Milli eğitim

Serdar TURGUT
Haberin Devamı

Onu bunu bilmem kardeşim! İster 8 yıl yapın zorunlu eğitimi ister 15 yıl. Bunu isterseniz 5 artı üç olarak saptayın, isterseniz 2 buçuk artı 5 buçuk deyin.

Sonuçta hiçbir şey değişmeyecektir.

Bu eğitim sistemi içinden GEOMETRİ dersleri tamamen çıkarılıncaya kadar Türkiye'de doğru dürüst bir eğitim programı oluşturulması tamamen imkânsızdır.

Durum böyledir, çünkü geometrinin ne işe yaradığını ben ve benim gibi nice insan bugüne kadar anlamış değildir.

Türk çocukları neden o yaşlarda geometri gibi tamamen gereksiz bir şeyi öğrenmek zorundadır, buna da kimse net bir cevap verebilmiş değildir.

Geometri meselesini kesin çözüme ulaştırmadan, 5 artı üçmüş, 8 yıl kesintisizmiş gibi kavramlarla uğraşılması ise Milli Güvenlik Kurulu'nun tarihinde yaptığı en büyük hatadır.

***

Hıncımı geometriden çıkardığımı bakmayın siz. Aslında daha nice ders var ki çocuklara daha o yaşta okutulmaları tamamen lüzumsuzdur.

Örneğin alın kimyayı.

Bu derslerde okutulan formüller -ilerde amatör olarak bomba yapan insan sayısında bir patlama arzulanmıyorsa eğer- hiçbir pratik yarar içermemektedir.

Ben liseden mezun olduğumun ertesi günü kimya derslerinde bana ezberletilen tek bir şeyi bile hatırlamıyordum.

Gerçi lise son sınıfta ‘kara sevda'ya kapıldığım için kendimi zorlayarak alkolik olmuştum. Belki de beynim dumura uğradığı için kimya formüllerini hatırlamıyor olabilirdim.

Ama arkadaşlarım da tek bir formül hatırlamıyordu.

Şu anda hepimiz 42 yaşındayız.

Çoğumuz mesleklerimizde başarılı olduk. Aramızda fazla becerikli olmayanlarımız gazetede köşe yazarlığına başladı.

Ama önemli olan şu ki tam tamına 25 yıldır bir kez bile ne geometri ne de kimya konularını hatırlamadan başardık bu işi.

***

Eğitimciler diyecek ki, bu tür dersler çocukların zekâsını geliştiriyor..

Bu da yanlış bir tespit.

Ben 10 yaşıma geldiğimde zaten son derece zekiydim, çünkü o zaman bile geometri ve kimyanın hayatta tek bir işime bile yaramayacağını görebiliyordum.

Yani diyeceğim, zekâ biraz genetik, biraz da aile içinde verilebilen bir şeydir.

Bugün Türkiye'de üniversite mezunu olduğu halde son derece aptal olmakta ısrar eden insan sayısında patlama olması da bu nedenledir.

Beni üviversiteden kovduğu için teşekkür borçlu olduğum YÖK'ün en büyük iyiliği, abuk sabuk yerlerde üniversiteler açarak bazı insanların eğitilmesinin tamamen imkânsız olduğunu ispat etmesidir.

***

Bizim okullarda çocuklara ezberletilen geometri formüllerinin zekâya hiçbir katkısı olmadığının bir başka ispatını ben Amerika'da üniversite ilk sınıfta gördüm.

Amerika'da insanlar liseyi bitirdikleri anda o güne kadar okumuş oldukları en ağır ders beden eğitimi ve ‘‘sekste hastalıktan korunma yöntemleri''dir.

Düşünün ki o yıllarda alkol ve diğer kimyevi maddelerle beyni yok olmaya doğru gitmekte olan ben, üniversite birinci sınıfta bir ‘‘dâhi'' olarak algılanıyordum.

Çünkü geometri biliyordum. Ne hocalar ne de diğer öğrenciler Türkiye'den gelen bu tuhaf kişinin neden durup dururken geometri formüllerini bilmekte ısrar ettiğini kesinlikle anlamadılar ve beni incelemeye aldılar.

Ancak ikinci yılda gerçek anlaşıldı. İkinci yılda doğru dürüst eğitim yapılmaya başlayınca bu kez de benim işe yarar tek bir şey bilmediğim meydana çıktı.

Kozmik denge nihayet sağlandı.

***

Size bir şey söyleyeyim mi; benim ilkokulda öğrendiğim tek önemli şey, İngiliz hocalarımızın dersi sürerken eğer sıkışırsak onlardan nasıl medeni bir insan gibi tuvalete gitme izni isteyeceğimizdi.

Ha tabii bir de, kızlara pandik atıldığında onların o yaşta bile erkeklere tokat atmakta bir sakınca görmediklerini ilkokulda öğrenmiştim.

Ancak tabii bu konu tamamen başka yazı konusu ve hatta kitap olabilecek kadar geniş ve ilginç bir mesele. Şu anda yeri değil bu konuya girmenin.

***

Sonuç olarak eğitim sistemimiz açısından önerilerim şöyle.

1- Çocuklar mutlaka kız-erkek birlikte okutulmalı. Böylece erkekler daha küçük yaşta adam gibi davranmanın ipuçlarını kaparlar. Bana bakmayın siz, her çocuk benim kadar terbiyesiz olamayacağından bu sistemin kızlar açısından bir sakıncası yok.

2- Çocuklara okumaya başladıkları an Red Kit okutulmalıdır. Eğer insanlarda biraz olsun espri yeteneği olması gerekiyorsa -ki Türkiye'nin bugünkü durumuna baktığımızda bunun kesinlikle gerektiğini görmekteyiz- o zaman Red Kit bence zorunlu ders olmalıdır.

3- Ve de öğrencilere orta okulu bitirmeden iyi şarap nasıl seçilir bu da mutlaka öğretilmelidir.

Bunlar yapıldığı takdirde eğitimin beş artı üç olmasında da katiyen bir sakınca yoktur. Bilmem anlatabiliyor muyum?

Yazarın Tüm Yazıları