Mevzular arası trekking

KULİS YAKASI’NIN KONUŞTUĞU

Avrupa Yakası’ndaki tüm oyuncular genelde paradan puldan şikayet edip ayrılıyorlar ya. Şimdi Binnur Kaya iki karakter birden canlandırmaya başladı. Hem Şahika hem Dilber Hala. Acaba Kaya geçen sezonla aynı parayı mı alıyor?

Mantıklı olan o paranın ikiye katlanması tabii.

Kulis Yakası’da da merak edilen bu işte.

(Aç parantez: Dilber Hala’nın "Hoşşik"i şimdiden dile düştü bile).

SEZEN’İN GERÇEKLEŞTİREMEDİĞİ HAYALİ

Time Out’un bu sayısında iki ilginç röportaj var. Biri Sezen Aksu’yla yapılmış. "Şehrin 40 kahramanı" dosyasına istinaden. Aksu, "Gerçekleştiremediğiniz bir hayaliniz var mı?" sorusuna şu yanıtı veriyor: "O kadar çocuksu ve ütopik ki söylemeye utanıyorum, geçelim". Ne olduğunu cidden merak ettim, bir gün öğrenebilir miyiz acaba bu gerçekleşmeyen hayali?

CYNDI LAUPER BUNU NEREDEN BİLİYOR?

n Diğer röportaj da Cyndi Lauper’la yapılmış. İlginç olan, röportajda Lauper’ın Türkiye’de gerçekleşen (benzerlerinden farklı) bir "namus cinayeti"nden bahsetmesi. Açıklayalım: Gay olduğunu açıkladığı için ailesi tarafından öldürüldüğü iddia edilen Ahmet Yıldız cinayetinden basbayağı isim vererek bahsediyor ünlü yıldız.

Şöyle diyor: "İnsanların tereddüt etmeden ya da korku olmaksızın gerçek renklerini gösterebilmeleri için daha çok yol almamız gerekiyor. Ahmet Yıldız’ın ölümü kendi arka bahçenizde neler olduğunu gösteriyor".

Cyndi böyle bir ayrıntı verince şaşırıyorsunuz, ama röportajın tamamını okuyunca anlıyorsunuz. Meğer Lauper gay-lezbiyen hakları konusunda epey çalışma yapmış, hassasmış bu konuda. Bu yüzden olsa gerek dünyadaki hiçbir haberi atlamıyor.

HAMAMDA ASKERLİK POZU

Hakan Öztürk ve Tamer Yılmaz, Tuğçe Kazaz’ı bir çekimin konsepti gereği hamama sokmuşlar.

Ve o çekimden basına yansıyan ilk kare ne olmuş?

Üçü bir arada, hamamda yarı çıplak, elde taslar, bir tür askerlik fotoğrafı... Fotoğrafı görünce "Tamer ve Hakan böyle bir fotoğrafı niye göndermiş, pek fena" dedim içimden.

Yani arkadaşlar rica ederim, elin (aslında yarı yarıya elin) Mert’le Marcus’u Kate Moss’u hamama sokup poz verdirdi, ama üçünün beraber çekilmiş hatıra pozu "önden" servis edilmedi basına.

PELİN-ARDA BATU VE "THE DREAMERS"

n Pelin Batu’nun bir röportajında söylediği "Arda ile yakınlığımız farklıdır. Hep birbirimizin yanındayızdır. Evde çırılçıplak yürürüm. Arda da öyle, hiç utancımız yoktur. Türk normlarında belki garip geliyor ama bizim kadar yakın bir aile ve kardeşlik görmedim" cümleleri bana ister istemez Bertolucci’nin filmi "The Dreamers"ı anımsattı. İzleyen izlemeyene anlatsın: 1968 Paris’inde geçen filmde iki kardeş vardı, biri erkek (Louis Garrel), diğeri kız (Eva Green). Onlar Pelin ve Arda’dan bir tık, hatta yirmi-otuz tık daha rahattılar. Mesela: Okulda tanıştıkları Amerikalı bir öğrenciyi (Michael Pitt) aralarına alıyor, sonra da hep beraber küvete girip sinema sohbeti filan yapıyordu iki kardeş! Hem politik hem erotik hem de aslında apolitik bir filmdi. Yeri gelmişken, okullarına dönen tüm yavrularımıza tavsiye ediyorum. Dalga geçmiyorum, ciddiyim.

GECE TARİFESİ SENDROMU SONA MI ERİYOR

Yaşasın, gece tarifesi olayı İstanbul’da da sona erecekmiş!

Henüz karar alınmamış gerçi, ama girişim yapılmış.

Böylece gece tarifesine beş dakika kala arkadaşın evinden koşarayak, "Hadi ben gece tarifesine kalmayayım birader" diye kaçma sendromu sona erecek.

Bir de tabii, taksicilerle girişilen sonsuz seçenekli, "Abi karşıya gündüz gider misin, abi nolur ya" ızdırabı da... Günün en bi güzel haberi bu yani.
Yazarın Tüm Yazıları