Muş'tan artık figan değil okuma sesleri yükseliyor

Ferai TINÇ
Haberin Devamı

Bugün size Muş'tan söz edeceğim.

Gidip de dönmeyenlerin ardından yükselen figanlarıyla türkülere geçen Muş'tan.

Siirt'ten sonra Muş da, aydınlanma seferberliğinde yol alıyor.

Bu da beş ay önce Muş'a atanan Vali Ali Akan'ın projesi.

Burası Muş'tur yolu yokuştur. İşte o yokuş artık umuda tırmanıyor.

PKK ve Hizbullah nedeniyle çok sıkıntılı yıllar geçiren Muş'ta şimdi güvenlik sağlanmış durumda.

Türkü, Kürdü, Alevisi, Sunnisi ile Türkiye mozağinin izdüşümünü bağrında toplayan Muşlunun hayat kalitesini yükseltme zamanı şimdi.

Ve sorunlarıyla boğuşan Türkiye'nin yeni bir yüzyıla hazırlanması için, sadece devletin değil, sivil toplum örgütlerinin, aydınların, iş adamlarının, üniversite öğrencilerinin kısaca herkesin ‘‘Ben ne yapabilirim? Nasıl katkıda bulunabilirim’’ diye kendisine sorma zamanı.

* * *

BAKIN Muş'ta son dört ay içinde neler yapılmış.

Okullarda ders saatlerinden sonra tam 148 kurs, hayatları toprak-ahır ve ev arasında sıkışmış kalmış insanları içine itildikleri cehalet karanlığından 21'inci yüzyılın eşiğine taşımak için faaliyet gösteriyor.

Bu kurslara devam edenlerin sayısı 4337. 2627 kadın, 1710 erkek.

Vali Bey, ‘‘Bir kıvılcım bekliyor vatandaş’’ diyor.

Kurslara talep her geçen gün artıyor.

Küçük çocuklarını evde yalnız başlarına bırakamayan kadınlar onları da kurslara getiriyor.

Ve bu sınıflarda o kadar istekli, öylesine kendini vererek ders yapılıyor ki, üç yaşındaki çocuklar bile öğrenme heyecanı ile sus pus oturuyorlar;

Tahta başındaki öğretmeni dikkatle izliyor, heceleri onunla birlikte tekrarlıyorlar.

Okumayı annelerinden önce söken ‘cin’ler de çıkıyor aralarından.

Babalar ise ayrı sınıflarda ders yapıyor.

Ayrıca ana okulları da var. Oralarda ise Kürtçe konuşan okul öncesi çağ çocuklarının güzel Türkçe öğrenmesine ağırlık veriliyor.

Aile boyu eğitim Muş'ta tüm hızıyla sürüyor.

Vali Akan, bu eğitim projesini bölge okullarında görevli öğretmenlerin çabalarıyla gerçekleştiriyor. Onlara ‘‘minnet ve şükran borçlu’’ olduğunu konuşmasında sık sık tekrarlıyor.

* * *

DEVLET toprakları üzerinde kimlerin yaşadığını bilmez mi? Türkiye'de bilmiyor. Ücra bölgelerde nüfus kağıtsız yüzlerce kişi, vatandaş bile olamadan ölüp gidiyor.

Bu insanlara ‘‘saklı nüfus’’ deniyor. Vatandaş sayılmayanlar kategorisi yani.

Muş projesinde bu insanların nüfusa geçirilmeleri, kurulmuş olan ailelerin medeni nikahla yasal güvence ve sorumluluklardan yararlandırılmaları da var. Köylerde araştırmalar yapılıyor, nüfus kağıtları dağıtılıyor, toplu nikahlar kıyılıyor.

Genç kızlar için halı ve kilim kursları açılıyor. Bu kurslarda şimdiye kadar 1100 öğrenci beceri sahibi olmuş.

Muş'ta ilk kez bir sivil toplum örgütü, Türk Kadınlar Birliği bir şube açıyor.

Pekiyi biz bu projeye nasıl katkıda bulunabiliriz? İlaç ve giysinin yanı sıra Muşlu bizlerden kitap bekliyor.

Ama balığı vermek yetmiyor. Balık tutmasını öğretmek gerekiyor. Bunun da yolu yatırımdan geçiyor.













Yazarın Tüm Yazıları