Muhafazakar incidir, yiğitlikte birincidir..

İş bu yazı bir yiğitlik koçaklamasıdır.. İlla ki bir ad vermek gerekseydi “Zeynel Abidin Destanı” derdim.. Herkesin korktuğundan zerrece korkmayan, üstelik korkunun gözünün içine baka baka bildiğini yapan bir adam.. Hem de seksenine yakın.. Boşuna “Kadın kocarsa hiç olur, erkek kocarsa koç olur..” dememişler..

Haberin Devamı

Bizim memleket bi-hikmet-i müteal yani Allah’ın hikmeti olarak kendiliğinden “yiğidin harman olduğu” yerdir..

Esmer yiğit, sarışın yiğit, şişman yiğit, organik yiğit, genetiği ile oynanmamış yiğit, üç toplu yiğit, hophoplu yiğit, mevsimlik yiğit..

Güzel Allahım, hepsini bizim memleket için yaratmış.. Sonra meleklerine “Şunları bir güzel harman edin..” diye buyurmuş.. İşlem tamamlandıktan sonra Anadolu’ya döktürmüş..

O kadim günden beri Anadolu yiğit yatağıdır..

Homeros Tarihi’nde bahsi geçer.. “Küçük Asya erkeği öyle yiğittir ki..” der.. “Kendiliğinden kabarır.. Maazallah o yiğitlerden biri denize ekmek kırıp atsa, bütün balıkların dötü kalkar..”

Haberin Devamı

***

Durduk yerde bu “yiğitlik muhabbetini” niye açtığımı sual edecek olursanız “yiğitliğimizden..” deyip de boşa kostaklanacak değilim..

Medya leşkeri olarak kafaya öyle darbeler aldık ki biri “Höööt!” diye bağırdığında şahsen dilim içeri kaçıyor.. Yani benden yiğitlik beklemeyin..

Tıpkı benim “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyetin” devri iktidarında kimseden yiğitlik beklemediğim gibi..

Ne zaman “Korku toplumu olduk, memlekette yiğit kalmadı..” muhabbeti açılsa, lafa zıplayıp konuşmasam bile başımı yukarıdan aşağıya sallarım.. Böylece yan toplara çıkmadan, söylenen sözü desteklemiş olurum..

Benim yiğitliğim de bu kadar..

ANİ BİR SAHİL TEFTİŞİ

Analar neler doğuruyor, lafı boşuna edilmemiş.. Benim yiğitlikten umudu kestiğim günlerde öyle bir yiğit çıktı ki breh breh breh!

Ben köpüklü kır atına binmiş de Çamlıbel’i tutmuş Köroğlu diyeyim.. Sen de Ege eşkıyasından ordunun baş edemediği Çakırcalı Mehmet Efe diyesin.. Bence bunların şanı bile bizimkini tarife eksik kalır..

Köroğlusu, Çakırcalısı, Koçerosu bu devirde yaşasa benim Zeynel Abidin nam yiğidimin yanında “kızan” olmak için araya adam korlardı.. İçimden destan yazmak geliyor destan..

Haberin Devamı

Yazmasına yazarım da o zamanda millet köşe yazarlığımızla “Cevahir taşı mısın manici başı mısın?” diye dalga geçer..

Daha geçen yazın ortasıydı.. “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyet” çifte Yamaha beygirli motor yata binmiş, Bodrum nam beldenin sahillerini teftiş ediyor.. İrili ufaklı tepeleri dişlemiş de protezleri orada kalmış gibi duran beyaz siteler sinirini bozmuş..

TOKİ mukallidi çok katlı oteller kanı tepesine sıçratmış.. Kimilerini şehadet parmağı ile işaret edip “Yıktırmak lazım” demiş.. Kimisinin aç gözlülüğüne “Bu nasıl rezilliktir..” diye söylenmiş..

“Seyrek bıyıklı asabi şahsiyetin” ağzından çıkan lafı gazete leşkerleri kapıyor, ses daha havada dağılmadan defterlerine kaydediyor..

