktür. Dolayısıyla; ihracatçıların rakipleriyle rekabet edememeleri sonucu dış pazarlarda alıcı bulunamamaktadır.

Dışpazar fiyatlarını etkilememiz mümkün olmadığına göre, kendi şartlarımızı zorlamak durumundayız. Bunun tek yolu ihracatın desteklenmesidir. Tarıma yönelik desteklerin GATT Antlaşması çerçevesinde her yıl azaltılmasını isteyen, rakibimiz durumunda olan ABD ve AB ülkeleri aslında en büyük desteği kendileri vermektedir. Kendi ülkelerinde ne yaptıklarına bakarsak... Büyük rakibimiz olan İspanya'da zırai kredi faizleri yıllık %0-3 arasında bizde ise yıllık %65'tir. Doğrudan gelir desteği 6 bin peseta/dekar (57 milyon lira), bizde ise 13.5 milyon TL/dekardır.

Mazotun litresi 80 peseta, normal vatandaşın kullandığı mazotun litresi 120 pesetadır, yani normal vatandaş mazotu üreticiden %50 daha pahalı kullanmaktadır. Bizde ise traktör ve yatlarda kullanılan mazotun fiyatı aynıdır. Ayrıca ABD'de Başkan Bush'un imzaladığı yasa ile 10 yıllık sürede çiftçiye verilen desteklerde 83 milyar dolara ulaşan ilave artışlar getirildi. Bu 83 milyar dolarla birlikte 10 yıllık destek tutarının 190 milyar dolar civarında olması beklenmektedir.

Rakiplerimizin gerek doğrudan gerekse dolaylı sağladığı destekler nedeniyle rekabet şansımızı kaybetmekteyiz. Diğer taraftan, bu yılki üretimimizin %15 daha düşük olabileceği, rakip ülkelerde ise rekoltenin yüksek olacağı tahmin edilmektedir. Bu nedenle oluşacak fiyatlar da ülkemiz açısından olumlu bir gelişme olmayacaktır.

İhracatın sürmesi, ihracatımızın rekabet şansını yakalayabilmesi, sektörde üreten çalışan ve taşıyan milyonlarca insanımızın zor durumda kalmaması, üretim artışının ihracata dönüştürülmesi, ülkemiz döviz girdisinin de artırılabilmesi amacıyla, tüm narenciye türleri için 15 Eylül-30 Mayıs 2002 tarihleri arasında yapılan fiili ihracatlara çeşit farkı gözetmeksizin 100 $/ton nakdi teşvik primi verilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu destek kararının daha fazla vakit kaybetmeden verilmesi halinde dış pazarlarla bağlantılar yapılacak ve bu uygulamadan da narenciye üreticilerimiz de yararlanacaktır. Karar gecikirse üretici ürününü satmış olacağından verilecek desteğin üreticiye yansıması mümkün olmayacaktır.

Cumali DOĞRU-Adana Çiftçiler Birliği Başkanı

Anlat Baba anlat


DERVİŞ bu ülke için hiçbir hizmet yapmadı, diyor Baba! Otursun hesap etsin, kendisi zamanında 90 sente muhtaç olan bu ülkeye IMF, Derviş zamanında kaç milyar dolar kredi vermiş acaba? 20 milyar dolarda kaç tane 90 sent var çok merak ediyorum. Baba bunu hesap edip bize söylerse çok seviniriz. Hem kendi zamanında üleş dağıtır gibi yandaşlarına dağıttıkları bankaların pisliklerini daha yeni temizledi Derviş ve ekibi. Derviş için konuşulmaya başlanırsa çok şey söylenirmiş, hatta söyleniyormuş. Baba'nın adı da eskiden ‘Morrison Süleyman’ diye anılmıyor muydu. Yoksa ben yanlış mı hatırlıyorum. DSİ'de çalışırken birden karşımıza muhteşem 'barajlar kralı' olarak çıkıvermişti. Acaba o zaman hangi sihirli değnek değmişti?

