Mourinho'yu oku Zico

Avrupa’da Türkiye’nin gelmiş geçmiş en başarılı takımı olan Galatasaray, UEFA Kupası’nı alırken tam da Mourinho’nun bahsettiği özelliklere sahipti... Son Dünya Şampiyonu İtalya da öyle... Zico’ya dünyanın en iyilerinden biri olan bir meslektaşının 176 sayfalık kitabını dikkatlice okumasını öneriyorum...

DÜNYA futbolunun en yetenekli teknik direktörlerinden biri Jose Mourinho. Porto’yu Avrupa şampiyonu yaptıktan sonra rekor bir ücretle Chelsea’ye geçip, mavi-beyazlı takımı İngiltere Premier Ligi’nin en iyisi haline getirmeyi başardı. Mourinho çok tartışılan, agresif futbolu seven bir isim. Kendi ismini taşıyan kitabında Porto’daki başarısının sırrını çok etkileyici örneklerle anlatmış.

"Takımıma oyun felsefesini öğretmeye başladığım dönemdi. Madeira’ya karşı oynadığımız maçta saldırı anlamında düne kadar ki en iyi performansı sergiledi. O kadar iyilerdi ki rakip teknik direktör maçtan sonra yanıma gelip, oyuncularının hiçbir maçta bu kadar yorulmadığını söyledi."

"Devre arasında takımıma Benfica’nın korkudan altına yapmak üzere olduğunu söyledim"

"Defansif açıdan rakipleri olabildiğince zorlayarak gerilimi artırıyorduk.."

"Takımın başarısı rotasyon sisteminin doğru işlemesine bağlıydı. Sporting ve Beleneses maçları için en başarılı ve dinç oyunculardan oluşan bir kadro oluşturdum. Gil Vincente maçı için ise başka bir takım kurdum. Üç oyuncum dışında iki maça çıkabilecek genişlikte bir kadrom vardı.."

Yeterince ısırmıyor

"Soyunma odasında onlara söyleyeceğim çok fazla şey kalmamıştı. Onlara sadece berabere kalmaya tahammülüm olmadığını söyledim.. Ve onlara böyle bir şeyi kabul edip edemeyeceklerini sordum. Hepsi bir ağızdan,
’Hayır efendim’ yanıtını verdiler.."

Mourinho’
nun kitabında çok daha ilginç bölümler var. Mutlaka her futbol adamının okuması gereken. Ama Portekizli çalıştırıcıyı dünyanın en iyilerinden biri yapan, topu iyi kullanma, rakibi yorma, agresif oyun gibi özellikler dünya futbolunda çok öne çıkmış durumda..

Avrupa’da Türkiye’nin gelmiş geçmiş en başarılı takımı olan Galatasaray, UEFA Kupası’nı alırken tam da Mourinho’nun bahsettiği özelliklere sahipti.. Son Dünya Şampiyonu İtalya da öyle..

Türkiye’nin bir başka güçlü takımı Fenerbahçe ise ne kadar önemli transferler yaparsa yapsın bir türlü saha içinde yeterince "ısıran" futbol oynamadığı için, genlerinde "şov futbolu" olduğu için yerinde sayıyor..

Bugün sahaya çok önemli bir kadroyla çıkacak Fenerbahçe.. Yabana atılmayacak bir bütçeyle oluşturulan bir kadro var Zico’nun emrinde.. Ama Brezilyalı teknik adamın futbol düşüncesi bir an önce gol atmak.. Gol yesem de fazlasını atarım, diye düşünüyor Zico.. Erciyes’e, Gençler’e, Rize’ye tutturuyor belki.. Ama Kiev olunca rakip, akan sular duruyor..

Fenerbahçe bu kadroyla UEFA şampiyonluğuna aday olmalı.. Lig, kupa, UEFA üçgeninde Zico bütün futbolcuları hazır tutmalı ve her an herkesin ilk onbirde oynayabileceğini onlara hissettirmeli..

