Mubassır...

DEĞİŞMEYEN tek şey değişimdir derler. Nitekim Fazilet Partisi'nin Gelenekçi denen -bize kalırsa Erbakancı- kanadındakiler, yeni kuracakları partinin başına da Sayın Recai Kutan'ın getirilmesini önlemek için Erbakan'ın Sır Kátibi olduğunu bildikleri Oğuzhan Asiltürk'e gitmişler.

Sonuç alamamışlar.

Ardından Erbakan'ı görmüşler. Ama o da fayda etmemiş. Çünkü karşılarına Erbakan'ın en az gövdesi kadar büyük ‘‘ego’’su (onlar buna enaniyyet derler) çıkmış. Nitekim onlara, ‘‘Benim siyaset yasağım 18 ay sonra bitiyor (...) O zamana kadar hiçbir sıkıntı istemiyorum’’ demiş.

Yani ‘‘Ben yine başınıza geleceğim ve daha önce dört partiyi hangi kafayla yönettimse bunu da aynı şekilde yöneteceğim’’ mesajını vermiş.

Gerçekten öyle yapacaktır. Kim aksini düşünüyorsa hemen uyansın. Çünkü ‘‘değişim’’ bile değişir ama bu zat değişmez.

O nedenle dört kere nereye vardılarsa, beşincide de aynı yere varırlar.

Asıl mesele ‘‘Yenilikçi’’ denenlerin durumu:

Şimdi kamuoyuna sevimli görünme dönemini yaşadıkları için biz onların söylediklerini ihtiyatla izliyoruz. Nitekim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken ‘‘Referansımız İslam'dır’’ sözü ile dikkati çeken, ‘‘Ben Müslümanım diyenin aynı zamanda laikim demesi mümkün değil. Niye? Çünkü Müslümanlığın yaratıcısı Allah, kesin hákimiyetin sahibidir’’ diyen ve ‘‘Tutturmuşlar laiklik elden gidecek diye... Bu millet istedikten sonra tabii elden gidecek. Sen bunun önüne geçemezsin ki...’’ diyen Recep Tayyip Erdoğan'ın bu çizgiden ayrılıp laik cumhuriyeti özümsediğini ortaya koyan hiçbir inandırıcı belirtiye biz hálá rastlamadık.

Gerçi özellikle Abdullah Gül'ün temsil ettiği küçük bir kanat, laik cumhuriyeti özümsemişlik mesajı vermiyor değil. Bunların demokratik sisteme samimiyetle bağlı oldukları da söylenebilir. Ama yüzde 90'ı (belki 95'i) Erbakan'ın ‘‘Milli Görüş’’ dediği ‘‘Ümmi Görüş’’ten gelen Yenilikçilerin, gerçekten laik sistemi benimsediklerine inanmamız için çok erken...

Nitekim Bülent Arınç'ın uzun süre bir Erbakancı bir Yenilikçi kanat arasında görünmesi de gösteriyor ki, bu iki kanadın siyasi kimlikleri pek de farklı değildir. O yüzden şimdiki ayrılık zihniyet farkından değil, Refah-Fazilet tabanına kimin hükmedeceği kavgasından çıkmaktadır.

Ne var ki Yenilikçiler daha bir geniş kitle partisi olma niyetiyle mutedil insanlara da hitap etmeye çalışıyorlar. Mesele bundan ibarettir.

Ama bütün bunların doğurduğu bir sonuç var ki, o güzel:

Demokrasi, mubassır (eskiden okullarda bulunan ve öğrencileri tehditle disiplin altında tutmaya çalışan görevli) kafasıyla politika yapma döneminin bittiğini Erbakan'a da öğretiyor. Lakin eğer anlarsa...
Yazarın Tüm Yazıları