Mevzular arası trekking

“CESUR YÜREK” TEORİLERİ

Haberin Devamı

Kelebek’te okumuşsunuzdur. Sibel Can, Miami’den ıstanbul’daki evine döndüğünde büyük bir şok yaşamış.

Ve demiş ki Sulhi Aksüt hakkında: “O benim cesur yüreğimdi, ama fazlasıyla cesur çıktı”. Ardından şunu eklemiş; yaşadığım şeyi paylaşmayacağım, benimle birlikte mezara gidecek! ıyi de şimdi bu ne demek?

Madem söylemeyeceksin, niye zihin çorbası yapıyorsun?

Aslında bu da bir intikam alma şekli. “Açıklarsam yanarsın” demek istiyor, Sibel Can açık açık.

Peki insanın neler geliyor bu açıklamalardan sonra? ışte teorilerim:

1.Cesur Yürek’in evde “Braveheart”çılık oynarken kendi kafası yerine yanlışlıkla hizmetçinin kellesini giyotinlemesi (filmin sonunu hatırlayınız).

2. Cesur Yürek’in ta Amerika’lardan Mel Gibson’ı davet etmiş olması ve Sibel Can şarkılarını evde ıngilizce söylerken yakalanmış olmaları.

3. Cesur Yürek’le Mel Gibson’ın kilt (ıskoçlar’ın giydiği etek) giymiş halde evin içinde fonda Kürtçe bir türkü ile halay çekmeleri.

SEZEN AKSU BASIN TOPLANTISI YAPSAYDI...

Sezen Aksu’nun Başbakanlık Özel Kalem’e not bırakıp içeriği netleşmeyen “Kürt Açılımı”na “vatandaş Sezen” olarak verdiği destek geçen hafta çok konuşuldu. Sezen Aksu’yu hem eleştirenler hem de övenler oldu.

Bu çok doğal, bol tartışmalı bir konuda fikrinizi açıklarsanız elbette olumlu-olumsuz tepkiler olur.

Ama keşke Başbakanlık Özel Kalem’i arayıp not bırakmak yerine çıkıp bu konuda bir basın toplantısı yapsaydı Sezen Aksu. Bir otel lobisinde ya da kendi evinde. Böylece daha bağımsız bir profil çizerdi herkesin algısında.

Ve sert bir şekilde onun “açılım desteğini” eleştirenler bile pek bir şey diyemezdi.

23’LÜK SEVGİLİYLE GERÇEKTEN MUTLU GÖRÜNÜYOR

Bu fotoğrafı görünce dedim ki, “Bu kadın gerçekten mutlu bu çocukla”.
Hangi kadın? Madonna tabii. Konserlerini takip etmekten hâlâ bıkıp usanmadığım kadın. Londra’daki Kabala Center’da onunla karşılaştığımda yanında yine 23’lük manken Jesus Luz vardı.
Ve o zaman Jesus bana, “Madonna’nın seks oyuncaklarından biri” gibi gelmişti. Ama tekne gezintisi sırasında çekilmiş bu paparazzi fotoğrafındaki yüz ifadesi her şeyi değiştiriyor: Bu kadın bu adamla mutlu ve cidden aşık. 

TAKSİLER ZATEN ZAMLIYDI YAHU

Taksimetre açılış ücreti, 2 liradan 2.5 liraya çıkıyormuş. Buna karşılık gece tarifesi kaldırılıyormuş. şehir içinde sürekli taksi kullanan biri olarak haberi okuyunca ilk tepkim şu oldu: “Yahu zaten zamlıydı taksiler!”

Nasıl mı? Mesela bir yerden bir yere gidiyorum. 7 lira tuttu diyelim.

Ben 10 lira veriyorum taksiciye. Akabinde paranın üstünü bekliyorum doğal olarak. Ama taksicilerin yanıtı çoğu zaman şöyle oluyor: “Abi bozuk yok”.

Yani 3 liram ister istemez içerde kalıyor. Ben 10 liraya seyahat etmiş oluyorum. Ve bu çok sık oluyor!

2 lira, 3 lira derken her yere “bozuk yok abi” zammıyla gidiyorum.

Her seferinde sinir oluyorum, ama uğraşmak istemediğim için de o bozukluklar taksicilere kalıyor. En sonunda şöyle bir yöntem buldum.

Diyelim ki gittiğim mesafe 5 lira 500 kuruş mu tuttu?

5 lirayı veriyorum, küsuratına gelince “Kusura bakma bozuğum yok” diyorum. Bazen cidden olmuyor, o ayrı. Ama olsa bile ne yapayım işte, bunu da onlardan öğrendim.

Haberin Devamı

Adalar’dan bir kısa film gelir bizlere

Haberin Devamı

Yazın İstanbul’daki adalardan birinde ev kiralayan ve işine oradan gidip gelen arkadaşlarım var. Nasıl üşenmiyorlar, yorulmuyorlar mı ya da oraya gidince huzur mu buluyorlar (büyük olasılıkla öyle); pek anlamıyorum (şehirde kalmam en iyisi).

Hatta tamamen orada yaşayanlar da var. Mahmure Vaizoğlu gibi. Mahmure sadece yaşamıyor üstelik şahane işlere de imza atıyor, Büyükada’da.
“Adalar Kısa Film Yarışması” bunlardan biri. Geçen hafta sonu altıncısını düzenledi Mahmure bu yarışmanın.

Adalar Kültür Derneği ve Mimar Sinan Üniversitesi Sinema TV Merkezi işbirliğiyle tabii.

Gidecektim, ama son dakikada şehir beni esir aldı. 

Mahmure’yle konuştum, her şey adadaki gibi, huzurlu geçmiş. Umarım yakın zamanda “uzun metraj” yarışması da düzenlenir.

TAVSİYE: Büyükada’ya gidip bir gece kalmayı düşünürseniz Aya Nikola Butik Oteli sessiz bir koyda, denize nazır bir yerde. Sahibesi Aysel Hanım asma yaprağında levreği şahane yapardı, hâlâ yapıyorsa ondan da tadın...

Yazarın Tüm Yazıları