Muharrem Sarıkaya: Amerikan şirketleri Irak'la iş yaparken

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

ERMENİ karar tasarısının gelecek hafta başında ABD Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'ndan çıkması halinde, Türkiye'nin yaptırımları arasında yer alacağı belirtilen bir konu dikkat çekiyor.

Açıklamalara göre, karar Temsilciler Meclisi'nden çıkarsa, Türkiye Irak'a insani yardım adı altında ticaretin başlamasına yeşil ışık yakacak.

Bir süre sonra da yüz kadar işadamı Irak'a giderek görüşmelerde bulunacak.

Aslında Türkiye bu girişimi yeni başlatmış değil.

Bundan 6 ay önce, Devlet Bakanı Edip Safter Gaydalı'nın başkanlığındaki 200 işadamı ve gazeteciden oluşan bir heyet, otobüslerle sınırı geçip Bağdat'a gitmiş ve görüşmelerde bulunmuştu.

O tarihte Dış Ticaret Müsteşarlığı da ticari ilişkinin gelişeceği mesajını vermişti.

İlginç olan ise Kuzey Irak'tan geçişte yaşanılan sorundu.

Resmi heyetten, başka bir ülkeye giriş çıkış yapılıyor gibi vergi ve bazı durak noktalarında rüşvet talep edilmesi gerçeğiyle yüz yüze kalındı.

On yıldır Irak'a uygulanan ambargonun Türkiye'ye verdiği zarara, Kuzey Irak'ta arzusu dışında gelişen süreç de dahil oldu.

Bu gerçek, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaşayan işadamlarının bir süredir Irak ile ticaretin hemen başlaması yönündeki baskılarını artırdı.

TOBB kolları sıvadı ve Gaziantep Ticaret Odası (GTO) Başkanı Mehmet Arslan'ın önderliğinde bir ekip oluşturup, Irak ile ticari ilişkilerin geliştirilmesi için uğraş vermeye başladı.

Aradan geçen zaman içinde fazla gibi görünmese de epey yol kat edildi.

Türk-Irak İş Konseyi'nin kurulması için çalışmalar hızlandı.

GTO Başkanı Arslan, sorularımızı yanıtlarken, Körfez krizinden bu yana geçen 10 yıl içinde bölgede 1028 firmanın kapandığını söyledi.

Arslan, Türkiye'nin 10 yıllık zararının 40 milyar dolar civarında olduğunu vurguladı ve şu ilginç örneği verdi:

‘‘ABD ve İngiltere, Irak'a ambargonun en büyük savunucusu. Ancak ABD'li ve İngiliz işadamları Ürdün'de adam tutup şirket açtırıyorlar, Irak'a ticaret yapıyorlar. ABD firmaları 10 yıl içinde 150 milyar dolarlık iş yaptı. Ürdün, üzerinden yapılan ticaret sonucu ekonomisini beşe katladı.’’

Son dönemde, Rusya'dan Fransa'ya, Çek Cumhuriyeti'nden Avusturya'ya, hatta Tunus'a kadar birçok ülkenin ‘‘insani yardım’’ adı altında uçuş yasağını deldiği de dikkate alındığında, ambargodan en fazla etkilenen Türkiye'nin çok geç kaldığı da ortaya çıkıyor.

Durum böyle iken, Türkiye'nin Irak'la ticareti, Ermeni tasarısının Temsilciler Meclisi Genel Kurulu'ndan geçmesine bağlanabilir mi?

Aslında Türkiye, 1992 yılında ele geçirdiği bir büyük fırsatı değerlendirememenin sıkıntısını yaşıyor.

İstanbul'da yapılan Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantısına katılan dönemin Ermenistan Cumhurbaşkanı Ter Petrosyan, ılımlı bir politika izleyip Türkiye'yle yeni bir açılım yapma çabasına girmişti.

O dönemde en büyük arzusu Türkiye'yle sınır kapısı açmaktı.

Bu öneriye Ankara sıcak yaklaşmadı.

Nedeni ise Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorundu.

Türk firmaları da kardeş ülke Azerbaycan'a destek için Ermenistan'a ticareti en düşük seviyede tuttu.

Şaşırtıcı olan ise Azerbaycan şirketlerinin Türkiye'den aldıkları malları Ermenistan'a satmalarıydı.

Türkiye o dönemde Ermenistan sınır kapısını açmış olsaydı, bugün elinde büyük bir koz bulunduracaktı.

Sekiz yıl içinde gelişecek ekonomik ilişki, Ermenistan yönetiminin, diasporasının ABD'deki girişimine destek veren tavrını da frenlemeye yetecekti.

Yazarın Tüm Yazıları