Mini mini valimiz adam olmaz trafiğimiz

Bebek, İstanbullular’ın en gözde haftasonu semtidir. Hele bahar geldi mi cumartesi, pazar günlerinde iğne atsan yere düşmeyecek hale gelir.

Ama bu bahar, haftasonu gezmesi için Bebek’e gelenleri acı bir sürpriz bekliyor. Bebek’teki iki büyük açık otopark kapatıldı. Bir, iki küçük kapalı garaj dışında otoparkın olmadığı Bebek’te, bırakın haftasonu ziyaretçilerini, Bebekliler bile arabalarına artık zor park yeri buluyorlar.

Ama durun, Bebek’in çilesi bununla da bitmiyor bu yıl. İstanbul Valisi Muammer Güler, Bebek’i sık sık ziyaret etmeye başlamış.

Şimdi "bunun neresi kötü, daha iyi ya rezaleti görür el koyar", demeyin... Demeyin çünkü, Vali’nin her gelişi daha da büyük sorunlar yaratıyor Bebekliler için...

Nasıl mı? Nasılını başına gelen bilirmiş. Benim de başıma geldi de oradan biliyorum. Yalnız beni, Bebeklileri, Bebek’i ziyaret edenleri ilgilendiren bir konu olmayıp, tüm İstanbul’u, hatta tüm Türkiye’yi ilgilendiren boyutta bir olay olduğu için anlatayım.

Geçen cumartesi Bebek’teydim. Park edecek yer bulmak için tur atmaya başladım. Üçüncü geçişimde anacaddede boş bir yer buldum ama "birinci derece afet-acil ulaşım yolu" olduğundan park yasağına uydum ve park etmedim. Sonunda Bebek Yokuşu’nun bitiminde, park yasağı olmayan bir başka boşluk bulup, park ettim.

Üç saat sonra geri geldiğimde, otomobilimin yerinde yeller esiyordu. Sokağın park yasağı olmayan sağ yanından benimkiyle birlikte dört, beş otomobil daha çekilip götürülmüştü. Park yasağı olan sol tarafındaki otolarla, "birinci derece afet-acil ulaşım yolu"ndaki sıra sıra arabalara ise dokunulmamıştı.

Biraz ilerideki trafik ekibine derdimi anlatmaya çalışırken yanımıza civarda oturan bir genç geldi.

Vali’nin yeğeninin sokağın hemen karşısındaki dev mücevherat dükkanının sahibi olduğunu, Vali’nin de sık sık bu dükkanı ziyaret etmeye geldiğini ve her gelişinde aynı sahnenin yaşandığını aktardı.

O sırada bir minibüs, park yasağı levhasının hemen altına park etti. Şoförü polisin yanına gelip, valiye yemek getiren "catering" firmasından olduklarını ve kendilerine buraya park edebileceklerinin bildirildiğini söyledi.

Yarım saat kadar sonra, Kuruçeşme’deki otoparktan aracımı alıp dönerken, yiyecek aracı park yasağı levhasının altında hálá duruyordu. Trafik ekibi de hálá oradaydı ve işin daha da ilginci otomobillerimizin çekildiği boşluğa, trafik ekibinin gözleri önünde yeni araçlar park etmişti.

Şimdi benim de Vali’den bir, iki istirhamım olacak.

Yaşanan bu rezaletlerin Vali’nin bilgisi dışında olduğuna inanmak istiyorum. Ve kendisinden, haftasonu gezisinde konvoyundaki araçlara yer açmak amacıyla çekilen otomobilime kavuşmak için harcamak zorunda bırakıldığım paraları ödemesini rica ediyorum.

Yok eğer tüm bunlar bilgisi dahilindeyse, o zaman lütfen sık sık ziyaret ettiği yerlere birer trafik levhası konulsun. Levhada "Dikkat Vali çıkabilir! Çıkmayabilir de!" yazsın.

Böylece vatandaş Vali’nin her an çıkıp gelebileceği, gelirse aracının çekilebileceğini bilsin de, park edip etmemeye ona göre karar versin.

Popstar popüler yıldız yarışmasıdır nokta

Popstar yarışmasında "popstar"ın anlamı üzerinde bir patırtıdır gidiyor.

Bir tarafta Armağan Çağlayan, yarışmacılardan Metin Levent’in arabesk söylediği için popstar olamayacağını iddia ediyor.

Diğer tarafta Osmantan Erkır, "popstar"daki "pop"un popüler anlamına geldiğini belirterek, söylediği müzik türü ne olursa olsun, bir ses sanatçısının popüler bir yıldız olduğu anda "popstar" olabileceğini söylüyor.

İki yıl önceki yarışma sırasında Armağan Çağlayan’a hak veriyordum. Çünkü "popstar" kavramını, yarışmanın orijinalindeki anlamıyla "pop müziği yıldızı" olarak algılıyordum.

Sorun kültürler arası farklılıktan kaynaklanıyor. Batı da popüler olan her müzik türü pop müziğe giriyor. Türkiye’de ise popüler olan her müzik türü, çağdaş pop müzik kavramıyla bağdaşmadığından, sorun çıkıyor.

Yani yarışmanın "Pop müzik yıldızı" yarışması mı yoksa "Popüler yıldız" yarışması mı olduğuna karar verilmesi gerekiyor.

İki yıl önceki yarışmada bu açık değildi. Ama şimdi yarışmanın yapımcısı, programın en yetkili kişisi Osmantan Erkır, bu bir "popüler star" yarışmasıdır dediğine ve tanımı açık seçik yaptığına göre, tartışmanın alemi yok.
Yazarın Tüm Yazıları