Modası da varmış!

SEVGİLİ okuyucularım, dün bizim gazetenin manşetini herhalde okudunuz. Recep Tayyip Erdoğan, bir Alman gazetesine demeç vermişti! (Bunlar nedense tartışma yaratacak konulardaki demeçlerini Türk gazetecilere değil de, hep yabancılara verir!) Erdoğan şöyle diyordu:

‘Üniversitede başörtü yasağını doğru bulmuyorum. Kaldırmak için çalışmalar yapıyoruz. Kuran’a göre bir kadının toplumda türban takması gerekiyor.’

Sonra kendisinin, eşinin ve kızının ‘inançlı Müslümanlar’ olduğunu özellikle vurguluyor ve şöyle diyor:

‘Kızım moda olduğu için türban takıyor.’

Eşinin ve kızının başları bu yüzden bağlıymış.

İnançlı Müslümanlık ve moda! Bakar mısınız şu Müslümanlık anlayışına!

Başını bağlamayan milyonlarca kadınımız, genç kızımız ise kendisinin bu tanımına göre ya inançsız, ya Müslüman değil, ya da ‘modaya uygun’ davranmıyor!

Recep Tayyip Erdoğan, iş türbana gelince Kuran’a sarılıyor ve onun hükümlerinden dem vuruyor. Oysa Kuran’da böyle kesin bir hüküm olmadığını herkes gibi kendisi de biliyor. Örneğin, bu hükümetin Diyanet’ten Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Aydın geçenlerde bu konuya şöyle açıklık getirmişti:

‘Başı örtmek kesin emir değildir. Tercih ve yorum meselesidir.’

Şimdi gelelim bir başka Kuran hükmüne. Zina yasaktır. Hem de bu hüküm Kuran’da bir değil tam beş ayette birden geçmektedir ve kesin emirdir.

İsra Suresi 32, Furkan 68, Nisa 25, Nur 2 ve 3, Maide 5.

(Sureleri dün İlahiyat Profesörü Yaşar Nuri Öztürk’e sordum.)

***

Pekiii Recep Tayyip Erdoğan, zat-ı áliniz Kuran hükümlerini gerekçe göstererek türban takılması gerektiğini söylüyorsunuz.

İyi de, Kuran’da kesinlikle yasaklanmış olan ZİNA’yı niçin suç olmaktan çıkardınız? Yeni Türk Ceza Kanunu’na ZİNA’nın suç olduğu hükmünü neden koyamadınız?..

Çünkü AB’den korktunuz!
.. Çünkü Hıristiyan AB kurallarına göre zina suç değil.

AB size bastırdı ve siz onlardan korkup Kuran hükümlerini açıkça çiğnediniz. Zinanın suç olmadığını kabul buyurdunuz.

Yalan mı?

Yani Kuran hükümleri, türban gibi konularda sizin işinize ve yorumunuza uygun geliyorsa vardır, ZİNA gibi işinize gelmeyen ve Hıristiyan AB’nin size baskı yaptığı konularda yoktur!

Bir ülkeyi yöneten kimselerin uygulamalarında böyle acayip ve inanılmazçelişkiler olabilir mi?

Hatta Müslümanlık anlayışında böyle çelişkiler olabilir mi?

***

Peki bunlar türbanı niçin üniversitede serbest bırakmak için uğraş veriyor?

Niçin liselerde, devlet dairelerinde vesairede değil de üniversitelerde?..

Çünkü oynanan oyun ve yazılan senaryo net, açık ve belli.

Türbanı serbest bırakmaya bir yerden başlamaları gerekiyor. Gözlerine kestirdikleri ilk uygun yer üniversite.

Hadise üniversitelerde başlatılacak, sonra sıra öteki okullara, liselere, ilköğretim okullarına, devlet dairelerine, kamu kurumlarına gelecek. Yavaş yavaş, alıştıra alıştıra!

Önce bir yerden delecekler. Orası üniversiteler olacak. Deldikten sonra iş kolaylaşacak...

Önce ‘biz özgürlükçüyüz, herkes istediği gibi giyinir’ palavraları!.. Sonra yavaş yavaş ‘hey sen de örtün bakalım’ baskıları...

Ve bir gün bakacağız ki, kürsüde türbanlı bayan hákimler!.. Hastanelerde türbanlı doktor ve hemşireler!.. Okullarda türbanlı öğretmenler... Görev başında türbanlı bayan polisler!..

Modaymış! ‘Moda’ olduğu için türban takıyorlarmış! Ne bileyim, kutsal kitabımızda herhalde ‘modaya uyun’ hükmü varmış da, bunu Recep Tayyip Erdoğan keşfetmiş!

Zina’yı da herhalde AB’nin baskısıyla değil, ‘moda’ olduğu için suç olmaktan çıkarmışlardır! Bu kadar da ‘modacılık’ olmaz ki canım!

Hey gidi hey, kimlerin eline kaldın Türkiye Cumhuriyeti!

Kimlerin eline kaldın ve seni bez parçalarına, saç tellerine indirgediler kutsal Müslümanlık! Vah yazık.
Yazarın Tüm Yazıları