Mürekkebi Kurumadan
Güncelleme Tarihi:
İhsan Yılmaz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2008 00:00
Serkis Bu Toprakları Sevmişti
Faruk Bildirici
Doğan Kitap
Bu topraklara beslediği sevgiyle ve özlemle gözlerini kapamış bir Türkiyeli Ermeni Serkis İmas. Ailesinin ve kendisinin yaşadıklarının unutulup gitmesine gönlü razı olmamış. 2004 yılında gönderdiği kısa bir mail’le ulaşmış önce Faruk Bildirici’ye. Sonra da mektupla anlatmış meramını.
71 yaşında ve Almanya’da yaşamakta olan Serkis 1914 yılından itibaren ailesinin yaşadıklarını hayatta kalan akrabalarının tanıklıklarıyla yazmış defterlere.
Murat Suyu’nun kenarından tehcirle gönderilen ailesini, ölenleri, kalanların çektiği acıları...
Bütün istediği bu gerçeklerin kitap olmasıymış.
Faruk Bildirici’yle daha sonra defalarca telefonla konuşmuşlar, dertleşmişler. Hatta eşiyle ayrıldıktan sonra bile aradığı, içini döktüğü tek kişi olmuş Bildirici.
Ancak geçirdiği bir trafik kazasından sonra bir türlü düzelememiş Serkis İmas. Kazadan iki yıl sonra da göçüp gitmiş ebediyete.
Sonra oğlu o yayınlanmasını çok istediği defterleri ulaştırmış Türkiye’ye.
Geçmişte yaşanan acıları ta derininde hisseden ama bugün dönüp kimseyi suçlamak niyetinde olmayan, sadece yaşananların unutulmamasını ve doğup büyüdüğü bu toprakları ne kadar çok sevdiğini dile getiren, "Türkiyeli hem de Doğu Anadolulu, ne zengin ne soylu, birazcık şişman, hem de kısa boylu" Serkis’in kitabı böylece çıkmış ortaya.
İşçi olarak gittiği Almanya’da diğer Türk işçilerle yaptığı kader birliği ve dostluğu da aynı toprakların çocuklarının gurbetteki kader birliğini, ayrılamazlığını kanıtlar nitelikte.
İnsan hikayelerini anlatmadaki ustalığıyla bilinen Faruk Bildirici kendi deyimiyle tarihi yazanların değil yaratanların gerçek dünyasına sokuyor okurunu.
Faruk Bildirici
Doğan Kitap
Bu topraklara beslediği sevgiyle ve özlemle gözlerini kapamış bir Türkiyeli Ermeni Serkis İmas. Ailesinin ve kendisinin yaşadıklarının unutulup gitmesine gönlü razı olmamış. 2004 yılında gönderdiği kısa bir mail’le ulaşmış önce Faruk Bildirici’ye. Sonra da mektupla anlatmış meramını.
71 yaşında ve Almanya’da yaşamakta olan Serkis 1914 yılından itibaren ailesinin yaşadıklarını hayatta kalan akrabalarının tanıklıklarıyla yazmış defterlere.
Murat Suyu’nun kenarından tehcirle gönderilen ailesini, ölenleri, kalanların çektiği acıları...
Bütün istediği bu gerçeklerin kitap olmasıymış.
Faruk Bildirici’yle daha sonra defalarca telefonla konuşmuşlar, dertleşmişler. Hatta eşiyle ayrıldıktan sonra bile aradığı, içini döktüğü tek kişi olmuş Bildirici.
Ancak geçirdiği bir trafik kazasından sonra bir türlü düzelememiş Serkis İmas. Kazadan iki yıl sonra da göçüp gitmiş ebediyete.
Sonra oğlu o yayınlanmasını çok istediği defterleri ulaştırmış Türkiye’ye.
Geçmişte yaşanan acıları ta derininde hisseden ama bugün dönüp kimseyi suçlamak niyetinde olmayan, sadece yaşananların unutulmamasını ve doğup büyüdüğü bu toprakları ne kadar çok sevdiğini dile getiren, "Türkiyeli hem de Doğu Anadolulu, ne zengin ne soylu, birazcık şişman, hem de kısa boylu" Serkis’in kitabı böylece çıkmış ortaya.
İşçi olarak gittiği Almanya’da diğer Türk işçilerle yaptığı kader birliği ve dostluğu da aynı toprakların çocuklarının gurbetteki kader birliğini, ayrılamazlığını kanıtlar nitelikte.
İnsan hikayelerini anlatmadaki ustalığıyla bilinen Faruk Bildirici kendi deyimiyle tarihi yazanların değil yaratanların gerçek dünyasına sokuyor okurunu.