GeriSeyahat Milano her zaman, Tayland asla
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Milano her zaman, Tayland asla

Milano her zaman, Tayland asla

Pamela Spence’in favori şehirleri Paris ve Milano olsa da o, farklı noktalara seyahat etmeyi seviyor. Marakeş’i cezbedici buluyor, Endonezya’da yediği kurbağa bacağını unutamıyor.

Seyahat edilecek en romantik yer neresi?
Bruges. Çünkü özünü koruyan, tarihini yaşatan enfes bir ortaçağ kasabası. Gürültü ve stresten uzak. İnsana huzur veriyor. Kendini film setinde hissediyorsun. Bu yerde ilgiyi sadece sevgiliye vermek bile en önemli faktör.

Seyahat rotanızı neye göre çizersiniz?
Deniz ve güneş hayatımın vazgeçilmezlerinden olsa da gittiğim ya da gideceğim yerlerin tarihine, kültür ve sanatına da bakarım. Farklı mutfakları keşfetmeyi severim. Rotamı bütün yıl bana yetecek enerjiyi toplayacağım yerlerde sevdiklerimle geçirecek şekilde çizerim. Favori şehirlerim Paris ve Milano.

Şimdiye kadar seyahat ettiğiniz en sıra dışı şehir hangisiydi?
Marakeş. Bambaşka bir kültür ve farklı bir yaşantı. Renkli sokaklar çok cezbedici, bir o kadar da ürkütücü. Ama şehrin renklerine hayran kaldım.

Peki en ilginç yemeği nerede yedin?
Endonezya’da Candidasa diye muhteşem bir bölgede yediğim kurbağa bacağı olsa gerek.

TAYLAND BİR TRAVMAYDI

Milano her zaman, Tayland asla

Tayland

Elinizde açık bir uçak bileti var. Şimdiye kadar görmediğin nereyi görmek isterdin?
Japonya. Bence dünyanın en şahane insanları Japonlar. Medeniyetleri aynı zamanda geleneklerine bağlılıkları beni çok etkiliyor.

Kendinize bir hayat dersi çıkardığınız tatiliniz var mı?
Suriye seyahati. Bir daha gitmeyi düşünmüyorum. Arap ülkeleri pek bana göre değilmiş.

En beğendiğin manzarayı nasıl tasvir edersin?
Kıbrıs Karpaz’da kaldığım bir gece ansızın uyandım ve pencereden dışarı baktım. Yıldızlar o kadar şahaneydi ki bugüne kadar hiç görmediğim güzellikte ve çoklukta. İnanılmaz bir andı.

En çarpıcı tatil anın neydi?
Çok çarpıcı olmasa da benimde Türk genleri taşıdığımı ortaya koyan bir anım var. Budapeşte’de yürürken önümüzde otobüs durdu. Çok yorulmuştuk ve vaktimiz yoktu. Hemen kendimizi otobüse attık ama bilet almamıştık. Zaten Avrupa’da bir çok ülkede bilet kontrolü yapılmıyor. Şans bu ki bilet kontrolü yapıldı. Ama biz acilen otele dönüp valiz hazırlayıp gitmek zorundaydık. Karakolda harcayacak vaktimiz yoktu. Görevli ile bildiğin laf dalaşına girdik. Hem suçlu hem güçlüyüz yani! Baktık iş sarpa sarıyor karakolluk olacağız elimizdeki son kuruşa kadar verdik.

Otel odasından çaldığın bir eşyayı itiraf etsene?
Çalmak demeyelim de, otellerde aslında bir çok eşya oda fiyatına dahildir. Terlik, havlu gibi. Ben de birden fazla destinasyonlu bir tur programındaydım ve kendi havlumu getirmeyi unutmuştum. Kaldığım hotelin de bornozları çok güzeldi. İhtiyaçtan aldım diyelim.

Peki seyahatlerinde başına gelen en kötü olay neydi?
Tayland’da devamlı broşür dağıtan pazarlamacılar ve kazayla girdiğimiz sokakta küçük kızlara fuhuş yaptırılmasına tanık olmam travma gibiydi.

Bir daha asla gitmeyeceğin yer neresi?
Galiba Suriye. Çok pis çünkü. İnsanlar çıplak ayaklarını karıştırıyor sonra da ellerini yıkamadan yemek yiyor.

En sevdiği beş şehir?
New York, Paris, Roma, Los Angeles, Viyana.

Seyahatten almadan dönmeyeceği üç şey?
Parfüm, magnet, kahve.

Bavulunun olmazsa olmazları?
Havlu, makyaj malzemelerim, ıslak mendil, antibiyotik ve uyuma gözlüğüm.

Ne okur? Ne dinler?
Roman okurum, o dönem kim denk gelirse dinlerim. Çok saplantı yapmıyorum müzik konusunda. Geniş düşünmezsek ilerleyemeyiz çünkü.

Nerede kalır?
Hotelde kalırım ama bazı şehirlerde kiralık evler çok daha güzel oluyor.

False