Müze personeline haksızlık yapılmamalı

DENİZ Altınay’ın ‘Müzeler Haftasında Müze Rezaleti’ (26.5.2010) başlıklı yazıyı okudum. Derhal araştırarak olayın nasıl olduğunu öğrenmeye çalıştım.

Olaydan sorumlu kişilerden aldığım savunmalarda ve müzenin rutin tutanaklarında olayın bu şekilde gelişmediğini tespit etim.
Mesaimiz 17.30’da bitmektedir ancak teşhir salonu yaz mesaisinde 19.00’a kadar açıktır. 21 Mayıs günü de olağan yaz mesaisi uygulanmıştır. Haftanın yoğunluğu nedeniyle, olay günü, yani 21 Mayıs’ta, 18.30’a kadar ben de müze de bulunuyordum.
Uzman personelimden biri benimle bu şahısları daha önceden kuzeni olarak tanıştırmış ve bu kişiler müzeyi misafirimiz olarak ücretsiz gezmişlerdir. Gezileri sırasında güvenlik görevlileri her zaman ve herkese olduğu gibi, bu şahısları eserlere dokunmaması ve flaşlı fotoğraf çekmemesi konusunda birkaç kez uygun bir dille uyardıklarını, ancak söz konusu kişilerin uyarıları dikkate almadıklarını ve güvenlik görevlilerine çeşitli hakaretlerde bulunduklarını, günlük nöbetçi uzmanla bile görüşme isteğinde dahi bulunmadıklarını personelin yazmış olduğu savunmalarından anlamış bulunuyorum.
Söz konusu olayın ‘Müzeler Haftası’nda olması tüm personeli ayrıca derinden üzmüştür. Müzemiz, ülkemizin gözbebeği haline gelmiştir. 365 gün boyunca açık olan yerli ve yabancı turistlere hizmet veren bir müzedir.
Ayrıca, 15 Mayıs-26 Mayıs tarihleri arasında, 18-24 Mayıs Müzeler Haftası’nı da içine alan süre içerisinde, müzemizi Müze kartlı, ücretli, ücretsiz, öğrenci grupları olmak üzere 22.000 kişi ziyaret etmiştir. Açtığımız geçici ve kalıcı sergilerin niteliği ve çokluğu müzemiz koleksiyonlarının daha çok ziyaretçiye ulaşması ve bilgilenmesi amacıyla her sene yenilenmekte ve gözden geçirilmektedir. Bunu sonucunda dünya çapında hak ettiğimiz yerdeyiz ve bunu korumak için çok çaba sarf etmekteyiz.
Bu tür abartılı bir şikâyetin olması, geri dönülemez ve telafi edilemez sonuçlar doğurması olasılığına karşılık, söz konusu ziyaretçilerin o gün müzedeki nöbetçi uzman kişiyle görüşmüş olmasını ve sorunun o anda çözülmüş olmasını dilerdim.
Melih ARSLAN-Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürü

Bademler kuruyor, anlayan yok mu


ÇAYYOLU A.Taner Kışlalı mahallesinde ikamet etmekteyim. Muhtarlık binasının arkasından başlayıp Yaşamkent’e kadar uzanan arazide fırsat buldukça spor ve gezinti yapmaktayım. Bu sırt ve tepeler çam, ardıç, akasya, elma, armut, badem ağaçlarları ile kaplı olup tavşan, keklik, kaplumbağa, yılan gibi hayvanlara da yataklık yapmaktadır. Ancak; son zamanlarda badem ağaçlarında meydana gelen bir tür hastalık bütün badem ağaçlarını kuruma aşamasına getirmiştir. Acil önlem alınmadığı takdirde söz konusu hastalığın diğer ağaçlara da bulaşma ihtimali vardır.
İlgililerin bir an önce tedbir almalarını talep ediyorum.
Adil EROZAN

İki değil değil ille de 4 taksitle alacakmışım


BEĞENDİK Ankara Kocatepe Mağazası ayakkabı reyonundan 200 TL. bir ayakkabı beğendim, satın almaya karar verdim. Kasada kredi kartımla 2 taksitle ödemek istediğimi belirttim. Fakat hayret, bana iki taksitle ödememin mümkün olmadığını aynı fiyatla 4 taksit yapabileceklerini belirttiler. Ben daha fazla taksit değil daha kısa sürede ödemek istediğimi söylememe rağmen yapılmadı, ben de o kızgınlıkla beğendiğim ürünü almadan çıktım.
Daha uzun vade istesem kabul edilmemesini anlarım da, daha kısa taksit isteğimin neden kabul edilmediğini pek anlamadım.
Borcu erken ödemek sanıyorum tüketicinin en tabi hakkıdır.
Borcunu 2 taksitte ödemek isteyene, olmaz 4 taksitte ödemeniz lazım denir mi?
Bu işte bir hata yok mu?
Önder OSKAY

Kazaları önlemeye levhalar yetmiyor


ETİMESGUT Zırhlı Birlikleri’nin önünden geçen Etimesgut-Sincan’a giden yolun her 50 metrede bir yolun çok tehlikeli olduğunu belirten uyarıcı levhalar konulmuştur. Yine de bu yolda çok sıklıkla kazalar oluyor.
Yolun bölünmüş yol olarak yapılması, uygun olmasına rağmen sadece uyarı levhalarıyla yetinilmesi nedeniyle bunca insan yaşamını yitirmektedir. Başka kazaların olmaması için başka ne yapılmalı diye düşünülüp, önlemler alınmalı. Cevat ÖZDEMİR
Yazarın Tüm Yazıları