‘Mülteci ezen Danimarka Uyum Bakanını kınıyoruz’
Güncelleme Tarihi:
TBMM Mülteci Hakları Alt Komisyonu Başkanı Atay Uslu, bir mülteci kampını ziyaret ettikten sonra kendisiyle görüşmek isteyen bir sığınmacıyı reddedip bir diğerini de makam aracıyla ezen Danimarka Göç ve Uyum Bakanı İnger Stöjberg’i kınadı. Uslu, Türkiye’nin Danimarka nüfusu kadar sığınmacı barındırdığını ve dünyaya örnek olduğunu söyledi.
TBMM Mülteci Hakları Alt Komisyonu Başkanı ve AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, aracıyla mülteciyi ezen Danimarka Göç ve Uyum Bakanı İnger Stöjberg’i kınayarak, “Sığınmacı ve mülteci göçü, aslında insanlığımızın ve söylediğimiz değerlere ne kadar bağlı olduğumuzun test edildiği bir süreçtir” dedi. Uslu, Stöjberg’in geri gönderilmek üzere bekleyen sığınmacıların bulunduğu yeri ziyaret ettikten sonra çıkışta kendisiyle görüşmek isteyen sığınmacı ve mültecilerle görüşmeyi reddettiğini ve bu sırada Bakanın bulunduğu makam aracının bir mülteciyi ezdiğini ve aracın durmadan yoluna devam ettiğini söyledi.
Bunun Avrupa’da ve Danimarka’da gördükleri ilk olay olmadığını vurgulayan Uslu, Danimarka’nın, ülkesine gelen sığınmacıların değerli eşyalarına yasa ile el koyduğuna işaret etti. Uslu, Danimarka’nın da Dublin Sözleşmesi’ne göre Avrupa Birliği ülkelerine gönderilen sığınmacıların belli bölümünü kendi ülkesine yerleştirdiğini fakat geçen yıl kimsenin alınmayacağının duyurulduğunu bildirdi.
“Avrupa, kendi imzaladığı Cenevre Sözleşmesi’ne uymuyor ve sınırlarını kapatıyor” diyen Uslu, komisyon olarak Almanya’ya yaptıkları bir ziyarette Almanya’da kaybolan 10 bine yakın çocuğu sorduklarını ama cevap alamadıklarını aktardı.
AVRUPA’NIN HARİTASI BİLE DEĞİŞEBİLİR
Yaşananlar doğru yönetilemezse Avrupa’nın fiziki haritasının da değişeceğine dikkati çeken Uslu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan önceki kavimler göçü Avrupa’da bu tür değişiklikler ortaya koymuştur. Alternatif, milliyetçi ve ırkçı partiler hızlı bir şekilde tüm Avrupa ülkelerinde yükseliyor. Bunun çözümü bu partilere prim vermek değil; daha çok insani politikalar izlemek, uyum politikaları geliştirmek, yeniden yerleştirme ve külfet paylaşımı konusunda her ülkenin üzerine alması gereken görevleri almasıdır. Bunun çözümü bu ama Avrupa bundan kaçıyor. Danimarkalı bakanı kınıyoruz. Sığınmacı ve mülteci göçü aslında, insanlığımızın ve söylediğimiz değerlere ne kadar bağlı olduğumuzun test edildiği bir süreçtir. Çünkü, dün 2. Dünya Savaşı sırasında dünyada en çok göç veren yer Avrupa’ydı. İnsanlar oradan kaçıyordu. Bugün Ortadoğu’dan kaçıyorlar. Yarın yeniden Avrupa’dan kimsenin kaçmayacağını kimse söyleyemez. O yüzden bu, yarın herkesin başına gelebilecek bir süreçtir. Bu sürecin insani ve hukuki bir şekilde yürütülmesi gerekiyor.”
Uslu, Danimarka’nın nüfusunun yaklaşık beş milyon olduğunu, Türkiye’de neredeyse Danimarka’nın nüfusu kadar sığınmacı bulunduğunu ve bu anlamda Türkiye’nin üzerine düşen hukuki, vicdani, tarihi, insani görevlerini yaparak, millet olarak dünyaya kardeşlik, misafirlik örneği sergilediğini kaydetti.