Futbolcu yedek kalırsa küser.. Teknik direktörünün arkasından konuşmaya başlar.. Bunu da en çok gazetecilerle paylaşır. Kötü sonuçlarda takım içindeki kırgınlıklar, kavgalar, soyunma odası tartışmaları manşetlere yansır..

İlk gol soyunma odasında

Zico
bunların önüne geçmeli.. 22 futbolcusuna da aynı önemi vermeli.. Önder’i, Serkan’ı, Selçuk’u, Kemal’i küstürmemeli..

Soyunma odası konuşmalarında işi sadece teknik yanında kalmamalı.. Futbolcuya hırs aşımalı, kazanma duygusu vermeli.. Rakibe ilk gol orada atılmalı..

Sahaya çıkıldığında Zico’nun takımı delice rakibin üzerine gitmemeli.. Akıl önde olmalı.. Teknik, fizik ve güç ona hizmet etmeli.. Ve o kitaptan son bir bölüm daha aktarıyorum..

"Şampiyonlar Ligi finali öncesi Monaco’nun maçımızı izleyeceğini bildiğim için en iyi takımımı sahaya çıkarmadım. Bütün taktikleri değiştirdim.."

Evet, Bay Zico.. Dinamo casusları tribündeyken siz iki lig maçına da Kiev’e karşı oynayacağınız kadroyla çıktınız. (Birinde Appiah cezalıydı.) Aynı oyun düzeniyle oynadınız.. Sonuç ortada.. Zico’ya futbolu öğretecek halim yok.. Ama dünyanın en iyilerinden biri olan bir meslektaşının 176 sayfalık kitabını dikkatlice okumasını öneriyorum Zico’ya..

NOT: Hafta içindeki Danone ile ilgili yazımda, Fenerbahçe alyapısında oynayan, ama Beşiktaş’ı tutan Gökhan’ın "PARA" yüzünden bu tercihi yaptığını yazmıştım. Ğökhan Serece bana e-mail göndermiş. "Abi önemli olan, para değil daha iyi şartlar" diye yazmış. Ben de size aktarıyorum...

Bravo Tümer

ONUN
adını ilk duymaya başladığımda Samsunspor’da 3-5-2’nin solunda oynuyordu.. Oradaki başarısıyla Beşiktaş’ın yolunu tuttu. İlhan Mansız’la çok iyi bir ikili oluşturdu. Ama takım içinde büyük bir rakibi vardı.. Sergen Yalçın.. Tümer, Sergen’i yendi.. Milli Takım’ın değişmez ismi oldu. Beşiktaş’ın Türkiye Kupası’nı kazanmasında baş rol oynadı. Kadıköy’de Pancu’nun kaleye geçtiği efsanevi maçın yıldızıydı.

Ardından Fenerbahçe’ye transfer oldu. Herkes, "Alex’in yedeği olur" derken Tümer ilk 4 haftanın asist kralı oluverdi. Attığı şık gollerle de alkışlandı.

Bir adım sonrası 22 yaşındaki Tuncay’ı kızağa çekti ve milli formayı giydi. Hem attığı gol hem de ortaya koyduğu futbolla beğeni topladı. Bütün bunlar yüzünden bravo Tümer..

Yaşlıları, gençleri, havalıları, erken havalananları kafana takma.. Sadece Milli Takım’da her frikikte topun başına geçme yeter.. Böyle devam et..

Can’la neden olmaz?

OLUR tabii, neden olmasın.. Ama savunmanın göbeğinde bu kadar kademe hatası, bu kadar basit faul yapan bir Can’la olmaz. Yoksa Türk futbolunun, Milli Takım’ın gencecik bir futbolcu kazanmasından kim rahatsız olabilir ki?

