Mücevher tutkusu

Güncelleme Tarihi:

Mücevher tutkusu
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 12, 1999 00:00

Haberin Devamı

‘‘Hayatım, bi tanecik tek taş isterim, ama nohut kadar olsun!’’

Kadınların mücevher tutkusu neredeyse dünyayla yaşıt... İnsanlar değerli taşın varlığını anladıklarından bu yana, en görkemli hediye, en pahalı aksesuvar ve en ulaşılmaz istek oldular. Ulaşılmaz çünkü, bir tane alınca hep yeni bir tane istedik. O da yetmedi, daha fazlasını istedik. Bu durumdan şikayeti olanlar erkekler oldular, sevinenler ise kadınlar... Bir de şu var ki insanın doğası gereği, bir şeye sahip olunca değerini yitirir ya gözümüzde, işte mücevherler de öyle. En pahalısını alırız, iki gün kullanıp bir kenara koyarız. Çünkü gözümüze yeni bir tane kestirmişizdir. Ama bu durum ne biz kadınları mücevher istemekten alıkoyar, ne de erkekleri bize mücevher almaktan... Madem bu kadar revaçta, biz de dedik ki, bari bu işin trendini bir inceleyelim, uzman görüşleri alalım da, kadınların mücevher tutkusuna bir ışık tutalım.

Neden mücevher?

Bir kere çok pahalı olduğu için bu kadar isteniyor. ‘‘Yükte hafif pahada ağır’’ tanımlaması da kullanılabilir. Kadınlar genelde her şeyin en pahalısına meraklıdırlar ya...

Ayrıca, aksesuvar olarak son derece bütünleyici bir şey, sadece bir tek taş takıp çıkan pek çok kadın görürsünüz ve hepsi de ışıl ışıl parlarlar.

Kollara, ellere, boyna ve kulaklara takılan her taş parçası, kadınları son derece mutlu eder. Bir düşünün, elinizde duran kocaman safir bir yüzük, ve takımından iki tane safir küpe... Buna hangi kadın dayanabilir?

Erkekler için de bir kadına verebilecekleri en ‘‘geçerli’’ hediye mücevherdir. Küçük ya da büyük (ilişkinin boyutuna göre) alacakları bir takı, bazı durumlarda o ilişkinin geleceğini de belli edebiliyor tabii...

Düğün-dernek kurulduğunda da ilk yapılan gidip geline bir adet altın almaktır. Neden mi? Çünkü çoğu yeni evli çiftin paraya ihtiyacı var da ondan...

En pahalı taşlar:

Pırlanta, pırlanta ve yine pırlanta... En pahalı, en gösterişli ve en çok istenen taştan bahsediyoruz. Her genç kızın rüyası, cebi şişkin bir koca bulup düğünde parmağına nohut büyüklüğünde bir tek taş taktırmak mıdır? Belki hiç kimse sadece bunun için evlenmez, ama söyleyin hangimizin içinden düğünümüzde böyle bir armağan almak geçmez... Dilek Collection Halkla İlişkiler Müdürü Pınar Türker, mücevherde dünya markası haline gelen Tiffany & Co'nun takılarının pırlantayı en iyi gösteren modeller olduğunu ve bir karatlık tek taşın fiyatının yaklaşık olarak 10,000 dolar (yaklaşık olarak 4 milyar 200 milyon TL) olduğunu belirtiyor. Özellikle beyaz altın ve platinle birleştirilerek yaratılmış olan pırlantalı takıların bu sene çok moda olduğunu ve abartılı modeller kadar sade tek taşların da revaçta olduğunu söylüyor. Türker'den aldığımız bilgiye göre beyaz altın ve pırlanta kombinasyonu yüzüklerin fiyatları 2 bin ve 20 bin dolar (840 milyon ile 8 milyar 400 milyon TL) arasında değişiyor.

Mücevherin trendy'si...:

Arkaik'in sahibi Birol Ecer, pırlantanın artık eski yorumuyla satılmadığını söylüyor. 20 senedir takı tasarımı üzerinde çalışan Ecer, bu konuda şunları söylüyor: ‘‘İnsanların talep zevki yükseldikçe, üretilen malların kalitesi de arttı. Artık insanlar ne tarz takı almak istediklerini biliyorlar. Spora, abiyeye, her türlü kıyafete tek tarz takı kullanmak istiyorlar. Yani kasaya koymak istemiyorlar, üzerlerinde taşımak istiyorlar. Pırlanta hep vardı ama şimdi kabuk değiştirdi, değişik tasarımlarla ve dizaynlarla öne çıkarıldı.’’ Bunun yanında, De Beers Pırlanta Bilgi Hizmetleri Müdürü Şebnem Balkan da tek taş pırlanta kolye, küpe ve yüzüklerin bu dönem çok revaçta olduğunu, her zevke ve keseye uygun bulunabildiğini belirterek ekliyor: ‘‘Sade ama zarif olmak modası çok yaygın. Bu da ancak pırlantayla mümkün olabiliyor. Dikkat ettiyseniz Cannes'da herkes pırlanta taktı. Bütün sanatçılar, top modeller, hepsi... Geceleri isteyen daha ışıltılı kolyeler takabilir ama genelde hem gece hem gündüz tek taşların hakimiyeti sürüyor.’’ Balkan'a göre 2000 yılının trendi de tamamen pırlanta üzerine olacak: ‘‘Bizce işin en güzel tarafı şu: Pırlanta 1000 yıl önce de vardı, 1000 yıl sonra da olacak. Artık 2000 yılına giriyoruz. Şimdiki erkek arkadaşının bir kadına 2000 yılı yılbaşı için alacağı bir tek taşın çok özel bir hikayesi olacak. İleride çocuklarına, ‘Bak, bunu baban bana 2000 yılına girerken verdi’ diyebilecek.’’

Pırlantanın tarihi

Gilan Kuyumculuk Ürün Müdürü İlknur Müftüoğlu, bize pırlantanın tarihi ile ilgili önemli bilgiler verdi.

3,5 milyar yıllık bir geçmişi olan pırlanta, ateşe dayanıklı en sert maden olmasıyla biliniyor. Ayrıca doğada en nadir bulunan taş.

Bir karat pırlanta için (ki bu da 0,2 gr. yapıyor) 250 ton kimberlit kayası kırılıyor.

Pırlanta olmadan evvel, çıkarılan taşlar 14 bin ayrı kategoriye ayrılıyor. Daha sonra bunlar kendi aralarında tekrar kategorilere ayrılıp işleniyor.

1200'lerde Osmanlı'larda pırlanta güç ve soyluluğun simgesiydi. Verilen en büyük ödüller de pırlantadan olurdu.

Tek taşın ilk defa olarak nişan yüzüklerinde kullanılması 1477 yılına rastlıyor. Avusturya Arşidük'ü Maximillian, nişanlısına olan sevgisinin ve bağlılığının göstergesi olarak bir tek taş yaptırdı ve o zamandan beri de tek taş pırlantalar aşkın sembolü olarak kabul edildi.



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!