Haberin Devamı

Teftiş ki tam teftiş.. Say ki büyüklerimize muhalif olan iş adamının holdinglerini maliye müfettişleri basmış.. Richter ölçeğine vurursak “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyetin” teftişi daha şedit..

***

Teftişin haberi İstanbul iş dünyasında bomba gibi patladı.. İstanbul nüfusuna kayıtlı olup da Bodrum’da coğrafyanın ırzına tasallut etmemiş adam zor bulunacağından herkesi bir korku aldı mı?

Her fırçadan sonra gözlerinden kanlı yaşlar akıtıp “Sen benim babam sayılırsın” diyerek “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyetin” ellerine sarılan, öpmeye koklamaya doyamayan genç iş adamı “yeniden doğuşun” işaretini verip kendi oteline kazmayı vurdurdu..

Fazlalıkları üç beş günde düz etti.. Öbürleri de onu izlediler.. Öyle ki muhalifin muhalifi diye bilinen okumuş yazmış takımından aykırılar“Seyrek bıyıklı asabi şahsiyete..” hayır dua ettiler..

Haberin Devamı

YİĞİT DEMEK AZ BİLE

Bir kişi, Zeynel Abidin diye bilinen delikanlı şahıs, o şiddetli fırçadan etkilenmedi.. Etkilenmek sözcüğü biraz hafif kaçtı “tınmadı..” bile..

Teftişten sonra gazetelerde çıkan “Sahillere ayar verilecek..” haberlerinin daha mürekkebi kurumadan, Türkbükü ile Gündoğan arasında satın aldığı denize altmış beş derece diklikteki bir yamaca kazmayı vurdurdu.. Denize o diklikte yamaca ne yapılır diye baka kalanların aklı başına geldiğinde yamaçtaki hafriyattan artan taş toprak Köse Dağı kadar olmuştu..

Oralarda bir site tahta iskele yapmaya kalktığında ayaklanan yetkililerin dahi bu yiğitlik, bu cesaret, bu cüret karşısında dili tutuldu..

Haberin Devamı

Kimse gelip de Zeynel Abidin nam yiğide “Efendi baba sen ne yapıyorsun?” demeyi akıl edemedi.. Hafriyattan çıkan taşı toprağı her seferinde yukarıya taşıyacak değil ya!

Maliyeti düşürmek için bir kısmını da denize saldı.. İki metrelik suyun derinliği indi mi 50 santime? Çocuğunu korkmadan sok suya.. İstese bile boğulamaz.. Ekolojik dengenin cebine kondu..

Suyun altında ne balık kaldı ne kabuklu..

Bodrum’dan doğal hayatı koruma meraklıları geldiler, bakındılar, gittiler.. Rivayet olundu ki “Yaptığı iş yanlış olmasına yanlış ama böyle bir yiğidin önü kesilmez..” diye konuştular..

***

“Seyrek bıyıklı asabi şahsiyetin..” gözünün içine baka baka “Sen bildiğini yap, aha ben de kendi bildiğimi yapıyorum..” diye meydan okuyan bir yiğidin yoluna çıkmak akıl kârı değildi..

Oraya üç ay içinde bir beton anıt dikti ki bu kadar olur.. Kimi ev yapacakmış, diyor.. kimi o beton tepenin manevi bir anlamı olduğundan söz ediyor.. Ben şahsen ikincilere katılıyorum..

Seksenine yaklaşmış yaşına rağmen arı gibi çalışan, kolonel şapkası ile her daim inşaatın başında dikilen o cesur zat ben de “yiğitliğin kalesini” yeniden inşa ediyor..

Yiğitlikten ümidimi kesmemem bu sebeptendir..

Türkiye son on yılda “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyete..” böyle meydan okuyan bir yiğit tanımadı.. Ben yiğit diye bir Hazreti Ali’ye bir de ona derim..

Hoyda bre Zeynel Abidin emmi.. Siyaset alemi onunsa deryalar senindir..

Yazarın Tüm Yazıları