Can bir savunma oyuncusu.. Görevi olarak F.Bahçe gibi hücum ağırlıklı oynayan, (dolayısıyla rakiplerin genellikle kontratak oynadığı) bir takımda son adam durumuna çok kez düşer.. O pozisyonlarda yer tutuşu, adama yakınlığı, topa yaptığı hamlelerdeki zamanlaması çok önemli.. Tek hatası penaltıya, kırmızı karta ya da Kiev maçında olduğu gibi erken bir gole neden olabilir..

Can
bir forvet olsa hatası kimsenin gözüne batmaz.. Hakan Şükür’ü düşünün.. 234 gol atmış ligde.. Acaba kaç gol kaçırmıştır? Forvetseniz işiniz topu ağlara göndermek olduğu için daha zordur. Hatalarınıza katlanılır. Ama savunmanın göbeğinde oynuyorsanız veya kaleciyseniz, işiniz topun kaleye girmesini önlemektir.

Bir Puyol, bir Cannavaro, bir Thuram dünya futboluna damgalarını vurmaya başladıklarında Can’ın yaşındaydılar.

Lugano ve Edu geldikten sonra Can, Fenerbahçe’de yedek kalacak.. O zaman oynamayan bir oyuncu olarak Milli Takım’da nasıl faydalı olacak? Can kendini geliştirecek.. Hatalarını görecek.. Hava toplarındaki üstünlüğünü, yerdeki müdahalelerine yansıtmaya çalışacak. Daha da çabuklaşacak..

Kezman, Deivid de Souza, Tuncay gibi akıllı ve hızlı forvetlerle belki de normal idmanların sonrası bire bir çalışmalar yapıp savunma tekniğini geliştirecek. Ondan sonra da biz başlıklarımızı, "Can varken Can oynar" şeklinde atarız..

Trabzon’da İÇSAVAŞ...

GEÇEN hafta Trabzonspor caimasının önemli isimlerinden birisiyle biraradaydım. Alınan kötü sonuçlardan çok, henüz 4. haftada Lazaroni’ye atılan su şişeleri dikkatimi çekmişti. Onları hatırlatarak, "Muhalefet mi var işin içinde?" diye sordum.. "Altan Trabzon’la ilgili çok konuşmak istemiyorum. Konuşursam ağır konuşacağım. Ama şu kadarını söyleyeyim. Muhalefet var işin içinde, ama yönetimin içindeki muhalefet bu" yanıtını verdi bana..

Lazaroni alınırken karşı çıkan bir grup varmış yönetimin içinde.. Tabii kötü sonuçlar da buna tuz biber oldu, ama koskoca Trabzonspor camiasında bu tür temel fikir ayrılıklarının, teknik adama şişe atma operasyonu düzenlemeye kadar gitmesi, üstelik o şahısları ilginç yerlere yerleştirmeleri çok acı.. Teknik direktör yeme konusunda Karadeniz’in F.Bahçe’si haline gelen Trabzonspor’da bakalım Ziya Doğan neler yapacak?

Onların suçu ne?

STATTAKİ toplu küfür yüzünden Konyaspor ve Sakaryaspor ilk 4 haftada 250 bin YTL’lik cezaya çarptırılan ilk kulüpler oldular. Merak ediyorum, ikinci kez tekrarlandığında 500 bin YTL uygulanacak mı? Uygulanırsa üçüncü de 3 puan silinecek mi?

Federasyon doğal olarak, tabii koyduğumuz kuralın arkasındayız, diyor.. Diyor da iş Üç Büyükler’e geldiğinde çıt yok.. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın maçlarına gidiyorum.. Her hakem kararından bırakın toplu halde küfür etmeyi, şarkılar besteleniyor. Cezalar 12 bin 500 YTL falan.. (Belki Tahkim onları da affetmiştir)

Adalet, deyip duruyoruz.. Önce işe tepeden başlamak lazım.. Küfüre cezaysa herkese verin.. Vermeyecekseniz, puan silemeyecekseniz, kaldırın o kuralı..
Yazarın Tüm Yazıları