Mücadelenin estetiği

Güncelleme Tarihi:

Mücadelenin estetiği
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 24, 1997 00:00

Turnuva boyunca sergiGeçen seneki ENKA Ladies Open'da dereceye giren ve sergilenmeye değer görülen fotoğraflar, turnuva boyunca Sadi Gürçelik Spor Tesisleri'nde sergilenecek. Sergide yeralacak fotoğraflardan biri de Oğul Balcı'ya ait bu fotoğraf.LADIES OPEN CHALLENGERTürkiye'de bugüne dek düzenlenen en yüksek para ödüllü uluslararası bayanlar profesyonel tenis turnuvası olan ‘‘ENKA Ladies Open Challenger'' pazartesi günü başlıyor. 21-27 Temmuz tarihleri arasında, Sadi Gürçelik Spor Sitesi'nde gerçekleşecek turnuvanın ödülleri 75 bin doları buluyor. Turnuva kapsamında bir de fotoğraf yarışması düzenleniyor. Bayanlar tenisindeki kıyasıya mücadeleyi ve estetiği en iyi yansıtan fotoğraflar ödül kazanacak.ÇATAL BİRİNCİLadies Open fotoğraf yarışması, bu yıl ikinci kez düzenleniyor. Alper Tunga Çatal, geçen yıl yayınlanmamış dalda birincilik ödülünü üstteki fotoğrafla kazandı. TENİS FOTOĞRAFLARI YARIŞMASI21-27 Temmuz haftasında turnuvadan çekilen ve günlük gazeteler ile haftalık, aylık dergilerde yayınlanan fotoğrafların değerlendirileceği yarışma, foto muhabirlerine açık olarak düzenleniyor. Günlük ve haftalık-aylık yayınlar olmak üzere iki dalda gerçekleştirilecek yarışmanın her iki dalda birincilik ödülü 160 milyon lira. Geçen senenin sergilenmeye değer bulunan fotoğraflarından biri ise İsmail Sadık Oğuz'a ait. ÇOK KAZANDIRAN SPORDünyanın en iyi tenisçileri Amerika, Almanya, İspanya ve Çek Cumhuriyeti'nden çıkıyor. Bugün tenis profesyonel oyunculara milyonlarca dolar kazandıran gözde bir spor dalı. Yukarıdaki fotoğraf Mehmet Bars'ın objektifinden.EN HIZLI SERVİSTeniste atılan serviste topun ulaştığı hızı biliyor musunuz? Bu konuda erkeklerdeki rekor saatte 240 km., kadınlarda ise saatte 140 km. Dünyadaki tenis oyuncularının üçte biri kadın. Bu oran Türkiye için de geçerli. Fotoğraf Kadir Aktay'ınTenis yaşta değil baştadırKökleri 12. Yüzyıl'a kadar inen bir spor tenis. Atası Fransızlar'ın ‘‘avuç içi oyunu'' dedikleri ‘‘Jeu de Paume''ye dayanıyor. Bugün bildiğimiz tenis ise 1873 yılından itibaren Kuzey Galler'de gelişmeye başlıyor ve buradan dünyanın dört bir yanına yayılıyor. İlk dünya tenis şampiyonası 1877 yılında Wimbledon'da düzenleniyor. Tenis 1873'ten 1997'ye çok değişti; tenis raketi evrim geçirdi, oyun hızlandı, teknik ve taktiğin, en önemlisi de zeka faktörünün başarıdaki rolü arttı. Profesyonellere milyon dolarlar kazandıran bir spor dalı haline geldi.Tenis saraydan çıkma bir spordu, uzun yıllar boyunca da toplumun elit tabakası tarafından yapıldı. Tenis milletleri arasında sayılabilecek Almanya'da bile ancak Boris Becker ve Steffi Graf gibi tenis yıldızlarının toplum tarafından tanınmasından sonra geniş kitleler tarafından yapılır oldu, kelimenin tam anlamıyla ‘‘patladı''. Bunu rakamlardan anlamak mümkün. Bugün Almanya'da 9,5 milyon kişi lisanslı tenisçi, bu da nüfusunun yaklaşık yüzde 15'ine denk geliyor. Çoğu Alman çocuğunda bir Borislik ya da Stefilik görüp 10.450 tenis kulübünden birinin yolunu tutuyor. Evet Almanya'da 10 bini aşkın tenis kulübü var. Peki ya Türkiye'de?Türkiye'de tenisDikkat, tüm Türkiye'de toplam 30 adet tenis kulübü var. Lisanslı tenis oyuncusu sayısı ise 800'ü geçmiyor. Tenis hala elit sporu, ancak hızla kitle sporu haline geliyor. Türkiye'deki tenis faaliyetleri Cumhuriyet'le birlikte başladı. 1924 yılında Tenis Federasyonu kuruldu. Türkiye ilk kez 1931 yılında uluslararası bir şampiyonaya katıldı. Daha çok Türkiye'ye özgü durumlardan biri de boll-boy'luktan yetişen tenisçiler. Boll-boy sahanın kenarında top toplayan görevlilere verilen ad. Eski boll-boy'lardan Türkiye şampiyonu isimlerden biri Nazmi Bari. Ama artık böyle alaylılara pek rastlanmıyor. Çünkü boll-boy'lar eskisi kadar fazla olanaklara sahip değiller.Bugün gelinen noktada görülüyor ki, Türk tenisinin gelişmesi için kulüplere ve onları destekleyen sponsorlara çok iş düşüyor.ENKA, beş yıldır düzenlediği Ladies Open Turnuvası ile Türk tenisine önemli