Mevzular arası trekking

OLMADI ŞÜKRAN MORAL

Haberin Devamı

Şükran Moral’ın yaptığı “seyirci önünde sevişme”li performansı çok konuşuldu, çok tartışıldı. Kimi cesurca buldu kimi aptalca.

Moral kendisiyle yaptığım röportajda olayı çok güzel özetlemişti, “Orada çıplak kalan biz değildik, seyircilerdi” diye...

Kısacası aslında performans amacına ulaştı.

Ama performansın görüntülerinden oluşan ve yarın açılması gereken serginin “toplumun hassasiyetleri nedeniyle” iptal edilmesi hiç şık olmadı.

Hem Şükran Moral hem de galeri yetkilileri daha cesur davranmalıydı.

Bu haliyle cesaretleri yarım kaldı. Reklam yaptıkları zannedildi.

Umarım bu kararlarından vazgeçip sergiyi açarlar...

SEZEN ŞEHİRDE

Kelebek’te önceki gün haberi vardı. Sezen Aksu, Kanlıca’daki evinin tadilatı nedeniyle uzun süre Pera Palas’ta yaşayacakmış.

Yani uzun bir aradan sonra şehrin merkezine geri dönmüş Aksu. Pera Palas’ı seçmesinin bir nedeni de otelin konumu olsa gerek. Kardeşinin kurduğu ve
Aksu’nun tüm işlerinin yürütüldüğü S&N Müzik hemen iki adım mesafede, Asmalımescit’te. Ayrıca Sezen Aksu’nun sık sık gittiği Ece Aksoy’un restoranı da civarda...

Her şey bir yana, Aksu’nun şehir içine dönmesiyle sokağın nabzını tutan hit şarkılar yapıp yapmayacağı esas merak konusu... 

CEYLA GÖLCÜKLÜ

Davetlerde, şık mekanlarda sıkça rastladığım ama hiç tanışmadığım bir isimdi Ceyla Gölcüklü. Her zaman şık ve alımlı bir kadındı gerçekten.

Daha bir ay öncesine kadar Etiler’de açacağı mutfak okulunun hazırlıkları için yoğun bir şekilde çalışıyormuş.

Ve anlaşılan o ki, en yakın arkadaşlarından dahi pankreas kanseri olduğunu gizlemiş. Ne desen boş oluyor böyle durumlarda.

Gölcüklü’nün ardından en güzel yazıyı dün Reha Muhtar yazdı Vatan’da.

Sadece onu söyleyeyim...

SEREN SERENGİL JACKSON

Seren Serengil son klibinde militer esintiler taşıyan ama ışıltısı her zamanki gibi eksik olmayan bir kostüm giymiş. Bu kostümü görünce Janet Jackson’ın meşhur
“Rhythm Nation 1814” albümünü hatırladım.

Ve Jackson’ın albümle aynı adı taşıyan şarkısına çektiği klipte giydiği kostümü. Çok benziyor çünkü...

Ah şimdi de o albümdeki şarkıları hatırladım. “Black Cat”, “Lonely” filan...

Tekrar tekrar dinlenesi... 

PAZAR PAZAR KARAKÖY TURU

Pazar günü önce kahvaltısı meşhur Namlı’da kahvaltı yaptık. Hayır, Liman Lokantası’nın karşısındaki Namlı’da değil. Yskele’nin oradaki Namlı’da, nam-ı diğer NamPort’ta.

Bilenler bilir, açık büfe vardır Namlı’da. Yok yoktur bu açık büfede.

Kahvaltılık her türlü malzemenin yanı sıra kabak tatlısı bile bulursun büfede.

Yani biraz “Türk milletinin gözünü doyuran türden” bir büfedir Namlı’nınki.

Oysa o kadar çeşidi sabah sabah ya da öğlen öğlen (bile) yemek mümkün değil... Namlı kahvaltısındaki en iyi şey, omlet aslında. Bir de peynir çeşitleri bol.

Peki ne kadar doldur-duğun tabağın fiyatı? 36 lira. Yçtiğin çaylar filan da dahil... Namlı sonrası bir kahve içmek üzere soluğu Maya’da aldık. Karaköy
Lokantası’nın yanındaki Maya, ahşap ağırlıklı cool dekorasyonuyla çok dingin bir mekan. Karaköy’de henüz Maya benzeri bir mekan yok.

O yüzden şehrin her daim farklı takılmayı seven bohem tabakası pazar günü bile oradaydı.

Haberin Devamı

Yeni albümlerden seç beğen

Haberin Devamı

SILA/ Konuşmadığımız Şeyler Var

Sıla samimi ve etkileyici sözler yazıyor. “Cam”, “Zamanında”, “Acısa da Öldürmez” ve “Kafa”; en göze çarpan örnekler...

Evet, “Acısa da Öldürmez”in nakarat melodisi (sanal ortamda da dile getirildiği üzere) 90’lı yıllarda Hazal’ın seslendirdiği “Elden Yar Olmaz”ın nakaratını andırıyor. Birinde ritim daha hızlı, diğerinde yavaş.
Ayrıca Emel’in “Hoşgeldin Hüzün” şarkısının “Acıyı tütün basıp dindir” dizesiyle de benzerlik var. 

“Tam da Bugün” benim favori şarkım oldu bu albümde.

“Vur Kadehi Ustam” iyi ki bu albümde yer almış. Demo versiyonları zaten uzunca bir süredir elden ele dolaşıp
dinleniyordu.

GÖKHAN ÖZEN/ Başka

Her şeyden var bu albümde! Hayli nabza göre şerbet ya da Gökhan Özen’in içindeki mozaiğin bir acayip yansıması, artık bilemiyorum. Tipik Gökhan Özen tarzı damar şarkılar (mesela “Yaralı Sevdam”), R&B melodileri (Oyna”), Gökhan Özen’in batılı yüzünü yansıtan şarkılar (mesela “Siyah Beyaz Günlerim”), Şehrazat şarkıları (ki aralarında en iyisi Bülent Yetiş’le beraber yaptıkları “Teslim Al”), bir parça duyarlılık (Sezen Aksu’nun Hrant Dink için yazdığı “Güvercin”i yeniden seslendirmiş Özen) ve biraz da eskilerden bir alaturka (“Sen Beni Unut”). 

Benim favorim “Siyah Beyaz Günlerim” (Özen bu tür şarkıları daha çok yapsa ya) ve “Teslim Al”. “Güvercin” ise hiç söylenmeseymiş keşke, yakışmamış.

Yazarın Tüm Yazıları