MGK'da bankacılık tartışması

Milli Güvenlik Kurulu'ndan sonra çıkan haberlerde askerlerin ‘‘Bir yandan özelleştirme yaparken öte yandan bankalara kamu kaynağı konulması çelişki değil mi?’’ sorusunu yönelttikleri yolunda haberler çıktı.Bu soruyu yöneltenin MGK'nın asker üyeleri değil Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer olduğunu öğrendik. Asker üyelerin yönelttikleri soruların ise çok yerinde sorular olduğu belirtiliyor. Özetle, askerlerin, sordukları sorularla ‘‘Derslerini çok iyi çalışıp konuyla ilgili önemli ölçüde bilgi sahibi oldukları, işin özünü kavradıkları ve bilerek soru sorduklarının açıkca ortaya çıktığı’’ söyleniyor.MGK'nın siyasi üyeleri için ise aynı şeyi söylemek mümkün değil. Sanki konuyu ilk kez duyuyormuş gibi, amaç hakkında bile soru yöneltmeyi tercih etmişler.Bu arada tasarının Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesinin hemen ardından bazı gazetelerde ‘‘Bir liderin yasadan piyasa payları yüzde 1'in üstünde bankaların yararlanacağını daha önce bilmediği’’yolunda haberler vardı. O haberlere de çok şaşırmıştım, liderin MGK'daki sorularını duyunca şaşkınlığım bir kat daha arttı. Çok iyi biliyoruz ki; bu tasarı Mecliste görüşülmeden önce yapılan son Liderler Zirvesi'nin tek konusu bankalara ilişkin yapılacak operasyon idi. O liderler Zirvesinde bütün bu detaylar, tek tek liderlere anlatıldı ve onay alındı.HABERLERİ YOKMUŞ Peki şimdi bazıları neden sanki hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi davranıyor? MGK'da bile nasıl, ilk kez duyuyormuş gibi sorular yöneltebiliyor? Tasarı Komisyonda görüşülürken, ANAP'lı milletvekilleri ‘‘toplam aktifleri bankacılık sistemindeki aktif toplamınının yüzde 1'ini geçen bankalar’’ yerine ‘‘toplam aktifleri, kamu ve fon bankaları hariç bankacılık sisteminin toplam aktiflerinin yüzde 1'ini geçen’’ ibaresi koydurarak acaba ne yapmak istediler? Böylece şu anda yüzde 0.5 olan bazı bankaların payının yeni hesapla yüzde 1'in üzerine çıkacağını, böylece yasadan yararlanacağını biliyorlar mıydı? Acaba payı yüzde 0.5 olan bazı bankalarla bazı siyasilerin yakınlıkları mı var?Bu davranışları görünce görüldüğü gibi insanını aklına çok soru geliyor...Kimse unutmasın ki; bu operasyon şart ve bankacılık sisteminin başka çaresi yok. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun bankaların sermaye yeterliliğini artırmak için vereceği hazine kağıtlarının faizlerinin piyasa faizleri olacağını, kimseye ucuz ve sübvansiyonlu kredi verilmeyeceğini, BDDK Başkanı açıkladı. Bu düzenleme ile sektörde birleşmelerin özendirileceğini, yüzde 1'in altında kalan bankaların sermaye yeterlilikleri olduğu takdirde küçük, butik bankalar olarak çalışacaklarını, yüzde 1'in altındaki bankaların kötü banka anlamına gelmediği de, yine söyledi. SAĞLAM BANKA İMAJIYanısıra, bu kredi veya sermaye artışından yararlanmayacak bankaların, yurt içi ve dışında, ‘‘sağlam banka’’imajı alacağı da ortada...Şimdi BDDK yeni yönetmeliklerle önemli ve sert esaslar getirecek ve bu yasayla sistemde bir daha böyle kazalar olmasının önüne geçecek. Bundan en çok faydalanacak olan da bankalardan kredi kullanacak reel sektör firmaları olacak. Bu yasanın bankaların değil, ekonominin kurtarılması için çıktığı unutulmasın.Aynen kamu bankaları yöneticilerinin sorumluluğu maddesinde olduğu gibi...Eğer bu esneklik sağlanmazsa, kamu bankaları kredileri yeniden yapılandıramaz, böyle olunca da küçük ve orta ölçekli şirketler ya kredilerini hemen öder ya da batar. Hem de maddeyi yasadan çıkartan MHP'lilerin yakınları şirketler batar.Bu arada Genel Kurul'da görüşülmesi sırasında tasarıdaki yüzde 1 sınırının değişeceği haberleri geliyor. Eğer yüzde 1'in üstünde ya da altında bir sınır belirlenirse Türkiye'nin 16.4 milyar dolarlık IMF kaynağını kullanamayacağını herkes bilmeli. Bu takdirde sorumluluğu kimin alacağını da ..
Yazarın Tüm Yazıları