Mezhep lideri işadamının ünlü oteli

Hayat hikayesi filmlere konu olacak türden sonsuz lüks ve gelgitlerle dolu dünyaca ünlü zengin bir adamın, Sardunya Adası’nda yaptırdığı geceliği 1500 Euro’dan başlayan otelindeydim geçen hafta sonu.

Dünyanın dört bir tarafından kopup gelmiş (Amerika’dan/İngiltere’den/Almanya’dan/Dubai’den filan) gazete ve dergi life-style yazarlarıyla beraber.

Neden gidildi/ne işin vardı/yahu ne iğrenç bir yazarsın gibi hissiyat fırtınalarına maruz kalmadan önce, giriş cümlesinde bahsettiğim adamı, yani Kerim Ağa Han’ı anlatmalı biraz.

Ağa Han, tüm dünyada 20 milyon müridi olan İsmaili mezhebinin lideri.

Hz. Muhammed’in soyundan geldiği iddia ediliyor. 10 milyar doları aşkın servetinin kaynağı mezhebine bağlı kişiler. Bu şahane mezhep insanları her yıl gelirlerinin sekizde birini düzenli olarak Ağa Ailesi’nin İsviçre bankalarında bulunan hesaplarına ödüyor!

Ağa Han bu servet sayesinde dünyanın dört bir yanında pek çok yatırıma (banka, havayolu, gazete, klinik, maden ocağı ve otel zinciri) imza atmış. Fiat ve Lufthansa’da önemli oranda hissesi var. Ayrıca birçok ülkede malikaneleri, özel jetleri, yatları ve 600 safkan yarış atı...

Karılarına ödediği milyon dolarlık nafakalarla da magazin basınının ilgisini her daim çekmiş biri Kerim Ağa Han. Hatta ona ihtiyar playboy bile diyorlar.

İşte benim Sardunya Adası’nda kaldığım, 60’lı yıllarda yapılmış Cala Di Volpe oteli, Ağa Han’ın adada yaptırdığı dört otelden en ünlüsü.

Otel, her şeyden izole bir koyda. Mimarisi de günümüzle pek alakalı olmayınca (eski Sardunya köy villaları stili), buraya adımını atar atmaz insan 60’lara ışınlanıyor.

Nitekim personeli de yıllarca tavan arasında yaşamış gibi, hiç bozulmamışlar: Fazlaca kibar/konuşkan ve sempatikler.

Bir dönem Türkiye’nin güneyine de otel yapmak isteyen, nam-ı diğer "sosyetik imam" Ağa Han’ın otelinde, 60’lara ışınlanmakla kalmadım aslında: Orada kalakaldım. Mecburen.

Çünkü hava hep yağmurluydu Sardunya’da...

Sardunyalı ’bağımsız’ olmak istiyor

Sardunya Adası’na gitmeden önce Güneri Cıvaoğlu’nun ada hakkında kaleme aldığı 27 Ağustos 2005 tarihli yazısını okumuştum. Cıvaoğlu yazısında, Sardunya’nın refah seviyesi senden/bizden/onlardan fersah fersah ilerde olan halkının, İtalya’dan ayrılmak, bağımsız bir devlet olmak istediğinden bahsediyordu (Sardunyalılar’ın kısmi bölgesel özerkliğe sahip olduğunu hatırlatalım. Buna rağmen bağımsızlık isteniyor yani).

Ayrıca, adada bindiği bir taksinin şoförüyle bu mevzuyu konuşurken soruyor Cıvaoğlu: "Bağımsızlık için silaha sarılıp terör örgütleri kuruyor, terör eylemleri yapıyor musunuz?"

Taksi şoförü şu yanıtı veriyor: "Olur mu öyle şey? Ne terörü? Terör eylemi yaparsak adaya bir tek turist gelmez. Yoksul oluruz..."

Yanıttan yola çıkarak şu izlenimi ediniyor Cıvaoğlu: "Ekonomi çıtasının çok yükseklerde olması, bağımsızlık rüzgárlarını kesmiyor ama terörün belini kırıyor. Bütün tartışmalar, demokratik ortamda gerçekleşiyor (...) Ne zaman iki yanında çiçek bantları uzanan kusursuz bir asfalt yolda, kendine ait Mercedes taksiyi kullanan Bingöllü, Hakkárili ya da Tuncelili bir şoför, ’Terör eylemi mi dediniz? Bu coğrafyada... Hakkári, Bingöl, Tunceli’de mi terör eylemi yapılacak? Biz aklımızı mı kaçırdık? Ekonomimiz durur. Olmaz burada böyle şeyler’ diyebilecek?"

Bu ilginç yazı Sardunya Adası boyunca hep aklımdaydı, paylaşmak istedim.

Robot sesli ’navigasyon abla’

Tüm life-style yazarlarını Cala Di Volpe’nin nostaljik atmosferinden çıkartan en modern hadise ise uzay teknolojisine sahip yeni Audi A4’tü (zaten hepimiz bu yeni oyuncağın tadına bakmak üzere toplanmıştık).

Otomobil meraklısı değilim, ki artık biliniyordur, araba kullanmayı da bilmem. Ama bu yeni Audi bir acayip. Merak ediyorsun orasını burasını, habire "peki şurası ne işe yarıyor" diyorsun.

Bir kere navigasyon olayı muhteşem. Navigasyona sesi yüklenen robot sesli otoriter bir abla rotanı belirliyor: "Şimdi sağa dön" diyor mesela, "Şimdi de sol yap". Kaybolmak imkansız yani. Lakin bizde bu sistem biraz zormuş. Malum, yollarımız habire değiştiği için...

Audi A4’ün direksiyon sistemi de ilginç. Mesela, gittiğiniz şeritten saptığınız anda sizi uyarıyor: Titreyerek! Hani gece yolda giderken uyuyakalanlar için hayati bir hoşluk bu.

Daha çok özelliği var bu lüks otomobilin, ama say say nereye kadar...

Şubat’ta Türkiye’de satılmaya başlanacakmış. Meraklısı gelince test edecektir zaten.

Benim tek aklımda kalan şudur ama: Bu şık arabayla Sardunya’nın reklam filmlerinden fırlamış gibi duran kaymak yollarında dolanmak unutulmazdı.
Yazarın Tüm Yazıları