Minik Alperen'in ölümüne neden olanların yargılanmasına başlandı (2)

Güncelleme Tarihi:

Minik Alperenin ölümüne neden olanların yargılanmasına başlandı (2)
Oluşturulma Tarihi: Kasım 09, 2017 19:42

Minik Alperen'in ölümüne neden olanların yargılanmasına başlandı (2)

Haberin Devamı

SANIKLAR SAVUNMA YAPTI
Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına unutulduğu servis aracında ölen Alperen'in babası Serkan Sakin, annesi Buket Sakin, tutuklu sanıklar Y.İ. eşi T.İ., tutuksuz sanıklar D.K., A.G. ve tarafların avukatları katıldı. Diğer iki tutuksuz sanık okul çalışanı A.S. ve mesul müdür B.G. ise gelmedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı ile İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü avukatı da duruşmaya müdahil oldu. Ayrıca duruşmaya AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekilli Hamza Dağ, MHP İzmir İl Başkanı Necat Karataş, AK Parti İl Başkanı Bülent Delican izleyici olarak katıldı.
Duruşmada önce sanık ve tanıkların kimlik tespiti yapıldı. Duruşmada ilk savunmayı yapan servis şoförü T.İ., "Olayın yaşandığı gün sabah D.K. ile servise çıktık. O sabah 10 öğrenciyi topladık. Alperen'i D.K. annesinin kucağından alarak serviste 5'inci sıraya oturtarak kemerini bağladı. Daha sonra öğrencileri toplayıp okula döndük. Aracı yan taraftaki alana park ettim. D.K. kapıyı açıp tek tek öğrencileri indirdi. O esnada A.G. okulun kapısından çıktı. Öğrencileri kapıda A.G. karşılardı. D.K.'ya 'Öğrenciler indi mi' diye sordum. O da 'Evet ağabey herkes indi' dedi. Kapıyı çekerek kilitledim. Daha sonrada ekmek almak için markete gittim. Öğleden sonra da servis listesini hazırladım. Bu sırada D.K. ile N.A. yanımdaydı. Listeyi kontrol ediyordum. Sıra Alperen'e geldiğinde N.A. 'Alperen bugün hiç gelmedi ki' dedi. D.K. ise 'Hayır onu biz sabah aldık' dedi. Ben de sabah aldığımızı söyledim. Bunun üzerine bütün sınıflara, odalara bakılmasını istedim. Bir süre sonra N.A. gelerek Alperen'in hiçbir yerde olmadığını söyledi. Servisin anahtarını vererek servise bakmalarını söyledim. Birkaç dakika sonra da Alperen'i N.A. ve aşçımız içeri getirdi. Ben de eşimi aradım. Evimiz okulun karşısındaydı. Hemen geldi ve 'Ambulansa haber verdiniz mi' diye sordu. Alperen'in o halini görünce N.A. ile birlikte Alperen'i alarak hastaneye götürdüler. Eşim beni aradı ve velilerin okula gelebileceğini ve kamera kayıtlarını isteyebileceğini söyleyip kamera kaydını kapatmamı istedi. Ben de kameranın fişini çektim" dedi.
Alperen Sakin'in ailsinin avukatlarının, 'Hastanede A.G.'nin yalan ifade vermesi yönünde telkinlerde bulunulmasıyla ilgili sorunun sorulması üzerine T.İ., "A.G.'yi yönlendirme gibi bir durumum söz konusu değil" diye cevap verdi. T.İ.'nin emniyetteki ifadesinde 15.30'da Alperen'in olmadığını fark ettiğini söylemesi ve hastaneye giriş saatinin 17.20 olması hatırlatılarak Sakin ailesinin avukatının, "Bu kadar zaman ne yaptınız. 1 saat 50 dakika boyunca neden ambulans çağırmadınız" sorusu üzerine ise "N.A. Alperen'i içeri getirdi. Aşçımız Tülay hanım yüzüne su serpti. Ben de eşimi aradım. O gelince zaman kaybetmeden hastaneye götürdüler" yanıtı verdi.
