Nakit para yok, ancak Türkiye kazançlı

Washington

ABD’den nakit parayla geri dönülmesini bekleyenler belki hayal kırıklığına uğramış olabilirler.Ancak Başkan Bush,hem koalisyona,hem de genelde Türkiye’ye öylesine bir destek verdi ki, gözlemciler hayret ettiler. Para bir süre sonra arkadan gelecek. Mekanizmalar ilk defa işlemeye başladı.

Başbakan Ecevit’in bugüne kadarki toplantılarının sonuçlarına iki türlü bakabilirsiniz .

1) Hükümetin buraya gelmeden önce yarattığı büyük ekonomik beklentilere bakıp yargıda bulunmak isterseniz, çok kolaylık, dağ fare doğurdu, diyebilirsiniz. Hatta daha da ileri gidip, elimizin boş döndüğümüzü de söyleyebilirsiniz.

2) Hükümetin siyasi ve moral açıdan istediklerinin büyük bir bölümünü elde ettiğini ve paranın da önümüzdeki aylarda geleceğini iddia edebilirsiniz.

Bu yaklaşım, yarı yarıya dolu bir bardağa bakmaya benziyor.

Yarısı boş bölümüne göre “ hiç birşey elde edemedik” diyebileceğiniz gibi, bardağın dolu bölümüne göre yorumlayıp “ istediklerimiz alındı” da diyebilirsiniz.

Doğrusu, Bush yönetiminin Türkiye’ye siyasi açıdan büyük bir kredi açtığı ve tam anlamıyla destek verdiğidir. Sadece koalisyonun devamı ve Başbakan Ecevit’ in liderliğini mutlaka sürdürmesi değil, Türkiye’ nin bölgedeki en önemli müttefiği olduğunu da açıkça vurguladığıdır.

Birçok ülke ve Türkiye’ ye sempati ile bakmayanlar hayal kırıklığına uğradılar. Türkiye’ye yatırım yapmak veya kredi açmak isteyen Amerikalı kuruluşlara son derece önemli bir sinyal verildi. Eğer kafalarda kuşku var idiyse, Başkan Bush bunları büyük oranda sildi.

Doğrudur, ABD elini hemen cebine atmadı. Nakit para çıkartmadı. Bunu söylediğiniz zaman, birçok Amerikalı şu yanıtı veriyor:

“ Çok çabuk unuttunuz. 11 Eylül sonrasında ekonomik programınız battığı sırada IMF 10 milyar doların üstünde yeni kredi açtı. Bu parayı kimden ve nasıl aldığınızı unutuyorsunuz. Washington ödemeyi, bu defa peşin yaptı. Yeni istekleriniz de zaman içinde gelecek. Sabırsızlık etmeyin...”

Nitekim,Başkan Bush’un direktifi ile ABD Dışişleri Bakanlığı Tercihli Ticaret anlaşmasına sıcak bakıldığını ve bunun gerçekleşmesi için hemen harekete geçileceği açıklandı.ABD Dışişleri Bakanlığının ekonomik işlerden sorumlu bakan yardımcısı Larson başkanlığında kurulan komisyon hemen çalışmaya başlıyor.

Tekstil kotalarından, Afganistana giden askerin masraflarının ödenmesine, Savunma Sanayiine katkıdan, askeri kredi borçlarının silinmesinden, iptal edilen enerji projeleri sorununa kadar tüm akçeli konular bu komisyona bırakılıyor.Bugünkü temaslar sırasında da konuların üstüne gidilecek.

KIBRIS KONUSUNDA ABD SON DERECE KARARLI

Ecevit-Bush görüşmesinde Kıbrıs sorununa fazla yer ayrılmadığı söylentisi çıktı. Oysa durum hiçte öyle değil. Amerikalı yetkililer hiç saklamıyorlar. Kenarda durup gelişmeleri izleyeceklerini ve taraflardan biri , inandırıcı olmayan gerekçelerle masadan kalktığı taktirde tepesine bineceklerini söylüyorlar.

İlgililere duyurulur.

Washington bu aşamada işin içine girmeyecekler. Bekleyip izleyecekler. Başbakan Bush ve Ecevit ile görüşen diğer yetkililer hiç saklamadılar.Bu defa mutlaka çözüm beklediklerini söylediler.

Kıbrıs’ta, Washington ile Ankara arasında - nihai çözüm açısından- büyük bir fark yok. Her iki taraf, bulunacak çözümün bugünkü gerçekleri yansıtmasını istiyor. Aradaki tek ve önemli fark, Ankara’ nın bağımsız bir KKTC devleti üstünde durması, ABD’ nin ise bağımsız olmayan bir KKTC bölgesini tercih etmesi.

IRAK:KARAR VERİRSEK, MUTLAKA SİZE DANIŞIRIZ.

Irak konusunda Ecevit tatmin olduğunu söylüyor.

Oysa tatmin olası için hiçbir gerekçe yok.

Amerika Saddam’ ı ya devirecek veya bir şekilde yönetimden atacak. Bunu nasıl yapacağına henüz karar verebilmiş değil. Kararını verdiğinde de Türkiye’ye danışacak veya haber verecek.

Bu yaklaşımın tercümesi çok açık.

Washington “biz şu kararı aldık, yakında uygulayacağız.Bilginize.” diyecektir. Yoksa Türkiye’ye beğendirmek için tutumunu değiştirmeyecektir. Buna karşılık, Ankara’ nın kaygılarını yok edebilmek için de Irak’ ın bölünmesini veya Kürtlerin bağımsız bir Devlet kurmalarını şu veya bu şekilde önleyecektir.

Bunu nasıl başaracağı ise belli değil.

Ancak, bilinmesinde çok yarar var. ABD politikasını Ankara’ nın beklentilerine göre oluşturmayacaktır.

ECEVİT, HAYATINDAN SON DERECE MEMNUN

Dünkü basın toplantısında da görmüşsünüzdür.

Başbakan Ecevit hayatından son derece memnun.

Buradan beklentilerini karşılamış olarak döndüğüne inanıyor.

Washington’ a gelmeden önce bu kadar beklenti yaratmış olmasını da umursamıyor. Bir politikacı olarak koalisyonunun hayatını uzattığı için de özellikle memnun.

Türkiye’ nin bölgedeki konumunu güçlendirdiğine, AB karşısındaki kozlarını arttırdığına, Uluslararası piyasalara Türkiye’ nin stratejik değerinin arttırıldığı mesajını verdiğine inanıyor.

Yarın tüm konuları teker teker ele aldığımız zaman hep birlikte farkına varacağız. Ancak önemli olan, masa üzerine şimdi konmuş para değil, birkaç ay sonra elde edilebilecek avantajlar.

Bunların gerçekleşmesi de Türkiye’ nin Washington’dan ayrıldıktan sonra işin ucunu bırakmaması ve Amerikalıları sürekli baskı altında tutabilmesine bağlı.

Bugün gelinilen nokta, işte bu açılardan olumludur.

Daha fazlası elde edilemez miydi?

Belki olurdu, ancak bugünkü Türkiye’ nin gücü bu kadarına yetişti.
Yazarın Tüm Yazıları