Milat ve beyaz sayfa

MİLAT sözünün sihrine kapılmayan var mı? Yeniden başlamak, eskilerin üstüne bir örtü çekmek anlamına gelir mi? Yoksa gene kendimizi aldatarak, içinden iyileri seçip kötüleri unutma teşebbüsü müdür?

Ruhumuz, beynimiz, gönlümüz zaman zaman kamuflaja ihtiyaç duyar.

Her yeni yıl umut tazeleme sevincini taşımıyorsa neye yarar?

İnsanoğlu bazen sevinmeye o kadar hazırdır ki, bir rakam değişmesi ona yeter. 2004’ten 2005’e geçtiğinizde/geçtiğimde, bir proje tasarımcısı gibi hissederim kendim.

Milat, başlangıcın manifestosudur, ilerde yapacağımız şeylerin startını beklediğimiz duraktır.

Sadece eğlenmek için midir yeni yıl. Bazen o kadar basit, bazen de çok karmaşık.

Saat gece yarısını aştığında, yeni yılda yapacaklarımın çizelgesini tutarım. Gelen ajandaların her birine tek tek adımı, adresimi, telefon numaramı yazarım. Yeni yılın ilk aidiyet teşebbüsü.

Her zaman ajandalarımı kullanmasam da ilk iki üç gün başlangıcın zevkini çıkarırım. Oraya yazdığım rutin maddeler bile bana bambaşka gelir, sanki o güne kadar hiç yapmamışım gibi.

Yeni yılın bütün programını bir günde yaptığımı düşünürüm. Hayal ederim desem daha mı doğru?

Bazı günler sanrı görmek insana iyi gelir.

* * *

BEYAZ SAYFA sözünü de çok severim. O da bir anlamda milattır ve yeni bir başlangıcı müjdeler. Yeni yılla birlikte hepimiz beyaz sayfalar hayal etmez, ona karar vermez miyiz?

Mecazi anlamının yanında gerçek anlamda da beyaz sayfalar tutkumdur benim.

Yazılacak ilk cümle için insanın eli titrer, şimdiye kadar söylenmedik, yazılmadık kelimelerin káşifi sayabilirsiniz kendinizi. Tıpkı hayattaki karşılığı gibi.

Kıyamadığım beyaz sayfalar vardır. Bir türlü onu kirletmeye elim gitmez. Aynı kalsın isterim, öyle ajandalarım, defterlerim vardır. Bilmem, belki de bilinçaltımdaki bir masumiyetin simgesidir. Karalanmış káğıtlara karşı.

Yeni yıla girerken değişmez alışkanlıklarım vardır.

Mutlaka iki cep ajandam vardır, biri 82. yaşına basan Takvim-i Ragıp, diğeri de 90 yaşındaki Ece Ajandası. Duvar takvimi hálá odamı süsler.

İkisini de çantamda taşırım.

Bir de alışkanlığım vardır, anneannemden kalma.

Yeni yılın ilk günü, mutlaka gazeteye gelirim, kütüphaneme uğrarım. Birkaç dostumla muhabbet yenilerim.

Çünkü yeni yılın ilk günü ne yaparsanız her gün onu yaparmışsınız.

Ya geçen yılın muhasebesini yapmak?

Yapmam. Çünkü o gün üzüntülerin mütareke günüdür benim için, yaşama sevincine yüz veririm sadece.

* * *

OKURLARIMIN yeni yıla yaşama sevinci içinde girmelerini dilerim.

Sağlıklı, mutlu ve tabii ki sanatlı, edebiyatlı bir yıl...
Yazarın Tüm Yazıları