katkıda bulunuyor. Türkiye'de bugüne dek düzenlenen en yüksek para ödüllü uluslararası bayanlar turnuvası olan bu organizasyonun toplam ödülü 75 bin Amerikan Doları. Turnuvanın ana sponsorluğunu Mercedes Benz, yardımcı sponsorluğunu Bosh, Garanti Bankası, Türk Hava Yolları, Mengerler Finansal Kiralama ve Hotel Princess yapıyor. Uluslararası Tenis Federasyonu'nun (ITF) denetiminde düzenlenen turnuvaya, 24 ülkeden 55 sporcu katılacak. Dünya sıralamasında 48 numara olan Çek Adriana Gersi, 63 numara olan Çek Petra Langrova ve 81 numara olan Fransız Alexia Dechaume Balle de turnuvada yer alacak. Turnuvanın şampiyonu, 13 bin 750 dolarlık para ödülünü kazanacak. ENKA'nın 2000 yılı hedefi ise 500 bin dolarlık bir turnuva yapmak.Teniste de kavga varBeş yıl önce kurulan Türk Tenisini Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TÜTEGEV) Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Kocaömer, aynı zamanda ENKA Ladies Open'ın Organizasyon Komitesi Başkanlığı'nı yapıyor. Kocaömer teniste ilerleyebilmek için ufkumuzu geliştirmemiz gerektiğini düşünüyor: ‘‘Türkiye'de herşeyde olduğu gibi teniste de bir kavga var. Bu anlamsız bir kavga. Herkes Türkiye şampiyonu olmayı marifet zannediyor. Onun için de büyük çaba sarfediyor. Oysa Türkiye şampiyonu olsan ne olur, olmasan ne olur? Önemli olan dünya ölçülerinde oynayabilmek. Aksi Amerika'yı yeniden keşfetmeye benziyor.''Tenis sporunun en önemli özelliklerinden biri her yaşta başlanabilir ve uzun yıllar yapılabilir olması. Tıpkı yüzme gibi. Ancak profesyonel bir tenis şampiyonu olarak yetişmek için, üç yaşından itibaren çalışmalara başlamak gerekiyor. Tenisi entelektüel sporu olarak tanımlamak mümkün. Herşeyden önce zeka gerektiriyor. Önemli olan taktik geliştirmek, oyun kurmak, karşıdaki oyuncuyu okuyabilmek, zayıf taraflarını hemen görebilmek, onun durumuna göre kendi oyun stilini değiştirmek.Tenis diğer tüm spor dalları gibi çok fazla disiplin ve otokontrol istiyor. Yavuz Kocaömer, rekabet duygusunun ve başarma isteğinin tenisçiyi egoist yaptığı söylüyor: ‘‘Tenisçilerin yüzde 99'u egoisttir. Gözleri kendilerinden başka hiçbirşey görmez. Bunu onların yaşamının her alanında görmek mümkün; okulda, antreman sırasında, maçlarda. Mesela maçlar sırasında karbonhidrat ihtiyacını karşılamak için muz yerler. 10 kişiye 10 muz varsa ilk gelen 10'unu da alır. Ama bunu doğal karşılamak lazım, bu onun karakterinin kötü olduğunu göstermez.''Başka spor dallarıyla, örneğin futbolla karşılaştırıldığında tenis izleyicisinin profilini, eğitim seviyesi yüksek, toplumda iyi bir statüye sahip insanlar olarak tanımlamak mümkün. Dolayısıyla tribünlerden ‘‘sahaya ineriz, ...'' gibi tezahüratlar yükselmiyor. Hatta konsantre olabilmek için karşılaşmaları çok sessiz izlemek gerekiyor. Bu oyunun sıkıcı olduğu anlamına gelmiyor. Güzel bir tenis maçına gidip oradaki klas hareketleri seyretmek izleyene belli bir rahatlık veriyor.Lezbiyen ve bulimiklerTenis nihayetinde kortta kazanılıyor ama tribün şampiyonlarının da kalplerde ayrı bir yeri oluyor. Bu tamamen oyuncunun izleyicilerle kurduğu sempatiye bağlı. Çok başarılı ama buzdolabı gibi oyuncular madalyaları topluyor ama seyirciye oynayan, şov yapan sempatik oyuncular her zaman daha fazla alkış alıyor, daha fazla tanınıyor. Gönüllerin şampiyonuna iyi bir örnek Amerikalı eski tenisçi Jimmy Connors.Söz tenisçilere gelmişken... Dünyadaki kadın tenisçilerin yüzde 30'unun lezbiyen olduğu söyleniyor. En ünlü iki örnek Gabriella Sabatini ve Martina Navratilova. Bunun sebebini tam olarak açıklamak zor ancak kimilerine göre çok küçük yaşlardan itibaren şampiyonluğa hazırlanan kız çocukları, yaşıtları erkeklerle gezerken, sürekli kendi cinsinden antrönörlerle vakit geçiriyorlar. Yalnızca bir varsayım. Bir de daha başarılı olabilmek için alınan hormonların vücudun dengesini bozduğu ileri sürülüyor. Ya da herşey bir tesadüften ibaret.Tenisçilerin başında bir de bulimia belası var; yediklerini çıkarma hastalığı. Gerçi bugün batı ülkelerinde yaşayan her on kadından b
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!