Muğla’da parti-devlet provası

“BAŞBAKANIMIZ Sayın Recep Tayyip Erdoğan toplu açılış töreni için Fethiye’de. Tüm halkımız davetlidir.”

Haberin Devamı

Pankartın altındaki imza kime ait? AKP İl Başkanlığı’na mı, AKP’ye bağlı bir belediyeye mi, AKP ilçe merkezine mi? Hiçbiri değil, halkı açılışa davet eden pankartın altındaki imzada “Muğla Valiliği” yazıyor.
Bu imza skandal diye geçiştirilecek türde değil. Bu imza kabak gibi, parti-devlet, tek parti modelinin ta kendisi. Çok vahim.

BUGÜN VE DÜN

Parti-devlet ya da tek parti örnekleri günümüzde hâlâ var:
Laos Demokratik Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti, Eritre Demokratik Halk Cumhuriyeti, Vietnam Demokratik Halk Cumhuriyeti.
Sevsinler sizin hem demokratik, hem halk, hem cumhuriyet rejiminizi. Hepsi “parti-devlet bütünlüğünde” totaliter rejim. Adında “demokratik” yazıyor, demokrasi ile uzak yakın ilgisi yok. “Halk” yazıyor, halkı bir kalemde geçmek için her şey tamam. Ve hepsinde “seçim”, yani “sandık” var.
Parti-devlet, tek parti örnekleri tarihte de var:
1933-1945 Almanya, 1939-1976 İspanya, 1979-2003 Irak, Suriye’de Baas Partisi.

TÜRKİYE’DE

Tek parti dönemini Türkiye 1930-1938 arasında yaşıyor. CHP ile. 1950-60 arasında, DP döneminde ise tek parti yönünde eğilimler var. Halkın “bizden olanlar ve olmayanlar” diye ikiye bölündüğü “Vatan Cepheleri”, devlet memurlarının DP’ye çalışması, tek parti dönemini andıran tipik örnekler.

YOĞUN KONTROL

Geçtiğimiz hafta sonu Tayyip Erdoğan Muğla’da. Üç-dört gün öncesinden sokaklarda kimlik kontrolü başlıyor. Birkaç kişi bir araya gelse, polis “Hangi amaçla, nereye böyle” diye soruyor. Miting alanına bir-iki gün öncesinden araba parkı yasaklanıyor.
Önlemlerin ötesinde asıl skandal ötesi olay “Muğla Valiliği” imzasını taşıyan pankart. “Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan toplu açılış töreni için Fethiye’de. Tüm halkımız davetlidir.”
Partinin devlete dönüşmesinin tipik örneği.

NEYE DAYANIYOR

Muğla Valisi Mustafa Hakan Güvençer’in pankarttan haberi olmayabilir. Yoksa, pankarta neden izin veriyor? Varsa, hangi yetkiyle böyle bir pankarta valiliğin imzasını atıyor?
Muğla’ya CHP, MHP ya bir başka parti lideri, kendine bağlı belediyede toplu açılış için gelse, valilik benzer bir pankartı onlar için de açacak mı?
Muğla’daki pankart rejimin nereye sürüklendiğinin vahim göstergesi. Parti devlete egemen olmuşsa parti artık toplumun bütün alanına egemen hale gelmiş demektir.
Devlet artık parti tarafına geçmiş demektir. Bu da bireysel hak ve özgürlüklerin sonu demektir.

Haberin Devamı

Derbinin sansür yüzü

Haberin Devamı

FENERBAHÇE-BEŞİKTAŞ derbisi unutulmazlar arasına giriyor, hem 3-3’lük skoru, hem güzel futbolu ile. Pazar günü ve dünkü gazeteler maçı değişik yönleriyle yorumluyor. Önemli bir eksikle. Derbinin o yönü hâlâ yok. Gazetelerde yok, TV’de yok.
Maçın başlama düdüğü ile birlikte, bütün stat hep bir ağızdan dakikalarca “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye tempo tutuyor. TV yönetimi, sıkça yaptığı gibi, bu görüntüleri ve sesi sansürlüyor.
Maçın 34. dakikasında stat yine hep bir ağızdan “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganıyla inliyor. TV yine sansürlüyor.
Bu sloganların sansürlenmesi bile, tek başına “demokraside düştüğümüz çukuru” göstermeye yetiyor. Bir değil, iki değil, her maçta bu böyle.

Haberin Devamı

Dershane tweet’lerine uyarı

BAZI AKP milletvekilleri dershanelerin kapatılmasına karşı çıkıyor. Bunu attıkları tweet’lerle topluma açıklıyor. Onlardan biri eski futbolcu Hakan Şükür.
Geçen akşam Beyaz TV’deki tartışma programında kapatmaya karşı çıkan tweet sonrasında, Hakan Şükür’ün partisinden uyarı aldığı öne sürülüyor.
Partide grup kararı yokken uyarı alıyorsa, milletvekilleri boşa kürek çekiyor. Düşüncelerine ambargo konuyor. “Tek parti yönetimi” böyle bir şey.

Yazarın Tüm Yazıları