Gençliklerinde ben sizin babanızım diye milletin anasını ağlatanlar anlaşılan yaşlandıkça çenelerini tutamıyorlar. Yazıyı şöyle bitirelim; ‘‘Anlat Baba anlat çok komik oluyorsun.’’

M.M-MUĞLA


Bunlar neyin temsilcileri


ÜLKEMİZDE yaşayan Kürt vatandaşlarımızın tamamını temsil ettiğini söyleyen HADEP ile Müslümanların temsilcisi olduğunu söyleyen SAADET PARTİSİ %10 barajına takılacaklarını anlayınca ittifak kurmaya karar vermiş.

Halbuki HADEP gerçekten Kürt vatandaşlarımızın temsilcisi olsaydı barajı çok rahat geçeceğini bilirdi. SP ise elini kolunu sallayarak barajı aşardı. Ama ne HADEP Kürtlerin temsilcisidir; ne de SP Müslümanların temsilcisidir. Daha doğrusu vatandaşlarımız ne Kürt partisi ne de Din sloganıyla karşılarına çıkılmasını istememektedir. Vatandaşlarımız yolsuzluktan uzak, kalkınan, refah seviyesini yükseltecek, diğer iç ve dış sorunları çözecek parti arayışındadır. Bu nedenle de yıllardır Türkler bana oy verin; Kürtler bana oy verin; inananlar bana oy verin gibi boş sloganlara dönüp bakmamıştır.

Siyasi hayatta etnik mezhep ve din temeline dayalı politikaya vatandaşımızın itibar etmediği ortaya çıkmıştır. Bunu HADEP ve SP de gördüğü için iki ayrı kutupta olmalarına rağmen ittifak arayışına girmişlerdir.

Altan DERİN-ANKARA

MESAJ


KAHRAMANMARAŞ İli Elbistan İlçesi Tapkıran Köyü Çöplü mezrası halkıyız. Mezramızın bir kısmı da 10-15 kilometre uzaktaki Karahasanuşağı Köyü'ne bağlı. Mezramızın iki ayrı köye bağlı olması nedeniyle her iki köyden de bir hizmet alamamaktayız. Suyumuz, yolumuz, köprümüz, yok. Kar yağar, yağmur yağar yollar kapanır. Hastamız olur, hastaneye ulaştıramayız. Şu çağda mezramızda telefon yok. Cep telefonu çekmez. Acil hallerde dahi bir araca ulaşamayız. Yeterli nüfusumuz var. Çağın gerisinde kalmış makus tarihimizi değiştirmek için köy olmak istiyoruz.

GAZETECİLİĞİ meslek edinmiş, ilkeli ve doğru haberciliği hedeflemiş bir grup Malatyalı gazetecinin ürünü 15 Nisan'da yayın hayatına merhaba diyen malatyahaber.com, Malatya'nın yanı sıra Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri de dünyaya yayılmış Malatyalılara ulaştırıyor.

BİR grup Kurtuluş sakini bize sıkıntılarını anlatıyor: Baruthane Caddesi'nin Savaş Sokak'la kesiştiği köşede her akşam bir olay çıkıyor. İki sokak altta bulunan Feriköy Merkez Karakolu, bu olayları ya duymuyor, ya da duymazlıktan geliyor. Gecenin bir yarısında çığlıklar ve sarhoşların kavgasıyla uyanmaktan artık yorulduk. Bütün bunlara bir de başıboş dolaşıp tehlike saçan sokak köpeklerini de ekleyin. Artık geceleri evimize dönmeye korkuyoruz. Şişli Emniyet Müdürlüğü bu caddede akşamları dolaşan bir ekip oluşurmalı ya da bir ekibi Savaş Sokağı'nın başında bulundurmalı. Ayrıca Ergenekon Caddesi'nin köşesindeki ışıklara yerleşen amale pazarındaki kişiler rahatsızlık yaratıyor. Başkan Sarıgül'ün bu konulara duyarlı olduğunu biliyoruz. Keşke binaların dış görünüşüyle birlikte sokaklarda akşam yaşananlara da bir el atsa
Yazarın Tüm Yazıları