GeriSeyahat Münzevi seyyah
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Münzevi seyyah

Münzevi seyyah

SEYAHAT konusunda kimyamı bozan cümleyi dün okudum. Söyleyen herhangi biri olsaydı, hiç önemsemez geçer giderdim.Ama cümlenin kaynağı ciddi.Hem de çok ciddi... İşte o yüzden biraz durup düşünmek istiyorum.* * *Henry de Montherlant şunu yazmış:‘Münzevi bir seyyah, bir iblistir...’Söyleyen Montherlant; ama dikkat.Bu fikrin kaynağı Hazreti Muhammed’miş.Ben bilmiyordum, Montherlant’ın yalancısıyım.* * *Ben oldum olası kendimi yalnız bir turist hayal ettim.Eski kelimelerle değiştirirseniz, ‘münzevi bir seyyah’ diyebilirsiniz.Bir iblis yani...Çünkü ben her seyahatin bir yalnızlık eylemi, bir inzivaya çekiliş olduğunu düşünürüm.En azından kendim hakkında böyle kesinleşmiş bir inancım vardır.Ama bunun bir günahkárlık olduğunu aklımdan hiç geçirmemiştim.* * *Meğer bu günah fikrinin başka müdafileri de varmış.Üstelik kesinkes benim safımdadır diye düşündüğüm müdafiler.Mesela, D.H.Lawrence...‘Doğuya seyahat, gizli arzunun bir yolculuğudur.’Tam da benim güzergáhımdan söz ediyor.Çünkü, içimdeki münzevi seyahatin pusulasında bütün kuzeyler doğuyu gösterir.Batılar ve güneyler de.O yüzden hangi istikamete gitsem, içimdeki münzevi hep doğuya yürür.Sadece ben değil birçok insan gibi.Tek tek ruhların tek organize seyahati bu değil midir?Hadi genellemeyelim, en azından ‘biz Türklerin’ diyelim.O cümleyi okuyunca kimyam bozuldu.Ama biraz altını, biraz üstünü okuyunca içim biraz rahatladı.Her şey o ikinci cümlede saklıydı:‘Gizli arzunun yolculuğu.’* * *Elimde çok güzel bir kitap var.Kitabın içinde, Alain Servantie’nin de adı çok dikkatimi çeken bir makalesi yer alıyor:‘Cehennem teolojisinden demokrasi derslerine.’15-19. yüzyıldaki gezginlerin çoğu bekármış.Çünkü istikametleri hep doğuydu.Ve hepsi şunu düşünüyordu:Doğuya yolculuk, cinselliğin merkezine seyahattir.Dolayısıyla münzevi bir eylem gerektirir.Tıpkı, en derin cinsel deneyimlerini Konstantinapolis’e yaptığı münzevi bir seyahatte yaşadığını söyleyen Kazanova gibi.* * *Servantie’ye göre bu mecburi istikametin son durağı ‘peçeli kadındır’.Onu da doğunun en tanınmış seyyahı Nerval’in şu cümleleriyle aktarıyor:‘Peçe, bir maskeli balo, bir kostüm, tövbekárın kukuletasıdır; ama aynı zamanda Mısır’a dişi bir gömüt büyüsü veren mavimtırak kumaşların dökümlü gölgeleri, kadınların, cinselliğin yokluğuna işaret ederken, sizi bir bolluğun hayalini kurmaya iter.’Veya Lady Montagu bir mektubunda yazdığı gibi, ‘Peçe, ardında her türlü ihtirasın serbestçe yaşandığı bir ikiyüzlülük maskesidir’.Veya şu cümle:‘Peçe, maske gibi, üzerini örttüğü şeyden başka bir anlam taşır: Bir arzu şifresinin işareti haline gelir.’Ve münzevi seyahatin en muhteşem kreşendosu:‘Doğuya yapılan gezi, bedenin günahkár isteklerinin baştan çıkarıcılığı ile karşı karşıya kalma tehlikesi barındırdığı gerekçesiyle, aynı zamanda bir tür şehitlik macerasıdır.’* * *Şimdi oturup karar verin.Münzevi seyyah gerçekten bir iblis midir?Ve ben bu münzevi pazarın tembelliğine sığınarak din adamlarından rica ediyorum:Hazreti Muhammed gerçekten böyle bir şey söylemiş midir?Ya da bütün yalnız yürümelerimiz hep günahlara mı çıkmıştır?(* Dünyada Türk İmgesi-Kitap Yayınevi-Bahçeşehir Üniversitesi 1. tarih sempozyumunda sunulan tebliğler.)
False