N'aptın be USTA

Haberin Devamı

GAZİ, Gazo, Gazi Baba ve de Usta. Ben en çok Usta’yı sevdim ve öyle seslendim sana. Çok uzun yıllar çalışma arkadaşı olduk. Bir ara, “kuruyla pilav” gibiydik. Bir çok işe birlikte gittik. O, Erdal İnönü gezileri unutulabilir mi? İnönü’nün ilk poşulu fotoğrafını çekmen belleklerden silinir mi? Ya Marmaris Bozburun’daki çivilemeler? Anılar, anılar... Kulaklarımda, “Eveeeeyyttt” demen, “Usta” diye imalı imalı seslenmen. Dün sabah yazıyorum sana bunları be Usta. Birazdan seni ışıklara uğurlayacağız. Haliyle gözlerim doluyor, yutkunuyoum. Boğazım ağrıdı sanki. Dünkü gazeteye bakıyorum. Ana başlık, “Çınarlar ayakta ölür...” İlyas Özgüven’in lafı bu. Tam isabet. Asla yatağa bağlı kalmak istemezdin, doğru. Herkes daha vedalaşmadan, özlemeye başlamış seni. Ustam, fazla da bir şey yazamıyorum. Sayfada elinde fotoğraf makinesi bana bakarken sen, olmuyor. Ama içimde kalmasın, söyleyeyim. Yine yaptığın yapacağını. Nuriye’ye, Gökhan’a, Gamze’ye, sevenlerine, gazetecilere, herkese. Acı bir sürpriz... Hep derdin ya, “İnsan f
ani ölüm ani...” Peki, mecbur muydun, bu lafa uymaya? Ustam, sözün bittiği yerdeyim... Güle güle. Uğurlar olsun.

Haberin Devamı

Naptın be USTA

Yazarın Tüm Yazıları