Muharrem Sarıkaya: Hükümette ANAP-MHP ilişkisinin geleceği

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

ANAP, Mesut Yılmaz hakkında perşembe günü yapılacak ikinci grup Yüce Divan oylamaları sonrasına kadar ‘‘susma’’ kararı alıyor.

Yılmaz, kendisi hakkında Yüce Divan'a gitmesi yönünde oy kullanan MHP'liler aleyhinde tek kelime edilmemesi talimatını bizzat parti yönetimine iletiyor.

Hatta bu suskunluğun, Yılmaz'ın ay başında gerçekleştireceği ABD gezisi sonrasına kadar devam etmesi isteniyor.

Ancak ANAP, MHP'li bakanların Yılmaz hakkında ‘‘Yüce Divan'a gitmesi’’ yönünde verdikleri oyları unutacak gibi görünmüyor.

Her ne kadar MHP milletvekilleri, TBMM kulisinde, ‘‘Davranışımız siyasi değil, herkes vicdanına göre hareket etti’’ açıklamasını getirseler de, ANAP ikna olacak gibi görünmüyor.

MHP Teşkilat Başkanı Şefkat Çetin'in oylama sırasında arkadaşlarına, ‘‘Yılmaz'ı Yüce Divan'a gönderin’’ talimatına tanıklık ettiklerini vurguluyorlar.

MHP'li Oktay Vural, bu iddiaların doğru olmadığını ileri sürüyor:

‘‘Tabii aramızda tartıştığımız oylamalar oldu. Hatta oylamaların birinde ne vereceğim konusunda son üç saniyeye kadar karar veremedim, arkadaşlarla konuşup onların da görüşünü aldım. Vicdanen doğruyu yapmak istedim.’’

Birçok MHP'liden gelen bu yaklaşım ANAP'ta inandırıcı bulunmuyor.

ANAP, Genel Başkanı Yılmaz'ın kabineye temmuz ortalarına doğru girmesini bekliyor.

ANAP'lı bakanların hemen hepsi, bağlı kuruluşlarının açılış ve temel atma törenlerini de buna göre ayarlıyorlar.

Örneğin, Başbakan Yardımcısı ve Enerji Bakanı Cumhur Ersümer, üç barajın temel atma törenini Yılmaz için bekletiyor.

ANAP'lı bakanlar da, MHP'li bakan arkadaşlarının tutumunu, ‘‘sineye çekme’’ veya ‘‘üzerine bir bardak soğuk su içerek’’ unutma niyetinde değil.

Nitekim, kabinenin tecrübeli bakanlarından biri dün şunları söylüyor:

‘‘Milletvekillerini anlarım da, bakanların bunu yapması hoş olmadı. Şimdi nasıl yüz yüze bakıp çalışacağız. Yarın Mesut Bey kabineye girdiğinde, ANAP'ın Başbakan Yardımcısı olmayacak, hepsinin olacak. Onunla nasıl çalışacaklar? Biz sert gitmeyiz. Ama bundan sonra MHP'li bakanların işleri bugüne kadar olduğu gibi öyle tıkır tıkır işlemez, getirdikleri her karar da incelenmeden Bakanlar Kurulu'ndan geçmez.’’

Bir başka ANAP'lı bakanın, MHP'li bakan arkadaşlarına tepkisi daha farklı oluyor:

‘‘Biz bugüne kadar kendi arkadaşlarımızın isteklerini yerine getirmeyip, sırf koalisyondaki uyuma zarar gelmesin diye MHP'li bakan arkadaşlarımızın ricalarını yapıyorduk. Bundan sonra öyle her istekleri yerine gelmez. MHP'li bakanlıklar da mercek altına yatırılır.’’

ANAP, MHP'nin Yüce Divan oylamasındaki tutumunun nedenlerini de araştırmış. ANAP'a göre, MHP'nin tavrının nedeni; seçim döneminde verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirememesi ve eylülde yapılacak kongre mücadelesinden kaynaklanıyor.

Yine ANAP'a göre, sonbaharda Avrupa Birliği'ne dönük olarak çıkarılması gereken demokratikleşme yasaları ile idamın kaldırılması ve af gibi konularda pozisyon alma arzusu da MHP'nin bu davranışında etkili oldu.

Hatta, ‘‘MHP hükümetten vuruşarak çekilmenin yolunu mu arıyor?’’ sorusu da ortaya atılıyor.

Başbakan Bülent Ecevit'in de geçen hafta vurguladığı gibi, hükümette işlerin bundan sonra çok uyum içinde gitmeyeceği açıkça görülüyor.

ANAP-MHP arasında yeni dönemdeki ilişkinin, hükümetin geleceğini tayin edeceği de bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Yazarın Tüm Yazıları