Mezarlıktan geçerken ıslık çalmak

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Başbakan Mesut Yılmaz, Ortadoğu gezisinden dönüşte, uçakta çaprazında oturan TOBB Başkanı Fuat Miras'ı yanına çağırıyor.

Önce, Ürdün-İsrail-Filistin'i kapsayan üç günlük gezinin kısa bir değerlendirmesini yapıyorlar.

Ancak, dönüş yolunda her ikisinin de kafasını aynı soru kurcalıyor.

Atak davranan Miras oluyor, doğrudan konuya giriyor:

‘‘Sayın Başbakan iki seçimin bir arada yapılması doğru değil...’’

Miras, baştan beri erken genel seçime karşı çıktığını söylüyor. Bugün birçok kişinin aynı noktaya geldiğini hatırlatıyor.

Yılmaz, dinlemekle yetiniyor.

Miras ise öteden beri dile getirdiği gerekçelerini sıralıyor:

‘‘Kararsız seçmen çok fazla. Önce yerel seçim yapılır. Kararsız seçmen eğilimi görür, ona göre durumunu değerlendirir...’’

Miras, dünyadaki ekonomik krize de dikkat çekiyor.

Türkiye'nin bu aşamada krize iyi dayandığını söylüyor.

Ancak hemen ardından, bazı işletmelerin, işçilerine ücretli izinler vermeye başladığını da kayda geçiriyor.

Yılmaz, Miras'ın sözlerini dikkatle dinledikten sonra ekliyor:

‘‘Ben de baştan beri iki seçimin bir arada yapılmasının yanlış olduğu görüşündeyim...’’

Yılmaz, Meclis'e seçimle ilgili öneriyi getirmek zorunda kaldıklarını belirtiyor.

Gerekçesini ise şöyle dile getiriyor:

‘‘O günkü şartlar bizi zorunlu olarak iki seçimin bir arada yapılması noktasına getirdi. CHP'nin tutumu karşısında başka çaremiz yoktu.’’

Dünyada ekonomik krizin yaşandığı bir dönemde, ‘‘erken genel seçimin doğru olmayacağını’’ söylüyor.

SİVİLLER DEVREDE

Yılmaz, hemen ardından bir duruma dikkat çekiyor.

CHP içinden de iki seçime karşı çıkışın başladığını vurguluyor.

Örnek olarak da Gaziantep'in CHP'li Belediye Başkanı Celal Doğan'ı gösteriyor.

Geçen hafta bu kente yaptığı gezi sırasında, Doğan'ın iki seçimin aynı anda yapılmaması yönündeki talebini bizzat kendisine ilettiğini belirtiyor.

‘‘Gelinen noktada iki seçimin bir arada yapılması kararından dönülebilir mi?’’

Yılmaz-Miras arasındaki sohbetin aslında temelini de bu soru oluşturuyor.

Yılmaz, partisinin böyle bir öneriyi Meclis'e getirmesindeki güçlükleri sıralıyor.

ANAP olarak böyle bir öneriyi getirmeleri halinde, diğer partilerden de aynı yönde görüşler olduğu halde, bütün eleştiri oklarının kendilerine dönmesinden çekiniyor.

Yılmaz, şöyle diyor:

‘‘Ekimde Meclis açıldığında ne olur bir görmek lazım. İki seçimin ayrı yapılması önerisini kim getirir bilemiyorum...’’

Bu aşamada Miras, araya giriyor.

Refahyol hükümetinin devrilmesinde emeği olan; TOBB, Türk-İş, DİSK, TİSK ve TESK'in oluşturduğu beş sivil toplum örgütünün de, seçime taraf olmadığını vurguluyor.

Miras şöyle diyor:

‘‘Sayın Başbakan, geçen yıl beş sivil toplum örgütü olarak yaptıklarımızı biliyorsunuz. Seçimle ilgili olarak da beş sivil toplum örgütü olarak bir çalışmamız söz konusu...’’

Miras, dün TOBB'da arkadaşlarına Yılmaz ile arasında geçen bu sohbeti aktarıyor.

Dolaylı yoldan bu sohbet bize ulaşıyor.

ISLIĞIN ARDINA GİZLENENLER

Türkiye şimdi çıkılması güç bir noktaya geldi.

Aslına bakarsanız seçimin yapılmasını isteyen çok az kişi var.

Hatta, Ankara'nın FP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek bile iki seçimin aynı anda yapılmasını arzulamıyor.

Ama ‘‘erkeklik belasına’’, herkes seçimi istemez duruma gelmek istemiyor.

Yani gerçekçilik, görüntünün arkasında kalıyor.

Seçimin bir an önce yapılmasını isteyenler ise mezarlık kenarından geçerken ıslık çalanlara benziyor.

Yani, korkusunu ıslığın arkasına gizlemek isteyenler.

Mezarlık kenarından geçerken ıslık çalmak yerine, gerçekçi bir çıkışın cesaretini yüklenmek daha akılcı olmaz mı?

İşte Türkiye'nin gündemindeki olay budur.













Yazarın Tüm Yazıları