Ardından savunmasını yapan T.İ.'nin eşi ve aynı zamanda okulun işletmecisi Y.İ. olay günü hasta olduğu için evde olduğunu belirterek, "Ben okulun işletmecisiyim. Rahatsız olduğum için evde dinleniyordum. O gün bir doğum günü vardı. Öğrencinin velisi çağırdığı için 1 saat kadar okulda kaldım ve sonra tekrar eve döndüm. Bu durumu veliler de biliyor. Uyuyup kalmışım. Daha sonra eşim aradı. Hemen okula koştum. Alperen yerde yatıyordu. N.A.'ya 'Ambulansı arayan oldu mu' dedim. Hemen kendi aracımızla hastaneye götürdük. Bir elim kornada bir elim dörtlülerde 5-6 dakika içinde hastaneye ulaştık. Kapıda doktor Alperen'in neyi olduğunu sorunca, N.A. 'Uyurken böyle oldu' dedi. Hemen aileyi aradım. Baba hastaneyi bilmediği için konum attım. O sırada N.A. bana gelerek gerçeği anlattı. 'Alperen'i servis'te bulduk' dedi. Annesi Alperen'in son anlarını kameradan görmek istiyorum' dedi. Bende eşimi arayıp velilerin sakin kalmasını sağlamak amacıyla kamera kaydını kapatmasını istedim. 'Veliler kamera kayıtlarını görmek isteyebilir, gösterme' dedim. Daha sonra okula gittim. Polisler oradaydı. Onlara teslim ettim kayıtları. Benim de A.G.'yi yönlendirme gibi bir durumum olmadı" dedi.
Sakin ailesinin avukatlarından "Kamera kayıtlarını neden polise vermediniz, saklama gereği duydunuz" sorusu üzerine Y.İ., "Zaman kazanmak istedim" dedi. Bunun üzerine avukatın "Neden zamana ihtiyacınız vardı" sorusu üzerine ise, "Aileler tepki gösterebilirdi. Bunu engellemek, sakinliği sağlamak amacıyla kamera kayıtlarını kapattırdım. Polise de bana zaman verin dedim. Zaten daha sonra da kayıtları verdim" diye cevap verdi. Avukatın "Görüntüleri ailelere göstermek başka polise vermeyip zaman istemek başka. Bunu neden yaptınız" sorusuna ise Y.İ. aynı sözleri tekrarlayarak cevap verdi.
"OKULDAN GİTMEZSEN HEPİMİZ HAPSE GİRERİZ"
Ardından ifade veren servis görevlisi D.K., olaydan sonra Y.İ.'nin kendisini okuldan uzaklaştırmaya çalıştığını belirterek, "Alperen'i sabah 08.00'de annesinden aldım. Servis hostesiyim. Servis kapısındaki karşı koltuğa oturttum. Emniyet kemerini taktım. Alperen'i koltuğa yerleştirdim. 10 öğrenci aldık. Servisle okula geldik. Kemerleri çıkarttım. Bir çocuğu ağladığı için kucağıma aldım. Servis basamağı bozuk olduğu için çocukları kucağıma alarak indirdim. Çocuklarla birlikte okula girdim. Bu süre zarfında N.A.'ya öğrencileri teslim ettim. Servisin kapısını ben kapatmadım. Çocukların ayakkabılarını dolaplara yerleştirdim. Saat 10 gibi doğum günü partisi vardı. N.A. benden yardım istedi. İçeri girdim. Parti 12.00'ye kadar sürdü. Çocukları uyuttuk. A.G. çocukların bezlerinin değişmesi gerektiğini söyledi. Dolaplardan bez alırken, Alperen'in çantasını göremedim. Bezleri değiştirmeye başladım. Sıra Alperen'e gelince onu bulamadım. A.G. bugün Alperen'i görmediğini söyledi. Ben de sabah evinden aldığımız söyledim. N.A. hocaya sorduk. O da görmediğini söyledi. T.İ.'nin yanına gittik. Ona sorduk. Servisi kontrol edip etmediğini sordum. O da görmediğini söyledi. Servis anahtarını N.A. ile bana verdi. Servisi açtık. Alperen'i koltukta bulduk. N.A. kucağına alıp içeriye götürdü. Sonra Y.İ. gelince hastaneye götürdüler. A.G. bana 'Kameraları kapat, sakin olun. Uykudayken bayıldı' diyeceğiz dedi. Daha sonra Y.İ. beni arayıp 'Sakin ol ve derhal okuldan git' dedi. Ben de nereye gideceğimi sordum. Bana 'Gitmezsen hepimiz hapise gireceğiz' dedi. Ben de servisi eşinin kontrol ettiğini söyledim. Eve gittim ve polis beni saat 23.00 gibi alarak emniyete götürdü. Ben o gün tüm çocukları N.A.'ya teslim ettim. Normalde T.İ. servisi kontrol ediyordu. Neden kontrol ettiğini sorduğumda daha önceki öğretmenin serviste çocuk unuttuğunu söyledi" dedi. Duruşma ifade alınmasıyla devam ediyor.

Mehmet GÜNEY - Mehmet CANDAN / İZMİR, (DHA)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!