Mevzular arası trekking

PORNOGRAFİK DAVADAKİ ‘AHLAK’

Haberin Devamı

- Aylar önce gündeme gelmiş ve ülkede ışık hızıyla olup biten binlerce meselenin arasında maalesef unutulmuştu.
Meğer Amerikalı ünlü yazar Chuck Palahniuk’un “Ölüm Pornosu” kitabını Türkçe’ye çeviren Funda Uncu ile kitabı yayınlayan Ayrıntı Yayıncılık’ın sahibi Hasan Basri Çıplak’a altı aydan üç yıla kadar hapis istemiyle dava açılmış bile.
Dava için hazırlanan iddianame o kadar moral bozucu, o kadar çağdışı ki, “Bu nasıl bir şey?” oluyor insan.
Efendim kitap incelenmiş ve inceleme sonrası kitapta birçok gayri ahlaki ve edebi olmayan anlatımlar olduğuna karar verilmiş!
Bu anlatımlar toplumun ahlak yapısı ile bağdaşmıyormuş.
Ve dolayısıyla kitap müstehcenmiş.
Asıl bomba ifade ise şu:
“Ülkelerin ahlak anlayışlarının birbirinden farklılık gösterdiğinin bir gerçek olması!”
Kısaca deniliyor ki: Bu kitap başka ülkelerin ahlak anlayışlarına uygun olabilir, oralarda yayınlanabilir.
Ama Türkiye’nin ahlak anlayışına ters olduğu için yayınlanamaz kardeşim! Yayınlanırsa da başınıza bunlar gelir işte...
Oldu olacak yayınevleri yabancı kitapları piyasaya sürmeden önce bir “ahlak kurulu”na soksun.
Bizim meşhur ahlak anlayışımızla kitabı yazan yazarın ortaya koyduğu “ahlak” karşılaştırılsın.
Bu ahlak maçını kazanırsa yabancı kitap, öyle yayınlansın.
Sonradan davalarla filan uğraşmasın yayınevleri.
“Oldu olacak” diyorum ama bu dava birçok yayınevini “aman başımız sonradan ağrımasın” tribine sokup otosansürü devreye sokacağı için çoktan böyle “olmuş” sayabiliriz aslında...

Haberin Devamı

EZGİ ASAROĞLU İŞİNE DÖNMELİ!

Oyuncu Ezgi Asaroğlu’nun önce sette dövülüp sonra da çalıştığı diziden kovulması üç-dört gündür en çok konuşulan mevzu.
Daha da konuşulmalı. Çünkü oyuncuya yapılan tam bir haksızlık.
Onu döven oyuncunun diziden “kendi isteği” ya da “yapım şirketinin isteğiyle” gitmesi de bir anlam ifade etmiyor.
Ezgi o diziye geri dönmeli. Bu en önemli hakkı.
Bir ara yerli dizi oyuncuları AKM önünde filan toplanıyorlardı hani.
“Saatlerce çalışıyoruz, dizilerin süresi kısalsın” filan diye.
Hatta kendi aralarında birlik olmaya çalışıyorlardı. Hani şimdi nerede o “hakkımız neyse söke söke alırız” diyen ünlü oyuncular?
Bu olay neden onları ilgilendirmiyor, şimdi neden hepsi tısss?
Bir yandan da gördük ki, setlerde hiç öyle “kardeşçe” bir çalışma ortamı filan yok.
“Ekibimle gayet uyumlu bir şekilde çalışıyoruz” şeklindeki röportaj klişesi de umarım bu olay sonrası tarih olur!

Haberin Devamı

REINA’NIN ‘MEŞHUR’ AÇIKLAMASI

Reina’cılar eşofmanlı kıyafetle mekanın kapısına gelen dizi oyuncularının içeri alınmamasına ilişkin bir hayli geç bir açıklama göndermiş.
Niye bu kadar geç kaldılar anlamış değilim, ama şu stratejileri gayet zekice hani:
Açıklamayı ben dahil birçok köşe yazarına sanki “kişiye özel”miş gibi yollamışlar.
“Sayın bilmemne, şu şu tarihli yazdıklarınıza çok üzüldük. Maruz kaldığımız eleştiriler nedeniyle size kendimizi anlatmak istedik” diye başlayarak...
Böylece Reina’cıların mailleri birçok yerde/köşede satır satır yayınlanma imkanı buldu.

Yazarın Tüm Yazıları