Mort ve Ötesi

Mor ve Ötesi’nin sıralamadaki gerçek yeri 7’ncilik değil 21’inciliktir, yatıp kalkıp o çok şikayet edilen komşuculuk oylarına yol açan tele-voting sistemine dua edelim.

Haberin Devamı

"Deli’yi dinledikçe Eurovision’dan umudumu kesiyorum, şarkı pek yavan gelmeye başladı bana" diye yazmışım 1 Nisan’da...

Yarışma sonrası yorumlara bakıyorum da Mor ve Ötesi neredeyse çok başarılı ilan edilecek.

Oysa biz sokaktan adam çevirip göndersek bu oylama sistemiyle Türkiye ilk 10’a girer.

Bülent Özveren her fırsatta komşu ülkelerin birbirlerine oy vermesinden şikayet ediyor ama tele-voting’in Türkiye’ye getirdiği avantajdan hiç söz etmiyor.

Bu sistem olmasa Mor ve Ötesi yarı finali bile geçemez, geçse bile finalde sadece Azerbaycan’dan alacağı 12 puanla yarışmanın sonuncusu olurdu.

Kimse kendini kandırmasın her Eurovision’a katılan cebinde Fransa, Almanya, Belçika ve Hollanda’nın 10’ar puanı garanti şekilde sahneye çıkıyor.

Buna şimdi Azerbaycan’ın 12 puanı da eklendi.

Haberin Devamı

İngiltere ve Bosna Hersek’in 7-8 puanı da garanti.

İddiaya ediyorum sahneye ben çıksam karga sesimle bu 80 puanı garanti alır, yarışmada 12’inci olurdum.

Yani Deli şarkısının bileğinin hakkıyla aldığı puan 40 civarındadır ve bu puanla da yarışmadaki gerçek yeri 21’inciliktir.

Dolayısıyla bu yarışma bizim için Mort ve Ötesi olmuştur.

Sertab Erener’in birinciliğinden sonra çocukluğumuzdaki gibi yeniden önemsenmeye başlayan Eurovision’a fazla önem vermeyi bırakmanın da zamanı geldi.

TRT önümüzdeki yıl için bir karar almalı ve ünlü sanatçılarla anlaşıp Eurovision’a şarkı sipariş etmekten vazgeçmelidir.

Bırakalım bu işi yarı profesyoneller yapsın...

Biz de gülüp eğlenmek dışında bir önem atfetmeyelim bu sersem yarışmaya...

Havaalanında sigara odası olmalı

Sigara yasağının sonuna kadar destekçisiyim, taksiler daha temiz, işyerleri daha sağlıklı bir hale dönüştü...

Yasak Temmuz 2009’da tüm bar ve restoranları da kapsayınca dumansız bir şehrin keyfini çok daha iyi yaşayacağız.

İnanın bundan 5 yıl sonra dönüp baktığımızda restoranlarda nasıl sigara içildiğine şaşıracağız.

Tıpkı bugün şehirlerarası otobüslerde ve uçaklarda geçmişte sigara içilmesine şaşırdığımız gibi...

Ancak bazı yerlerde sigara kullanıcılarına ciddi haksızlık yapılıyor.

Mesela havaalanlarında.

Haberin Devamı

TAV’ın yönetiminde olan Atatürk Havaalanı’nda daha önce bulunan sigara odalarının tamamı kaldırıldı.

Restoran ve cafe’lerde de dahil olmak üzere havaalanında hiçbir yerde sigara içilmiyor.

İçmek isteyen dışarı, kapının önüne çıkıyor...

İyi güzel de, transit uçan yolcu ne yapacak?

Diyelim adam 10 saat Amerika’dan gelmiş, İstanbul’da aktarma yapacak sonra 6 saat daha uçacak...

İstanbul’da da aktarma için 2 saat zamanı var.

Bu sigara tiryakisi ne yapacak?

18 saat boyunca adama sigara içirtmemek ciddi şekilde faşizan bir uygulama...

Transit yolcu olduğu için binanın dışına kapı önüne çıkamaz, bir cafeye oturup sigara içemez, sigara odası desen zaten yok...

Haberin Devamı

Tam bir işkenceye maruz kalıyor yani.

Amerika’da rastlamadım ama Roma gibi Avrupa’da bazı havaalanlarında sigara yasağı olsa da sigara odası uygulaması halen sürüyor.

Çok iyi havalandırmalarla bu işi çözüyorlar.

TAV da Atatürk Havalimanı’nda mutlaka bu işe bir çözüm bulmalı, iç hatlarda değil ama dış hatlarda sigara kullanıcıları için bir oda mutlaka olmalı...

Transit yolculara uygulanan zulüm son bulmalı...

Kanıma dokundu

Kızılay’ın son kampanyası fena halde kanıma dokundu.

"Kanımızın yetmemesi kanımıza dokunuyor" sloganıyla başlatılan kampanyada "1 milyon iyi insan aranıyor".

600 bin ünite olan kan bağışını 1 milyon üniteye çıkarmak için...

Türkiye ne kan ne de organ bağışında gerekli duyarlılığı bir türlü gösteremiyor.

Haberin Devamı

Kızılay’ın ilanlarında Türkiye’de toplanan kanın sadece yüzde 40’ının bilinçli ve kontrollü şekilde olduğu yazıyordu.

Kızılay bu kampanyaya mutlaka ünlü isimleri de katmalı.

Bu durum da hepimizin kanına dokunmalı.

Yazarın Tüm Yazıları