Mühendisin adı yok!

İstanbul’un çok önemli bir raylı ulaşım sisteminin, en önemli bölümü, uzun bir gecikmeden sonra, alelacele işletmeye alındı.

Haberin Devamı

Hayırlı olsun. Bu açılış da Başbakan’a Atatürk’ü sevenlerin başına balyoz indirmesi için bir vesile oldu. Bu yüzden işin tam tadına varılamadı. Ulaşım sistemleri, ekonominin kan damarlarıdır. Ulaşım olmadan değer yaratılamaz. Köprü, tünel veya viyadük gibi “geçilmezi, geçilir kılan” yapılar, insanları hep heyecanlandırmıştır. Her köprü, her tünel bir “sanat eseri”dir. Muhtemelen Dünyada birbirinin tıpatıp aynı iki tünel yoktur. Her tünel, her köprü her viyadük eşsizdir. Çünkü arazinin yapısı, geçilen mesafe ve eserden beklenen işlev her projede birbirinden farklıdır. Her sanat eserinin olduğu gibi, bunların da yaratıcıları vardır. Eserin sahibi öncelikle tasarım başmühendisidir. Hemen sonra, eseri fiilen meydana getiren ekibin başındaki proje müdürü gelir. Marmaray’ı yaratan bu büyük ustaları kutluyorum.

KAMU YÖNETİCİSİ HALKIN PARASINI HARCAR

İster seçilmiş, ister atanmış olsun, icraat/inşaat yapan bir kamu yöneticisi, “halkın parasını” harcar. Bu kişinin rütbe-i aklı, eserin görkeminden değil, millet parasının harcanmasında gösterdiği isabet, basiret ve iktisattan belli olur. Seçilmiş veya atanmış yöneticilerin cebinden bir kuruş çıkmadığına göre, meydana getirilen eser onların halka verdiği bir hediye değildir. Böyle gösterilmemelidir. Kamu yöneticisinin mühendis gibi konuşmasına hiç gerek yoktur. Ama eserin “fayda-maliyet” hesabını verme sorumluluğu vardır. En berbat yönetici bile halkın parasını sorumsuzca harcayarak, iki misli maliyetle iki misli zamanda, çok büyük bir eserin meydana getirilmesine
vesile olabilir. Yapılmış, yapılmıştır; üzümü ye bağını sorma denemez. Eserin bitiminde yönetici, işin faturasını ödeyecek olan millete, yani bağ sahibine hesap verir. Demokrasilerde bu hesap, ahrette Allah’a değil, dünyada millete verilmelidir.

GÖSTERİŞ YATIRIMLARI

İktisatta “gösteriş tüketiminden kötüsü, gösteriş yatırımıdır” diye bir kural vardır. Gösteriş yatırımlarına “beyaz fil” de denir. Beyaz filler, çok yem yiyip az çalışan ama görkemli hayvanlardır. Hiçbir gösteriş tüketimi, ülke ekonomisine bir gösteriş yatırımı kadar zarar veremez. Tüketim, para tahsisi durunca durur. Ama yanlış yapılan bir yatırım, uzun yıllar ülkenin kıt kaynaklarının çarçur olmasına ve yeniden ilave yanlış yatırımların yapılmasına sebep olur.
SON SÖZ: Yanlış yatırım, sıfır yatırımdan kötüdür.

Yazarın Tüm Yazıları