Mosmor kestim!

Serdar TURGUT

İnsan, büyüklerinin sözünü mutlaka dinlemeli.

Annem bana ‘‘Serdar, aman insanlarla tartışmaya girme. Hele akıllı, bilgili insanlara hiç bulaşma. Yoksa ağzının payını veriverirler’’ derdi.

Ne yazık ki çocuklar, annelerinin sözlerini her zaman dinlemiyorlar.

Örneğin, alın beni.

43 yaşıma geldim, hâlâ daha akıllanmadım.

Hâlâ daha insanlarla tartışma girişimlerim oluyor.

Ve tabii annem yine haklı çıkıyor.

Kendimi bir gün bir tartışmanın içine sokuyorum.

Bakıyorum ki karşımda inanılmaz bir zekâ var.

Ve tabii o büyük zekâ, tartışmada yeri geldiğinde acımasız darbeyi vuruyor.

Tek bir yazıda nakavt ediveriyor beni.

Mosmor bırakıveriyor beni ortada.

***

Son hatamı da Hıncal Uluç'u eleştirerek yaptım.

Hatırlatma yapayım.

Onun hakkında iki adet yazı yazdım.

Aslında konu o da değildi. Türkiye'nin büyük gazetelerinden bir tanesinde köşe yazan bir insan, ‘‘Tansu Çiller'in de bazı hasletleri var’’ diye yazarsa insanın ‘‘Bunlar nedir be kardeşim, söyle biz de öğrenelim’’ deme hakkı vardır.

Ancak Hıncal ilk yazıma karşı ilkesizce bir çarpıtma yaparak, ayak oyunlarına girerek karşılık vermek istedi.

Sözde Tansular'ın borazancıbaşısı Öncü Gazetesi'nde onu yeriyorlarmış, ben de onu eleştiriyormuşum falan filan laf kalabalığı yaptı.

Dün lafı ağzına tıkayıverdim.

Bunu böyle olmadığını, olayın neden ibaret olduğunu açık ve net biçimde yazdım.

Öncü Gazetesi'nde Hıncal, Tansu hakkındaki fikirleri nedeniyle güzel bir aferin almıştı aslında.

Şimdi geçelim bütün bunları.

Tek istediğim şuydu:

Adı geçen bayanın hasletleri nedir?

Hıncal'ın bunları saymasını istemek benim olduğu kadar, benden de çok onun okuyucularının en büyük hakkıdır.

Talebim bunların sayılmasıydı.

***

Ve dün Hıncal Uluç bütün bu gelişmelere şöyle yanıt verdi:

‘‘Erotizm’’ başlığı attığı yazısını aynen alıyorum: ‘‘Mimoza'nın son sayısı erotizmi inceliyor. Konuyu enine boyuna ele almışlar. Hafif de şaka karıştırmışlar. Keyifli bir dosya olmuş. Alıp okuyun.

Bir de liste yapmışlar.

En erotikler diye.

En erotik köşe yazarı da bendeniz.

PENİS YAZARI SERDAR TURGUT'U DEĞİL, DUYGULARI YAZAN HINCAL ULUÇ'U EROTİK BULUYORLARSA KADINLARIMIZ, PEKÇOK YOL ALMIŞLARDIR DEMEKTİR.’’

***

Gördünüz mü şimdi?

Ne yapacağım ben?

Bitti, kesinlikle kaybettim tartışmayı.

Utançtan yerin dibine gireceğim vallahi.

Adamdaki şu entelektüel derinliğe, şu parlak zekâya bakın hele siz.

Sadece bir kelimeyle, bütün tartışmada söylemiş olduğum her şeyi değersiz kılıverdi.

İşte ustalık diye ben buna derim.

Şimdi artık onun Tansu'yu övmüş olmasının...

O gazetede onun övülmüş olmasının...

Hıncal'ın kendini temize çıkarmak için okuyucuyu kandırmış olmasının...

Hiç ama hiç önemi yok.

Çünkü Hıncal öldürücü darbeyi vuruverdi.

***

Şaka bir yana.

Büyük bir gazetede penis konusunda yazı yazılması olsa olsa terbiyesizlik olabilir.

Ben terbiyeli bir insan olduğum iddiasında değilim.

Ama hayatımda hiçbir zaman ahlaksız, yalaka, üçkâğıtçı, ilkesiz, binbir suratlı, namusumu parayla satan bir insan olmadım.

Benden nefret eden insanlar, hakkımda sadece iki eleştiri getirirler. Penis yazarı, derler. Karısını, kedisini yazmaktan başka bir şey bilmiyor, derler.

O kadar. Başka bir şey bulamazlar.

Üstelik yazılarımın sadece bunlardan oluşmadığını büyük okuyucu kitlesi gayet iyi bildiğinden, benden nefret edenler de bu gerçeği bildiklerinden bunu söylerken bile eğilip bükülürler.

Evet ben olsa olsa küçük terbiyesizlikleri olan bir insanım. Etrafta ahlaksızlar, yalakalar, ilkesizler, binbir suratlar, namusunu parayla satanlar kol gezerken terbiyesiz olmak da beni hiç üzmüyor doğrusu.

***

Palavrayı bırak Hıncal.

Tansu Çiller'in şu sende gizli kalmış olan ve bunlar uğruna Türkiye'nin en namuslu gazetecilerinin başında gelen Faruk Bildirici'ye ‘‘paparazzi’’ suçlamasını yapabildiğin hasletlerinin ne olduğu bir açıkla.

Şunu da hiç unutma.

Tartışmayı öyle ‘‘penis yazarı’’ gibi tanımlamalar düzeyine çekersen, sokak çocuğu ağzıyla konuşursan, o zaman bilmen gereken bir şey var.

Gerekirse ben de senin hakkında buna benzer bazı tanımlamaları çok rahatlıkla yaparım.

Hem de öyle yaparım ki, bunlar senin şu anda aklının hayalinin bile alamayacağı şeyler olur.

Üstelik okuyucu da beni anlayışla karşılar. Tavsiyem, konuyu saptırmadan işin özüne dönmen.

***

Önceki gece bir gazeteci abimin telefonu üzerine BTV adındaki kanalı açtım.

Çek senet konularında bilgili, memleketteki hapishane koşullarını yakından tanımış olan Memduh Bayraktaroğlu, bana açıkça küfrediyordu.

Onu izlerken şunu düşündüm. Allah hiçbir gazeteciyi Memduh Bayraktaroğlu'nun düştüğü duruma düşürmesin. Gerçekten acınacak haldeydi görüntüsü.

---