Mutluluğun fotoğrafı yok

MUTLULUĞUN ve üzüntünün bu denli kısa sürdüğü bir maç, G.Saray- F.Bahçe derbilerinin tarihine belki de bir daha asla yazılamayacak..

İki kez öne geç, sevinmek için bir dakika fırsat bulama.. İşte Fenerbahçe'nin bahtsızlığı.. İki kere yenik duruma düş, 60 saniye sonra üzüntün mutluluğa dönüşsün.. İşte G.Saray'ın hali.. Böylesine ilginç bir derbiydi, Olimpiyat Stadı'nda yaşanan.

Daum, hafta başında 'Bir puan bizim için başarıdır' derken, samimiydi anlaşılan.. Fenerbahçe'de bu maça kadar 13 golün 6'sını atan cezalı Tuncay'ın yerine stoper Tomas'ı tercih etmekle, niyetini baştan ortaya koymuştu. Teknik kapasitesi yüksek olan son haftaların formda adamı Ümit Özat ön liberoya kaydırılmış, göbekte Selçuk ile birlikte G.Saray'ın top yapan orta sahasını kendi yarı alanında kontrolle görevlendirilmişti. Petkov'un önünde solda oynayan Kemal de, onunla birlikte sarı kırmızılıların Prates ve Sabri'den oluşan sağ kanadını etkisiz hale getirme çabasındaydı. Yani, daha maçın başında 'Rakibi dar alana hapsederek, yorayım, kıstırırsam Serhat ve Hooijdonk ile işi bitiririm' mantığı hakimdi.. Aynı, 30 yıl önce Muhammed Ali'nin Foreman'a yaptığı gibi..

Hovardalar!

13. dakikada Bülent Korkmaz'ın ceza sahası içinde Hooijdonk'a yaptığı hareketin, 'Eyyamcı hakem' Muhittin Boşat tarafından cezalandırılmaması, F.Bahçe'nin indirici yumruğu erken atamamasının bir başka nedeniydi. Bu arada her topu kaptıran, kaptırdıktan sonra geri gelmeyen Fatih Akyel, F.Bahçe için bir başka handikap olarak gözüküyordu. İlk yarının sonunda harika bir orta yaptı, Kemal'e golü attırdı. Bir dakika sonra da boş bıraktığı alandan, Baliç'in ortasıyla Arif'in golü geldi. Tek olumlu hareketini de böylelikle 'Sıfıra' indirgedi.

F.Bahçe'nin 'Beraberlik ağırlıklı' taktiği kusursuz yürürken, Fatih dışındaki savunma oyuncularının tümünün başarılı olduğunu kabul etmek gerekir. Ümit Özat orta alanda yerini hiç yadırgamadan mükemmele yakın futboluyla parlarken, Selçuk ona iyi eşlik etti.

F.Bahçe'nin bu artılarına karşılık, oyun yapısındaki kapanıklık, ileride Serhat ile Hooijdonk'u 'Yalnız adamlar' konumunda bıraktı. Atılacak gol, organize atak yerine 'Kişisel beceriye' bağlı bırakıldı. Nitekim, Kemal'in attığı, böyle bir goldü..Hooijdonk gibi bir usta eline geçirdiklerini değerlendirebilse, bir golle yetinmez, G.Saray'ın gardı düşerdi.

Sarı lacivertlilerin 'Sağ gösterip, sol vurabileceği' bir maçtı.. Ayağına kadar gelen fırsatı, Fatih ve Serhat düzeyindeki hovardalar yüzünden tepti. 88. dakikada Luciano'nun topu ceza alanı içinde tokatlamasını 'Es' geçen hakem Boşat olmasa, bu puanı da alamayacaktı ya, neyse!
Yazarın Tüm Yazıları