Minareye kılıf uyduranlar

BUGÜN size bir olay anlatacağım. Başbakan ‘Yolsuzluklara damardan girdik’ diyor! Bununla da yetinmiyor, birkaç gün önce ‘Nerede yolsuzluk varsa belgesini getirsinler, üzerine gidelim’ diyor.

Fakat gelin görün ki, bu konularda AKP iktidarı çok ilginç işler yapıyor! Olayımızı çok basitçe anlatacağım. Tümü belgelidir.

Devlete ait Tekel Genel Müdürlüğü 2004 yılında Tokat sigara fabrikasına sigara makineleri satın almak için ihale açıyor. İhaleyi bir İspanyol firması kazanıyor. Makineler getiriliyor.

İhale bedeli 13 milyon 840 bin Euro. Yani 23 trilyon 630 milyar Törkiş lira.

Yasalar ve ihale koşulları gereğince Tütün Üst Kurulu uzmanları bunları denetliyor. Yine yasalar ve ihale koşulları uyarınca bu makinelerin yeni olması gerekirken, eski ve kullanılmış olduğu ortaya çıkıyor. Bu konuda Üst Kurul Grup Başkanı ve uzmanların imzasıyla düzenlenen raporda özetle şöyle deniliyor:

‘Parçaların kullanılmış olduğu izlenimi oluşmuştur. Parçalarda Çince olduğu zannedilen yazılar vardır. Oksitlenmeler, boya dökülmeleri, darbe izleri, yüzey çizikleri bulunduğu görülmüştür. İspanyol firması yetkilileri bazı parçaları bize göstermemiştir. Bu yüzden bazı makineleri incelemek mümkün olmamıştır. Parçaların eski ve kullanılmış olduğu, bu durumun firmanın taahhütlerine, ilgili yasa ve mevzuata uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.’

İhale iptal yolunda.

* * *

Bunun üzerine iş yargıya intikal ediyor. Tekel bu rapor için mahkemeye başvurup yürütmenin durdurulmasını istiyor. Ankara 1. İdare Mahkemesi Tütün Üst Kurulu ve bilirkişi raporlarını inceliyor ve Tekel’in istemini reddediyor. Makinelerin resimleri mahkemede ve benim elimde. Bunların çatlakları, çürükleri net bir biçimde görülüyor.

İlgili kamu kurumları ve bakanlıklar, yani iktidar, bu durumda ne yapar? Ülkemiz bir kazık yemişse hakkımızı nasıl arar?

Bu aşamada yapılması gereken şey, alımın yapıldığı İspanyol firmasıyla derhal görüşmelere başlamak. Eğer firma razı olmazsa, teminatını gelir kaydedip yeni bir ihale açmak.

Zaten Tütün Üst Kurulu da Kasım 2004 tarihli raporunda ihalenin iptalini istiyor.

* * *

Peki sonra ne oluyor? Şimdi sıkı durun ve minareye nasıl bir kılıf hazırlandığını görün.

Devlet bunca para ödemiş ve kullanılmış makineler gelmiş! Bu durum hem yasalara, hem de ihale koşullarına aykırı. AKP iktidarı kendisini bu işe bir çözüm bulmak zorunda hissediyor!

O halde ne yapmalı? Yapılanı aşağıda anlatıyorum. Bir ibret belgesidir, lütfen dikkatle okuyunuz!

AKP
Meclis’e bir yasa tasarısı sundu. Bir ‘torba yasa’ tasarısı. Belli yasaların belli maddelerinin değiştirilmesi öngörülüyor. Bu maddelerden biri -basitçe anlatıyorum- Tekel tarafından ithal edilen bu kullanılmış-hurda makinelerin satın alınmasına izin verilmesini öngörüyor! Ancak tasarı Meclis’e gelirken içerisinde bu madde yok. Bütçe Plan Komisyonu’nda verilen bir önergeyle ekleniyor.

Tasarı önceki hafta Komisyon’da tartışıldı. CHP milletvekilleri bu tuzağa karşı çıktı... Çünkü AKP’nin amacı Tekel tarafından satın alınan bu makineleri aklamaktı. Komisyon’da uzlaşma sağlanamadı. CHP’lilerin tüm itirazları AKP çoğunluğu tarafından reddedildi ve CHP milletvekilleri Komisyon’u terk etti.

İşin ilginç yanı, yapılan yanlışı örtbas etmek amacıyla, Tekel’le ilgili maddenin yürürlük tarihi, tasarıda ihale öncesine çekiliyordu!

Bu tasarı büyük olasılıkla önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek, kabul edilecek ve Türkiye’ye yaklaşık 24 trilyon liralık kullanılmış mal satan İspanyol firmasından alınan makineler olayı da, sonradan eklenen maddelerle böylece ‘aklanmış’ olacak.

Peki ama bu direniş niçin? AKP neden bu işe böylesine sahip çıkıyor? Kullanılmış makinelerin ülkemize kakalanmasına hangi gerekçeyle, hangi nedenle göz yummaya kalkışıyor?

Türkiye’de yaşadığımızı unutmayalım. Kimsenin günahını almak da istemem. Ancak akıllara hemen şu acı gerçek geliyor:

‘Bu ihalede büyük bir dümen dönmüştü. Birileri İspanyol firmasından avanta ve komisyon almıştı. Şimdi ihale iptal edilirse bu avantalar geriye nasıl ödenecekti!’

Birileri, er ya da geç, 24 trilyonluk bu skandalın altında kalacak. Kim bilir, belki de yolsuzluklara ‘damardan’ girdiğini iddia edenler!
Yazarın Tüm Yazıları