Muharrem Sarıkaya: Ecevit'ten Sezer'e YÖK örneği

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

MEMURLARIN işten atılmalarını kolaylaştıran Kanun Hükmünde Kararname, üç haftaya yakın süredir Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in önünde bekliyor.

Cumhurbaşkanı Sezer, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan bu tarafa Kanun Hükmünde Kararnamelere sıcak bakmıyor.

Nitekim, bu tavrını Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş yıldönümündeki konuşmasında da açıkça dile getirmişti.

Başbakan Bülent Ecevit, önceki gün haftalık olağan görüşmesinde Sezer ile bu konuyu tartışıyor.

Ecevit, önceki gün yapılan koalisyon ortakları liderleri zirvesinde de konu hakkında bilgi veriyor.

Sezer'in memur kararnamesinin özüne karşı olmadığını, KHK halinde gelmiş olması konusunda tereddütlerinin bulunduğunu belirtiyor. Ecevit, basın toplantısında da ‘‘Önümüzdeki günlerde bu tereddütleri aşabileceğimizi umuyorum’’ diyor.

Başbakanlık Kanunlar Kararlar, Ecevit'in talimatıyla Sezer'e sunulmak üzere bir dosya hazırlıyor.

Kanunlar Kararlar'ın iddiasına göre memurların işten çıkarılmalarını öngören düzenlemenin, KHK ile yapılması Anayasa'ya aykırı değil.

Nedeni ise Yüksek Öğretim Kurulu'nun (YÖK) 1998 yılında aynı yönde bir uygulamayı başlatmış olması. Hatta bu yönetmeliğe dayanarak, ‘‘Türban zinciri eylemi’’ olarak bilinen protesto gösterilerine katılan Van 100. Yıl Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dursun Odabaş'ı üniversiteden atıyor.

Başbakanlık, tartışma yaratan KHK'nın içinde YÖK'ü, yani akademik personeli de bunun için koymadığını vurguluyor.

28 Şubat kararları doğrultusunda YÖK tarafından hazırlanan yönetmelik, ‘‘Cumhuriyetin temel niteliklerinden birisini ortadan kaldırmaya veya değiştirmeye yönelik eylemler ile yıkıcı ve bölücü eylemlerde bulunan akademik personelin, kamu görevinden çıkarılmasını sağlamayı’’ hedefliyor.

Bu yönetmelik 7 Kasım 1998'de Resmi Gazete'de yayımlanıyor.

FP milletvekili Mustafa Kamalak, yönetmeliğe itiraz ederek Danıştay'da dava açıyor. Kamalak, yönetmeliğin Anayasa'ya aykırı olduğunu iddia ediyor.

Kamalak, yönetmelikle 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nda belirlenen suç ve cezaların dışına çıkıldığını vurguluyor.

Kamalak'ın yanı sıra başka kişiler de aynı yönetmelikle ilgili olarak dava açıyor.

Danıştay 8'inci Dairesi, iptal başvurusunu inceliyor. 22 Mayıs 2000 tarihinde 1998/6852 E ve 2000/3880 K sayıyla şu kararı veriyor:

‘‘2547 sayılı yasanın 53/b maddesinin vermiş olduğu yetki ve görev çerçevesinde, yükseköğretim personelinin disiplin işlemlerinin yönetmelikle düzenlenmesinde Anayasa'ya aykırılık bulunmamaktadır...’’

Gerekçeli kararda, yönetmelik değişikliğiyle yıkıcı, bölücü, cumhuriyetin temel niteliklerini değiştirmeye veya ortadan kaldırmaya yönelik eylem yapma fiilinin kamu görevinden çıkarma cezasını gerektirdiğine dikkat çekiliyor. Gerekçeli kararda bunun, disiplin hukuku ilkeleriyle bir çelişki göstermediğini belirtiyor.

Başbakanlık, YÖK kararının ‘‘bir yönetmelik’’ olduğuna dikkat çekiyor.

Oysa, tartışma yaratan düzenlemenin bir Kanun Hükmünde Kararname olduğunu vurguluyor.

Bunun Anayasa'ya aykırılığından hiç söz edilemeyeceğini kaydediyor.

Cumhurbaşkanı'na da sunulacak bu dosya, Sezer'in ‘‘tereddütlerini’’ giderebilecek mi?

Anayasa Mahkemesi'nin son kuruluş yıldönümündeki konuşmasına bakıldığında zor görülüyor.

Ancak hukukçu Sezer olarak meseleye yaklaşması beklendiğinde, Danıştay kararı, işini rahatlatacağa benziyor.

Yazarın Tüm Yazıları