Motosiklet terörü

GEÇENLERDE bir okuyucumdan gelen e-postayı özetleyerek, sizlerle paylaşıyorum...

“Ankara’da oturduğum apartmandan akşam saatlerinde çıkıp, caddede yürüyordum. Evlere motosikletle paket servis yapan restoranın sürücüsü, önce park halindeki bir araca çarptı, ardından da dengesini kaybedip hızla bana vurdu. Hem sürücü hem de ben ağır yaralandık. Ambulansla hastaneye gittik. Anlaşıldı ki, sürücünün ehliyeti olmadığı gibi motosikletin de sigortası yok. Hastane masraflarını kendim ödemek zorunda kaldım ve sürücünün çalıştığı restorana dava açtım...”
Okuyucumuzun mektubunu burada kesiyorum. Bundan sonrası malum. Aslında bir süredir bu konuda yazı yazmak istiyordum ama fırsat bulamıyordum. Okuyucumdan gelen mail vesile oldu.
Kimse alınmasın, gücenmesin ama şunu kabul etmek lazım. Çok ciddi bir motosiklet terörü yaşanıyor. Evet, ben buna terör diyorum. Restoranların paket servis taşıyanları, evrak götürüp getiren kuryeler ve üç kuruş parayı denkleştirerek, istediği yerden motosiklet alanlar... Trafikte vızır vızır, taşıdıklarını hızla bir yerlere yetiştirmek için, kimseyi umursamadan hem kendi hem de başkalarının güvenliğini hiçe sayarak cirit atıyorlar.
Hadi büyük şehirlerde kısmen güvenlik için kask takılıyor da, diğer iller ve ilçelerde güvenlik falan hak getire.
Lafı fazla uzatmaya gerek yok. Trafikte olan, olmayan herkes motosiklet terörü ile neyi kastettiğimi çok iyi biliyor.
YÜZDE 68 ’İ SİGORTASIZ
“Karşı mısın?” diyecek olursanız. Değilim. Ama ister iş, ister keyif için olsun; kurallar çerçevesinde motosiklet kullanılması gerektiğini söylüyor ve savunuyorum. Yeri gelmişken altını çizeyim. Kaidelere uygun bu işi yapanlara söyleyecek sözüm yok.
Kuralların başında da bu işin denetimi geliyor. Şimdi de buna eminim, emniyet güçleri bozulacaktır.
Ehliyet konusunu bilemem ama şu bir gerçek ki, bugün motosikletlerin büyük bir çoğunluğu trafik sigortası olmadan trafikte dolaşıyor. Nasıl olur, demeyin. Nedeni basit. Çünkü yeterli denetim yok. Şahsen ben, trafikte hiçbir motosikletin çevrilip de, ehliyet ya da sigortasının sorulduğuna tanık olmadım.
Dediğim gibi kimse bozulmasın. İstatistikler bu söylediklerimi bire bir doğruluyor. Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi’nin (TRAMER) açıkladığı verilere göre, bugün trafikte tescilli motosiklet sayısı 2 milyon 210 bin. Bunun sadece 692 bininin zorunlu trafik sigortası bulunuyor. Yani, motosikletlerin yüzde 68.71’i trafikte sigortası olmadan trafikte dolaşıyor. Rakama bir daha dikkatinizi çekerim... Yüzde, 68. Daha açık bir anlatımla, etrafta cirit atan motosikletlerin iki tanesinden birinde sigorta yok.
SİGORTASIZLIĞIN BEDELİ
Hal böyle olunca da, yazının girişinde değindiğim felaket tablo ortaya çıkıyor. Trafik sigortası olmayan motosiklet yaralanmalı bir kazaya karıştığında, hastane masrafları, tedavi giderleri kazada mağdur olan kişi tarafından karşılanmak durumunda kalınıyor.
İstediğiniz kadar ehliyet yoktu, trafik sigortası yoktu diye mahkemeye gidin... Davaların en az bir-iki yıl sürdüğünü hesaba kattığınızda mağdur, mağdur olduğu ile kalıyor. Cepte tedavi giderlerini ödeyecek para varsa sorun yok. Ama yoksa, uğraş dur.
Halbuki o motosikletin trafik sigortası olsa, kazada yaralanan üçüncü şahısların tüm tedavi giderleri sigorta şirketi tarafından karşılanacak. Sigorta şirketi de dönüp motosikleti kullanan kişiye ya da bağlı olduğu kuruma dava açıp, sigorta yaptırmamanın bedelini ödetecek. Yani, hukuki süreçle de şirketler uğraşacak.
Zaten trafik sigortası ne için var. Bu gibi durumlar için.
Ama nafile... Ne onlarca motosikleti ve motosikletliyi bünyesinde çalıştıran şirketin, ne o motosikleti kullanan kişilerin ne de bu işin denetimini yapan kurum ve kuruluşların umurunda.
Sözün özü... Üç kuruş parayı toparlayıp, sıfır ya da ikinci el motosiklet alanlar, hiçbir kuralı umursamadan kelle koltukta trafikte cirit atıyor... Hem kendini hem de başkalarını tehlikeye sokuyor. Birileri de bu teröre dur demiyor.
Yazarın Tüm Yazıları